Fabrikalaşan Cezaevleri Araştırması: Elde Edilen 4,5 Milyonluk Gelirin Sadece %2'si Yevmiye Olarak Ödeniyor

Türkiye'de 60 binden fazla mahkum, Adalet Bakanlığı'na bağlı işyurt kurumlarında çalıştırılıyor. Elde edilen gelirin sadece yüzde 2'si yevmiye olarak ödeniyor. Araştırmacılara göre, kurumlar için Sayıştay denetimi şart.

DW Türkçe'den Burçu Karakaş'ın haberine göre, Türkiye’de mahkumlar, 2019 yılı itibarıyla 309 ceza infaz kurumunda işçi olarak çalıştırılıyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İşyurtları Kurumu raporuna göre, işyurtlarından 2019 yılında elde edilen gelir, 4.628.084.764 TL. Geçen sene 180’den fazla işkolunda çalıştırılan 60 bin 767 mahkum için ödenen yevmiye miktarı ise 77.689.123 TL. Yani elde edilen gelirin sadece yaklaşık yüzde 2’si yevmiye olarak ödeniyor. Bakanlık, mahkumların 'topluma kazandırma' ve 'meslek edindirme' işlevleri için çalıştırıldığını dile getirse de, araştırmacılar bu işlevlerin ne kadar yerine getirildiği konusunun tartışmalı olduğu kanaatinde.

'Mahpusların çok büyük bir kısmının düşük sosyoekonomik arka plana sahip'

'Koca bir endüstriyel kompleks oluşturulduğunu ifade etmek gerek' diyen Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden (CİSST) Didem Sağlam, bu isimlerden biri. Mahkumların geçimlerini sağlamalarının olumlu olduğunu belirttikten sonra, 'Ancak bu noktada mahpusların çok büyük bir kısmının düşük sosyoekonomik arka plana sahip oldukları, çok temel ihtiyaçlarını dahi kantinden satın almak zorunda oldukları göz önünde bulundurulmalı' diyor. Mahkumların 'rehabilitasyon', 'topluma kazandırma' ve 'meslek edindirme' işlevleri açısından çalıştırılmalarının ne derece önceliklendirildiğine dair ise fazla veri olmadığını dile getiriyor.

Aradaki fark nasıl kullanılıyor?

Adalet Bakanlığı raporunda, mesleki eğitimler sonrasında hükümlü ve tutukluların değişik mesleklerde 'usta öğreticilik', 'ustalık', 'kalfalık' yeterliğine sahip sertifika sahibi olarak mezun olduğu belirtiliyor. Ancak Didem Sağlam, 'Mahpusların kaçının hapishanede edindikleri meslekleri tahliye sonrasında kullanabildiklerine dair bir ölçümün yapılıp yapılmadığı da bilinmiyor' diyor. Mahkumlara 2019 yılında ödenen günlük yevmiye miktarı, usta için 17.75 TL, kalfa için 15.25 TL, çırak içinse 14.00 TL. Asgari ücretin aylık 2.324 TL olduğunu hatırlatarak, 'İş Kanunu’na göre işçiye asgari ücretten düşük ödeme yapılamayacağı hesaba katıldığında aradaki farkın nasıl kullanıldığı sorusu ortaya çıkıyor' diyor.

'Çok yoğun emek sömürüsünün olduğu bir alan'

CİSST için 2018 yılında 'Türkiye Hapishanelerinde İşçi Mahpus Olmak' raporunu hazırlayan isimlerden Mustafa Eren de emek sömürüsü yapıldığı görüşünde. Türkiye’de açık hapishanelerin çalışma esasına dayalı olduğunu dile getirerek, 'Açık hapishanede çalışmak zorundasın. Çalışmayı reddedersen kapalı hapishaneye geri gönderiyorlar. Çok yoğun emek sömürüsünün olduğu bir alan. İnşaatlarda da çalıştırılabiliyorlar. Ağır çalıştırma koşulları var diyebiliriz' diyor.

