Piyasaların Moralini Düzelten Faiz Artırımı İddiası mıydı?

11.03.2022 - 19:37

Piyasalar 24 Şubat'ta Rusya'nın Ukrayna'ya girmesiyle panik butonuna bastı. Türkiye'de de bu buton çalıştı. Ama bir farkla! Butona zaten basılıydı derecesini yükseltti sadece.

Türkiye 2021 yılında kendi kendine çalıştırdığı fiyatlama mekanizmalarının etkisini tam bertaraf edecekti ki savaşta bitaraf oldu.

Yani Eylül'de başlayan faiz indirimlerinin kırılganlığı ile yükselişte olan kur ve enflasyonla, Fed beklerken savaşa yakalanan ekonomide, konuşulan faiz artırımı olasılığı bugün iddia olarak ortaya atıldı!

Bakalım artırımın gölgesi yerine iddiası bile yetecek mi?

Putin piyasalara iyi geldi!

Bugün uluslararası piyasalarda risk fiyatlamalarının bir anda tersine döndüğü görüldü. O esnada peş peşe açıklamalar geldi. ama en dikkat çekeni Kremlin’de Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko ile görüşen Putin'inkiler oldu. Putin, “Ukrayna konusunda bazı olumlu değişimler var” deyince piyasalar bir miktar moral buldu. O esnada doların küresel çapta değer kaybettiği görülürken, petrol ve altında da gerileme görüldü. Bu etkilerle Borsa İstanbul'da da yükseliş hızlandı.

Piyasaların bu derece moral bulmasının arkasında bir tek Putin mi vardı?

Burada detaylarını bulabilirsiniz👇

Putin'in Açıklamasını Piyasalar Beğendi: Dolar ve Petrol Geriliyor! Borsalar Kendine Geldi

Faiz artırımı iddiası!

Gazeteci Ercan İnan gün ortasında Twitter'dan yaptığı paylaşımda, uzun zamandır faiz artırımını konuşan ve artık anketlerde de görüldüğü gibi en azında değişim olmamasında hem fikir olan olan piyasalara faiz artırımı olabileceğini iddia ediyordu.

Ekonomi yönetiminin faiz indiriminde hassasiyeti malum. Gerek hazine Bakanı gerek Merkez Bankası ekonomistlerle yaptıkları toplantılarda ilke olarak 'faiz artırımı olmayacak kalan çözüm önerilerini alalım' şeklinde yaklaştıkları için bu kısım kırmızı çizgi. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan çok uzun zamandır faiz konusunda fikrini açıkça dile getirerek ekonomi yönetiminde yer alan kadroyu da bu şekilde oluşturduğu biliniyor. Hatta faiz indirimleri sonrasında oluşan piyasa hareketlerine de faiz artışı hariç faiz artışına endeksli çözümler üretilmeye de çalışılıyor.

Faiz artırımı sadece 'iddia' mı?

Para Analiz'de yer alan bir yoruma göre de, 250 baz puan faiz artışının 'iddiası' ile liraya olumlu yansıyacağı beklentisi bulunuyor.

Reel faiz negatif yaklaşık % 40 seviyesinde bulunurken, 250 baz puanlık bir faiz artışının pek işlevi olmayacağı yönünde görüş bildirilirken, politika faizinin %14, TÜFE enflasyonunun da yüzde 55’te bulunduğu ve yukarı yönlü hareketinin devam ettiği öngörüldüğünde, politika faizini %14’ten 250 baz puan artışla %16,5’e getirmenin 'işaret etkisi'nin tartışmalı olduğu belirtiliyor. Analiz şu şekilde devam ediyor:

Cari açık ve savaş ortamında yeni enflasyon dalgası ile TL’deki istikrar için döviz yakan Merkez Bankası'nın göstermelik bir faiz artışı yapmasının ekonomik karşılığı olmayacaktır. 250 baz puanlık sinyal etkisinin hızla artan enflasyon ve cari açık ortamında ne kadar faydalı olabileceği de tartışmalı.

Bir diğer Ankara kulisi de iş dünyasına yönelik: Rusya yaptırımları için ne yapılacak?

Gazeteci Erdal Sağlam, Ankara'da son dönemde artan iş dünyası temsilcilerinin ziyaret trafiğini anlatıyor. Sağlam, yabancı temsilciler ve özellikle şirketlerin temsilcilerinin seçim sonrası için nabız tutmak amacıyla temaslarını sıklaştırdığını belirtiyor.

Seçim sonrasının şimdiden nabzını tutan Sağlam'ın özellikle dikkat çektiği kesim ise iktidara yakınlığı ile bilinen iş dünyası temsilcileri.

Ankara'da diğer yandan da Rusya-Ukrayna savaşı için de diplomasi trafiği hızlanmış ki Sağlam, bu süreçte bölgede yatırımları bulunan iş dünyası yaptırımları aşmanın yolunu ararken, yeni bir İran vakası yaşanmaması için gerekli temkinli davranıldığına da dikkat çekiyor. Tabi bu durumun yaşanan hızlı değişimlerde Türkiye'nin hem ekonomi hem de siyaset arenasında yakalayabileceği fırsatlar için de önemli olduğuna değiniliyor.