Dünyanın farklı yerlerindeki okullarda, çocukların eğitim sürecine bağlanmasına ve bundan zevk almaya başlamasına yardımcı olan dersler var.
Dünyanın farklı yerlerindeki okullarda, çocukların eğitim sürecine bağlanmasına ve bundan zevk almaya başlamasına yardımcı olan dersler var.
Nasıl mutlu olunur? Birçoğumuz bu sırrı bilmek isteriz. Almanya'daki okullarda eğitim gören çocuklar, kendileri ve dünyayla uyum içinde yaşamayı öğreniyorlar. Hatta Heidelberg'deki bu okullardan birinde okul müdürü bu dersi veriyor.
Örneğin, başkasını mutlu edebilecek bir video çekiyorlar veya gönüllü olup bir yardım etkinliği düzenliyorlar. Bahsettiğimiz bu mutluluk dersleri 100'den fazla okulda, Butan, Girit ve Avustralya gibi ülkelerde de yer almaktadır. Avustralya’nın ‘Geelong’ şehrinde bu program “olumlu eğitim” olarak adlandırılıyor.
Keşif dersi haftada bir kere yapılan ve 5 saat süren uygulamalı bir derstir. Öğrenciler yaşadıkları şehrin yerel çiftlik, pazar, restoran veya atık işleme tesisi gibi farklı yerlerine giderler. Her geziden sonra, öğretmen dersin teorik bölümüne geçer.
Sonrasında bu yiyecekleri hazırlarlar, masalara servis yapar ve sonrasında masaları temizlerler. Ayrıca, program genellikle restoran markasının ve konseptinin gelişimini, bilinçli gıda üretim sisteminin çalışılmasını, gıdaların faydasının hesaplanmasını, hasadın toplanmasını ve insanların nasıl işe alınacağını öğrenmeyi içerir.
Bu ders, 3 yaşından 17 yaşına kadar her İspanyol öğrencinin almak zorunda olduğu bir derstir. Dersler genel olarak çok keyifli geçiyor. Öğrenciler film izleyip, insanlarla iletişim kurmak ve farklı problemleri çözmek gibi konuları tartışıyorlar. Çocuklar duygularını kontrol etmeyi ve başkalarını dinlemeyi öğreniyorlar. Her hafta çok ciddi sosyal sorunlar tartışılıyor. Benzer bir ders İsrail'deki okul programına eklenmişti. Öğrencilerin, kendilerini endişelendiren şeyleri paylaştığı ve sonra, tüm sınıf olarak problemlerine olası çözümleri tartıştıkları bir dersti.
Bu derste tüm sınıf bir arada oturup dikiş dikiyor, örgü örüyor, çekiç kullanmayı öğreniyor ve kuş evleri yapıyor. Elbette, yemek yapmayı da öğreniyorlar. Aynı zamanda bir teori sınıfları var ve bu sınıfta da sağlıklı beslenme kuralları, önemli besinlerin hesaplanması ve hatta bütçeleme gibi konular öğretiliyor.
Küçük İsveçliler yetişkinmiş gibi muamele görürler; tutumlu ve kendine yeterli oldukları öğretilir. Bunun yanı sıra öğrencilere bir mağazada veya devlet dairesinde nasıl mücadele edecekleri, hakları ve müşteri olma becerisi gibi konular öğretilir.
Küçük İngiliz çocuklar ormandayken kendilerini çocukluktan beri evlerinde hissederler. Çok küçük yaşlarda, kendilerini ormanda nasıl yönlendireceklerini, ne gibi dallar göreceklerini, nasıl ateş yakabileceklerini, kulübe yapmayı, yenilebilir bitkileri ve mantarları ayırt etmeyi öğrenirler. Bazı okullarda, her gün Orman Okulu dersleri vardır.
Hollanda'da, bu dersler dil dersleri kapsamında verilmektedir. Öğrenciler belli görüşleri savundukları 2 takıma ayrılırlar ve her zaman kendi bakış açılarına uygun grupta olmazlar. Öğretmen bilgilerin ne kadar düzgün sunulduğunu değerlendirir ve ateşli bir tartışmada görülebilecek olan saldırganlık belirtilerini izler. Sonuç olarak, öğrenciler diğer insanlara karşı bir tolerans geliştirir ve tüm sorunların en az 2 tarafının olduğunu anlarlar. Bu ders İsrail'de de öğretiliyor. Orada çocuklar konuşma tekniğini, içeriğini, beden dilini, taklitleri ve tartışma sırasında yaşanan duyguları tartışırlar.
Çocuklar da en az yetişkinler kadar, sosyal medyadan uzak durmakta zorlanma sorununu yaşamakta. Genç blog yazarları çevrim içi olarak sayısız fotoğraf ve video yayınlıyor ve kendi YouTube kanallarına sahipler. Ebeveynler ve hatta doktorlar, çocukların teknolojiye karşı artan bağımlılığı nedeniyle endişelenmektedir. Bu yüzden siber güvenlik konusu İsrail'deki birçok okulda ortaya çıkmıştır. Ders kapsamında öğretmenler, öğrencilere çevrim içi davranış kurallarını anlatır ve olumsuz yorumlara nasıl tepki ve yanıt verileceğine dair çözümler paylaşırlar. Bunun yanı sıra çocuklar hackerlar tarafından kandırılmayı nasıl önleyeceklerini, bilgisayarlarını ve akıllı telefonlarını virüsten korumayı ve kişisel verilerinin nasıl muhafaza edeceklerini öğrenirler. Oyun bağımlılığının incelemesi de kapsama dahildir.
