Farazi Sorulara Mantıklı Cevaplar: İnsanlık Bir Anda Ortadan Kaybolsaydı Dünyaya Ne Olurdu?

06.05.2020 - 08:45

Her hafta farazi ve muhtemelen çoğu kişinin kulağına saçma gelecek bir soruyu cevapladığımız içeriğimizde bu hafta 'İnsanlık bir anda ortadan kaybolsaydı, dünyaya ne olurdu?' sorusuna cevaplar arıyoruz.

Geçen haftaki içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz!

Farazi Sorulara Mantıklı Cevaplar: Dünyanın En Derin Deliğine Düşseniz Ne Olurdu?

Günümüzde dünyada 7.6 milyara yakın insan yaşıyor. Bu insanlardan biri de sizsiniz.

Dünya üzerindeki etkimiz ise asla azımsanamaz.

Yerleri, gökleri, hatta yerin altını bile elimize geçirmiş bir şekilde değiştirmiş durumdayız. Öylesine yayılmışız ki dünyaya, neredeyse adım atmadığımız yer kalmamış...

Bunlar birer gerçekken, hadi bir anda yok olduğumuzu var sayalım... Diyelim ki Thanos dünyadaki insan nüfusunu bir anda silmiş.

İlk olacak şey yok olma anında seyir halinde olan milyonlarca arabanın, binlerce uçağın, trenin, metronun, geminin bir yerlere çakılması olurdu.

Bir saate kalmadan elektrik kesintileri yaşanmaya başlardı, çünkü işleyişi takip edecek kimse olmazdı artık.

Kömür santralleri yakıtları bitince çalışmayı durdururdu.

Rüzgar enerjisi santralleri ve barajlar da insanlar olmadan işleyemezdi.

Nükleer santrallerin bilgisayarları ise tehlikeli bir durum olmaması için kendi kendilerine santralleri kapatmaya başlardı... Fakat bu sonsuza kadar sürmezdi.

3 gün geçtiğinde Londra'daki Big Ben son kez çalardı. Çünkü 3 günde bir insan eliyle kurulması gerekmektedir.

Bu sırada hayvanat bahçelerinde, çiftliklerde, evlerde kapalı olan hayvanlar kaçmak zorunda kalırdı. Kaçamayanlar bir süre sonra açlıktan ölürdü.

10 gün geçtiğinde ise nükleer santraller, artık bilgisayarlar tarafından kontrol edilemez ve zincirleme şekilde patlamalar başlardı.

Bu patlamaların saldığı radyasyon dolayısıyla etkilenen alanlarda ölüm kol gezerken,

Dünyanın başka bir kısmında hayat yeniden canlanıyor olurdu.

Büyük ve küçükbaş hayvanlar dünyanın dört bir yanında kendilerini kırlara atar, belki de ilk kez özgürce koşturuyor olurdu.

Bu sırada tüm marketlerimiz, pazarlarımız, kısacası yemeklerimizi sakladığımız her yer farelerle ve kemirgenlerle dolardı. Çürümeler başlayınca da böceklerle.

Evcil hayata alışık hayvanlarımız ise hayatta kalmak için vahşileşmeye ve avlanmaya başlarlardı.

Birkaç yıl geçtiğinde hepimizin tanıyıp bildiği şehirler, kıyamet sonrası filmlerine döner; doğa hakkı olanı geri almaya başlardı.

Havanın temizlenmeye başlamasıyla bitkiler binalara tırmanır, gökyüzüne uzanırlardı.

Aradan 30 yıl geçtiğinde gökyüzünde süzülüp duran tüm o uydularımız verileri asla toplanmamak üzere yeryüzüne çakılır,

Çürüyerek yıkılan gökdelenleri ve binalarıyla, kıyı şeridinde bulunan birçok şehir denizin altında kalırdı.

Artık kimse tarafından kullanılmayacak gemiler suyun dibini boylar, yeni mercan resifleri haline gelirlerdi.

Her şey hızla güzel gidiyor gibi görünse de gerçek şu ki iklim değişikliği 40 yıl daha sürer ve dünyamız 0.6 derece daha ısınırdı.

60 yıl geçtiğinde ise aşırı avlanma yüzünden ölümün kıyısında gezen deniz yaşamı yeniden cıvıl cıvıl olurdu.

İçinde yaşadığımız o kocaman şehirlerinse hiç uğramamışız gibi olması için 150 yıl geçmesi gerekiyor.

150 yıl sonra Londra eskisi gibi bir bataklık,

Vancouver gibi kuzey şehirleri kar fırtınalarıyla dolu buz gibi bölgeler,

Las Vegas ise kum fırtınalarının arasında kalmış bir yer olur, özüne dönerdi.

Atmosferimizdeki fazla karbondioksidin temizlenmesi ise 230 yıl sürer,

Böylece büyük ormanlarımız on bin yıldır olmadıkları kadar sağlıklı bir hale gelirlerdi.

Fakat yanlış anlaşılmasın, bu izimizin silindiği anlamına gelmiyor. Çünkü 25 bin yıl sonra bile hala metal ve plastik kalıntılarımızı

Ve Ay'da bıraktığımız izleri görebiliyoruz.

25 bin yıl... Etkimizin ne kadar kalıcı ve büyük olduğunu anlamamız için yeterli bir süre değil mi?

Bizim etkimizle gidişimizden sonra bile kendine uzun süre gelemeyecek olan bu mavi gezegene biraz daha iyi bakmaya ne dersiniz?

Her hafta yeni bilgiler paylaştığımız içeriğimize de göz atmayı unutmayın!

