RABAT (AA) - MUHAMMED BENDERİS - Fas'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi sonrasında iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisine yönelik eleştiriler dikkati çekiyor.
Altı ay sonra genel seçime hazırlanan Fas'ta siyasi tartışmaların merkezinde İsrail'le normalleşme kararı var.
Fas yönetimi, 10 Aralık 2020'de eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Batı Sahra'da Fas'ın hakimiyetini tanımasıyla birlikte İsrail ile ilişkilere yeniden başlama kararı almıştı.
Bu karar, İslami eğilimiyle bilinen iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ve dışında tartışmalara neden oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri ve Başbakan Sadeddin el-Osmani, normalleşme anlaşmasında imzası bulunması nedeniyle eleştirilerin odağındaki isim olurken, kararda yalnız olmadığını ve Batı Sahra meselesinde kazanım elde edildiğini belirtiyor.
Fas'ta 1967'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi, kuruluşundan bu yana İsrail ile normalleşmenin her türlüsüne karşı olmasıyla biliniyordu.
- Normalleşme partide tartışmalara yol açtı
Partinin önde gelen isimlerinden milletvekili Ebu Zeyd el-İdrisi, 18 Ocak'ta partisinin normalleşme konusundaki siyaseti nedeniyle üyeliğini dondurma kararı aldığını açıkladı.
Partinin 23-24 Ocak'taki Ulusal Konsey toplantısında da İsrail ile normalleşme konusu ele alınarak tartışıldı.
Başbakan Osmani, İsrail ile ilişki kurulmasına ilişkin imzaladığı anlaşmanın kendi konumunun bir sonucu olduğunu belirterek, partisinin tavrında bir değişiklik olmadığını ifade etti.
Fas'ın Batı Sahra üzerindeki hakimiyeti için ulusal çalışmaları desteklemek zorunda kaldığını vurgulayan Osmani, Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkını desteklemeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
- 'Başbakan Osmani, milli bir dava konusunda üzerine düşeni yaptı'
Adalet ve Kalkınma Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Bukamazi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, fikir ayrılıkları olsa da kuruluşundan bu yana partide birçok zorluğun üstesinden gelindiğini belirtti.
Bukamazi, 'Parti üyeleri arasında özellikle yönetim seviyesinde görüş farklılıkları yaşandı. Bu görüş farklılıkları, kimi zaman yüksek düzeye ulaşsa da her zaman kurumsal anlamda çözüm sağlandı.' dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisinin Fas için önemine değinen Bukamazi, partinin reform sürecindeki önemini ve birliğin her şeyden önce geldiğini vurguladı.
Bukamazi, 'Başbakan Osmani ve partisi, milli bir dava konusunda üzerine düşeni yaptı. Parti Filistin'i savunma noktasında ilkelerine hala sadıktır.' diye konuştu.
Normalleşmenin parti içindeki etkisine ilişkin ise Bukamazi, 'Bu konu parti içinde gerçekten güçlü bir şekilde tartışılıyor. Allah'ın izniyle bu tartışmaları atlatıp daha güçlü bir şekilde ve safları sıklaştırarak yolumuza devam edeceğiz.' ifadelerini kullandı.
- 'Teorik ve stratejik bir akılla hareket edilmeli'
Fas'ın Fes kentinde bulunan Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesinden Siyaset Bilimi Profesörü Selman Ebu Numan da normalleşme sonrasında artan tartışmaların iktidar partisine etkisini değerlendirdi.
Ebu Numan, 'Parti, otorite ve kimlik açısından, gerek reformların hayata geçmesinde gerek kritik konuların yönetiminde büyük ve derin bir kriz yaşıyor.' yorumunda bulundu.
Partinin fikri anlamda eski Başbakan Abdullah Benkiran'ın 2016'da hükümetin kurulmasında yaşanan krizden bu yana tıkandığı görüşünü savunan Ebu Numan, 'Yapılanları meşrulaştırma düşüncesiyle değil, teorik ve stratejik bir akılla hareket edilmeli.' ifadelerini kullandı.
Ebu Numan, Adalet ve Kalkınma Partisinin fikri ve siyasi yenilenme konusunda net tavır takınmaktan ziyade, pragmatik bir biçimde hareket ettiğini söyledi.
- 'Parti, kritik bir dönemden geçiyor'
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Nebil el-Endelusi ise partinin birliğini korumak için fikri anlamda yeniliğe ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Endelusi, 'Parti şu anda kritik bir dönemden geçiyor. Fas siyasi hayatındaki rolü ve diğer siyasi aktörlerle ilişkisi konusunda kendisini yeniden konumlandırmaya ihtiyacı var.' diye konuştu.
Partinin demokratik mücadele döneminden, demokrasiyi inşa aşamasına geldiğinin altını çizen Endelüsi, 'Bundan sonra hangi aşamaya geçileceğinin belirlenmesi gerekir.' ifadelerini kullandı.
- Fas ve İsrail ilişkilerinde normalleşme
Rabat ve Tel Aviv arasındaki düşük düzeyli ilişkiler, 1993'te Filistinliler ile İsrail arasında imzalanan Oslo Antlaşması'nın ardından başlamış, ancak 2. İntifada'nın patlak verdiği 2002'de Fas bu ilişkileri durdurmuştu.
Fas Kralı 6. Muhammed 10 Aralık 2020'de İsrail ile ilişkilerin 'en yakın zamanda' kurulacağını açıklamıştı. Aynı gün Trump yaptığı açıklamayla Fas ve İsrail'in tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardığını ve Batı Sahra'da Fas'ın hakimiyetini tanıdıklarına dair bir bildirge imzaladığını duyurmuştu.
Fas, bu kararla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan'ın ardından son birkaç ay içinde İsrail'le normalleşme anlaşmasına varan dördüncü Arap ülkesi, Mağrib bölgesinde ise ilk ülke olmuştu.
Fas ile İsrail, 22 Aralık 2020'de diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi kapsamında 4 anlaşma imzalamıştı.