'Kârın bir kısmı cezaevi personeline dağıtılıyor'

Bir işçi mahkum CİSST’e gönderdiği mektupta, 'Sadece sigorta ve risk bedeli ödenerek ve diğer sigorta primleri ödenmeden aylık 200-300 TL karşılığı hükümlü mahpuslara üretim yaptırılıyor. Bu üretimden elde edilen gelir hapishane çalışanlarına kâr payı olarak dağıtılıyor. Bu kâr payının arttırılması gayreti, gayri insani koşullarda iş güvenliği dikkate alınmadan çalıştırılmamıza neden oluyor' diyor ve aylık ücretlerin yaklaşık yüzde 60’ının cezaevi personeline dağıtıldığını iddia ediyor. Didem Sağlam’a göre, tam da bu nedenle işbirliği yapılan özel şirketlerin neye göre seçildiği, cevaplanması gereken bir soru.

Hapishane nüfusunun artırılması yönünde teşviğe dönüşebilir

Adalet Bakanlığı raporunda “iş̧gücü sıkıntısı çekilmemesi' bir fırsat olarak sunuluyor. Yani cezaevlerindeki mahkum sayısının az olmadığına işaret ediliyor. Mahkumların emeğinin 'ucuz iş gücü' olarak kullanıldığını belirten Didem Sağlam, cezaevlerinin mahkum ve işçi hakları bağlamında denetlenmezse emek sömürüsünün derin şekilde yaşandığı fabrikalara kolaylıkla dönüşebileceğini savunuyor. 'Hapishane nüfusunun artırılması yönünde bir teşviğe dönüşmesi tehlikesini de içinde barındırıyor' diyor.

CİSST’in talepleri arasında, cezaevlerinde çalışmanın zorunlu olmaması, maaşların sendikaların katılımıyla yeniden belirlenmesi, çalışan mahkumların sigortalarının emekliliği de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi var. Mustafa Eren’e göre, işyurtları için kurum içi denetimin yanı sıra Sayıştay denetimi de gerekiyor.

Kısıtlama İstisnalarını Suistimal Edenler İçin İçişleri Bakanlığı'ndan Yeni Genelge
Canan Kaftancıoğlu Hakkında 10,5 Yıla Kadar Hapis İstemi
3 Boyutlu Yazıcılarla Onlarca Çocuğun Hayatına Dokunan Bir İyilik Hareketi: 'Robotel'

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
14.12.2020

cok duyup görmedik mi yemek, yatak bedava ekmek elden su gölden diye suc işledikten sonra açıklama yapanları. ayrica kimse topluma faydali olduğu için hapse girmiyor. bence tum cezaevleri fabrikalastirilmali. yevmiyeye gerek dahi yok bence.. işleri de zoraki yaptıkları kesin

14.12.2020

Dediklerinize itiraz yok en azından benim tarafimdan. Ama... yarın birgün iş gücü için daha fazla mahkum gerekirse bunu hapis gerektirmeyen suçlularla takviye edebilirler yada daha kötüsü. Ayrıca elde edilen gelir hapishane masrafları gardiyan memur ücretleri elektrik su ısınma yeme içme gibi kalemlere harcanmıyorsa, burada haksız kazanç vardır ve bu suçtur.

14.12.2020

Şimdi bu hapishane yönetimindekiler, mahkumlardan daha mı masum ?

Pasif Kullanıcı
14.12.2020

amerikada cezaevlerinde suçluları etek giydirip fahişeye çeviriyorlar, bizde meslek öğretiliyor diye emek düşmanı olduk. Bir şekil suç işlemiş insanlar ne yapsınlar içeride sağa sola volta atıp boş boş duvarları mı izlesin ? Çıktıklarında çalışabilecekleri meslek ediniyorlar, üç beş kuruş yolunu buluyorlar ama işine geldikçe humanist olan ikiyüzlüler kuruma saldırıyor. 60 bin çalışanın yeme içme ve konaklamasına bakan kurumu suçladıkları şeye bak, oğlum siz harbi dengesizsiniz. Gerçi bende editör olsam aynısını yapardım, ne de olsa sol Y ve Z kuşağının A Haberi sayılır onedio, sorgusuz inan kitlemiz hazır.

TÜM YORUMLARI OKU (11)