Yapay Zeka dersi, Çin’de 2019 itibari ile müfredata giren, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine verilen bir derstir. 10 kitaplık bir dizide çocuklar sadece Yapay Zeka gelişiminin tarihi hakkında değil, aynı zamanda onu kullanma yöntemleri hakkında da bilgi edinirler. Derslerde yüz tanıma, özerk sürüş ve sosyal güvenlik konuları işlenir. Sıkıcı teori sınıflarının yanı sıra, çocuklar öğrendiklerini pratiğe dönüştürmek için robotlar yaparlar.
Yoga dersleri İngiliz, Amerikan ve Avustralya ortaokul ve liselerindeki öğrencilere meditasyon yapma şansı tanır. Dersler haftada 2 kez ve 40 dakika sürmektedir. Yoga öğretme hakkına sahip olmak için, öğretmenler 6 haftalık bir hazırlık sürecinden geçmek zorundadır.
Meditasyon esnasında küçük çocuklar sakinleşmeyi ve sabırlı olabilmeyi, gençler ise çatışmalarla başa çıkmayı öğrenirler. Öğrenciler nefes egzersizlerini yapmak için eğitilir ve şiddet içermeyen iletişim kullanarak kendilerini sakinleştirir. Genel amaç; duygularını sözelleştirmeyi ve tüm sorunlarını sakince çözmeyi öğretmektir.
Avustralya okyanuslarla çevrilidir ve insanlar tüm yıl boyunca burada sörf yaparlar. Zorunlu sörf dersleri sırasında öğrencilere nasıl sörf yapacakları, sörf tahtasını nasıl kullanacakları, dengelerini nasıl sağlayacakları ve dalgalarla nasıl başa çıkacakları öğretilir. Bu spor dalı vücut gelişimi için çok faydalıdır. Bunun yanı sıra sörf yapmak çocuklara doğayla uyum içinde yaşamayı ve doğayı nasıl kontrol edeceklerini öğretmeyi hedefler. Bu dersi ne yazık ki yalnızca okyanusa yakın yaşayan öğrenciler alabiliyor. Okulları okyanustan uzak olan çocuklar ise zorunlu yüzme dersleri alıyorlar. Aynı zamanda sörf dersi Yeni Zelanda ve Hawaii’deki ders müfredatlarında da mevcuttur.
Japonlar yalnızca doğayı incelemenin yeterli olmadığı, buna ilave olarak doğaya hayranlık duyulması gerektiğini ve doğru tavrın bu olduğunu düşünür. Japonya’da, Budizm'den önce Şintoizm inanışı vardı ve temel prensiplerinden biri doğa hayranlığıydı. Şu anda, pek çok Japon okulu doğa hayranlığı dersini zorunlu bir şekilde sunmaktadır. Bu dersler sınıflarda yapılan sıkıcı derslerden farklı olarak öğrencilere ilginç geziler sunup, güzel yerler, bitkiler, kuşlar ve hayvanlar, çocuklar onları yalnızca resimlerde değil, gerçek hayatta da görebilecekleri fırsatlar sunar. Öğretmenler sadece çevreyi gösterip anlatmazlar, çocuklara etraflarındaki dünyayı sevmeyi, doğanın uyumunu görebilmeyi ve doğada yaptıkları şeylerde dikkatli olmalarını öğretirler. Dersin sonunda, çocuklar neden belli bir deneyimi sevdiklerini açıklayabilmelidir. Çocuklar bilgi ve becerilerinden puan alırlar ve yılın sonunda özel bir sınava girerler.
Türkiye’de ilkokulun ilk 3 senesinde Türkçe, matematik, yabancı dil ve hayat bilgisi dersi olmak üzere 4 temel ders vardır. Hayat Bilgisi dersi küçük çocukların çevrelerini ve dünyayı öğrenip anlamaya başladıkları; yaşam bilimi anlamına gelen bir derstir.
Bunun yanı sıra öğretmenler görgü ve davranış kuralları hakkında da konuşurlar. 4.sınıfta bu ders; Fen bilimleri ve sosyal bilgiler ile değiştirilir.
Vietnam'da eğitim hala herkesin maddi olarak karşılayamadığı bir lüks. Ancak Vietnamlı çocuklar, 6 yaşında neyin iyi neyin kötü olduğunu öğreniyorlar. Okul programında “ahlak” olarak adlandırılan zorunlu bir ders var. Öğretmenler sadece “Bu doğru bir şey” demiyorlar, bunun neden doğru olduğunu ve belirli eylemlerin nelere yol açabileceğini açıklıyorlar.
Japonya'daki okullarda, okula sağlıksız yiyecekler getirmek yasaklandı. Bir öğretmen, okula sadece sandviç olan beslenme çantası gönderen veliyi azarlama hakkına bile sahip.
Türkiye’de asla olamayacak bir ders: orman okulu.
yalnız turkiye deki eğitim fotografı sanarsın suriyede bir okul
valla hayat bilgisi aldıkta ben bana bir şey öğretildi olarak hatırlamıyorum ilk okuldan toplam 5 sene tek öğrendiğim toplama çıkarma çarpma bölme ve okuma yazma bu kadar biz genelde sınavları geçerdik bir şey öğrenmezdik ;)