İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Amed Gökçen’in ‘Kara Kitap Kara Talih’ adlı yeni kitabı, Ortadoğu’nun kara talihli toplumu Ezidilere odaklanırken, bu toplumun Irak, Almanya, Suriye, Rusya, Gürcistan ve Ermenistan’daki yolculuğuna odaklanıyor.
Tarih, tekrar etmesiyle ünlüdür. Mezopotamya’nın kadim halklarından Ezidilerin bugünlerde yaşadıkları, son yüzyıllık süreç içerisinde yaşadıklarıyla birlikte düşünüldüğünde, tarihin bu özelliği sık sık akla geliyor. Ezidilerin neredeyse tamamı, sadece yüzyıl öncesine kadar, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşıyordu, bugün ise Irak, Suriye, Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Almanya’ya dağılmış durumdalar...
12. yüzyılda Şeyh Adi bin Musafir’in tarih sahnesine çıkmasıyla yeni bir inanç ve kültürel birliktelik sağlamaya gayret eden Ezidi topluluğunun yapısı 1877 ve 1925 yılları arasında dağıldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında, Osmanlı’nın gazabına uğrayan Ezidilerin bir kısmı Çarlık Rusya sınırlarına geçti; 1915 Ermeni Soykırımı’yla birlikte, özellikle Doğu Anadolu’daki Ezidiler, Rus topraklarına geçti; Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı Devleti’nin Irak ve Suriye’yi kaybetmesiyle birlikte, Ezidiler artık Kafkas devletleri, Türkiye, Suriye ve Irak arasına dağılan bir topluluk haline gelmiş oldu. 1970’li yıllardan sonra ise Ezidi toplumundaki bu farklılaşmaya, Avrupa ülkelerine göç dalgası eklendi. Tarihin tekrar özelliğine bir daha değinirsek: Bugün Irak ve Suriye’deki Ezidi toplumu, başta İslam Devleti (İD) olmak üzere köktenci Müslüman grupların hedefinde olduğu için tekrar bir göç dalgasının içine girmiş bir durumda...
İşte, İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Amed Gökçen’in ‘Kara Kitap Kara Talih’ adlı yeni kitabı, Ortadoğu’nun kara talihli toplumu Ezidilere ve Ezidi inanışına odaklanıyor. Kitap, dışlanan, baskı altında tutulan, hor görülen, İslami kaynaklara göre ‘şeytana tapanlar’ diye yaftalanarak haklarında ölüm fermanları çıkarılan Ortadoğu’nun kadim topluluklarından Ezidileri anlama ve anlatma çabasının bir ürünü. Gökçen de çaba adına yollara düştü ve kitabı için Irak, Almanya, Suriye, Rusya, Gürcistan ve Ermenistan’da yürüttüğü saha araştırmalarında sözlü kültüre ait bilgileri topladı. Fotoğrafçı Saner Şen de gittikleri bölgelerdeki Ezidileri fotoğrafladı.
Gökçen, kitabının son bölümünde ‘Yeniden Kutsanan Coğrafyalar’ başlığıyla Ezidilerin dağıldığı Türkiye, Ermenistan, Suriye, Irak ve Almanya’yı mercek altına alıyor. Gökçen’e göre, 1877’ye kadar sadece Osmanlı siyaseti ve onun geliştirdiği politikalara uyum sağlamaya çalışan, bunlara göre siyasi ve askeri bir duruş belirleyen Ezidi toplumu, artık farklı devletlerin siyasetlerine uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Bu siyaset değişikliğinin en iyi göstergesi de Ezidilerin Türkiye, Suriye, Irak ve Ermenistan’da yerleşik hayata geçmesini sağlamaya dönük geliştirilen askeri ve siyasi politikalardır. Vergi sisteminin düzenlenmesi, askerliğin zorunlu ve düzenli bir sisteme oturtulması gibi ulus-devlet pratikleri, Ezidiler gibi göçebe ve heteredoks gruplarla merkezi otorite arasındaki uyuşmazlığı daha da görünür kılmıştır.
Özgün Çağlar | AGOS