Acayip Bilgiler Kuşağı: Monotonlaşan Hayatınıza Yeniden Anlam Katacak 15 İlginç Gerçek

YORUMLAR

Pasif Kullanıcı

06.05.2020

Oh ne güzel masal gibi. Ve dünya sonsuza dek musmutlu yaşamııış.

Holyknowledge

06.05.2020

Onedio keşke övdüğün terörist İbrahim Gökçek de dünyadan silinseydi!

uk4455

06.05.2020

size.gore zaten aksi dusunen herkes terorist... ama.asil teroristler vatan dusmanlari sizsiniz. kurtulus savasi oncesi nasil piyasadaydisaniz bugunde oyle ortaliktasiniz korkak vatan hainleri. sizler dunyadan silinin.ins. truereligionislam

Ördekkaç

06.05.2020

Çok güzel bir içerik olmuş.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ

Farazi Sorulara Mantıklı Cevaplar: İnsanlık Bir Anda Ortadan Kaybolsaydı Dünyaya Ne Olurdu?

Geçen haftaki içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz!

Günümüzde dünyada 7.6 milyara yakın insan yaşıyor. Bu insanlardan biri de sizsiniz.

Dünya üzerindeki etkimiz ise asla azımsanamaz.

Bunlar birer gerçekken, hadi bir anda yok olduğumuzu var sayalım... Diyelim ki Thanos dünyadaki insan nüfusunu bir anda silmiş.

İlk olacak şey yok olma anında seyir halinde olan milyonlarca arabanın, binlerce uçağın, trenin, metronun, geminin bir yerlere çakılması olurdu.

Bir saate kalmadan elektrik kesintileri yaşanmaya başlardı, çünkü işleyişi takip edecek kimse olmazdı artık.

Kömür santralleri yakıtları bitince çalışmayı durdururdu.

Rüzgar enerjisi santralleri ve barajlar da insanlar olmadan işleyemezdi.

Nükleer santrallerin bilgisayarları ise tehlikeli bir durum olmaması için kendi kendilerine santralleri kapatmaya başlardı... Fakat bu sonsuza kadar sürmezdi.

3 gün geçtiğinde Londra'daki Big Ben son kez çalardı. Çünkü 3 günde bir insan eliyle kurulması gerekmektedir.

Bu sırada hayvanat bahçelerinde, çiftliklerde, evlerde kapalı olan hayvanlar kaçmak zorunda kalırdı. Kaçamayanlar bir süre sonra açlıktan ölürdü.

10 gün geçtiğinde ise nükleer santraller, artık bilgisayarlar tarafından kontrol edilemez ve zincirleme şekilde patlamalar başlardı.

Bu patlamaların saldığı radyasyon dolayısıyla etkilenen alanlarda ölüm kol gezerken,

Dünyanın başka bir kısmında hayat yeniden canlanıyor olurdu.

Büyük ve küçükbaş hayvanlar dünyanın dört bir yanında kendilerini kırlara atar, belki de ilk kez özgürce koşturuyor olurdu.

Bu sırada tüm marketlerimiz, pazarlarımız, kısacası yemeklerimizi sakladığımız her yer farelerle ve kemirgenlerle dolardı. Çürümeler başlayınca da böceklerle.

Evcil hayata alışık hayvanlarımız ise hayatta kalmak için vahşileşmeye ve avlanmaya başlarlardı.

Birkaç yıl geçtiğinde hepimizin tanıyıp bildiği şehirler, kıyamet sonrası filmlerine döner; doğa hakkı olanı geri almaya başlardı.

Havanın temizlenmeye başlamasıyla bitkiler binalara tırmanır, gökyüzüne uzanırlardı.

Aradan 30 yıl geçtiğinde gökyüzünde süzülüp duran tüm o uydularımız verileri asla toplanmamak üzere yeryüzüne çakılır,

Çürüyerek yıkılan gökdelenleri ve binalarıyla, kıyı şeridinde bulunan birçok şehir denizin altında kalırdı.

Artık kimse tarafından kullanılmayacak gemiler suyun dibini boylar, yeni mercan resifleri haline gelirlerdi.

Her şey hızla güzel gidiyor gibi görünse de gerçek şu ki iklim değişikliği 40 yıl daha sürer ve dünyamız 0.6 derece daha ısınırdı.

60 yıl geçtiğinde ise aşırı avlanma yüzünden ölümün kıyısında gezen deniz yaşamı yeniden cıvıl cıvıl olurdu.

İçinde yaşadığımız o kocaman şehirlerinse hiç uğramamışız gibi olması için 150 yıl geçmesi gerekiyor.

150 yıl sonra Londra eskisi gibi bir bataklık,

Vancouver gibi kuzey şehirleri kar fırtınalarıyla dolu buz gibi bölgeler,

Las Vegas ise kum fırtınalarının arasında kalmış bir yer olur, özüne dönerdi.

Atmosferimizdeki fazla karbondioksidin temizlenmesi ise 230 yıl sürer,

Böylece büyük ormanlarımız on bin yıldır olmadıkları kadar sağlıklı bir hale gelirlerdi.

Fakat yanlış anlaşılmasın, bu izimizin silindiği anlamına gelmiyor. Çünkü 25 bin yıl sonra bile hala metal ve plastik kalıntılarımızı

Ve Ay'da bıraktığımız izleri görebiliyoruz.

25 bin yıl... Etkimizin ne kadar kalıcı ve büyük olduğunu anlamamız için yeterli bir süre değil mi?

Bizim etkimizle gidişimizden sonra bile kendine uzun süre gelemeyecek olan bu mavi gezegene biraz daha iyi bakmaya ne dersiniz?

Her hafta yeni bilgiler paylaştığımız içeriğimize de göz atmayı unutmayın!

Popüler İçerikler