Evrimin İzlerini Vücudumuzda Taşıdığımızı Kendi Gözlerinizle Görebileceğiniz Atalarımızdan Kalma İlginç Özellikler

Düşünsenize, birisinin binlerce yıl önce sahip olduğu yaşama şeklini bugün vücutlarımızda okuyabiliyoruz!

Vücudunuzun adeta bir doğal tarih müzesi olduğunu hiç fark ettiniz mi?

Dikkatli bakarsanız vücudunuzda siz ihtiyaç duyuyorsunuz diye değil, atalarınız onlara ihtiyaç duydu diye bulunan birçok şeyle karşılaşacaksınız.

Bu özellikler eski fonksiyonlarını artık gerçekleştirmeseler de henüz tamamen kaybolmuş değiller.

Fakat doğal seçilim yoluyla evrimleşerek bugünlere nasıl geldiğimizi anlamamızda büyük bir rol oynuyorlar.

Örneğin kolunuzu düz bir yüzeye koyup baş parmağınızla serçe parmağınızı birleştirin. Elinizin ucunu da hafifçe havaya kaldırın.

Bileğinizin ortasında hafifçe yukarı kalkmış bir kısım görüyor musunuz? Eğer görüyorsanız bu kolunuzun o kısmındaki körelmiş kaslarınızın hala yerinde durduğu anlamına gelir.

Gördüğünüz tendon, palmaris longus kasına bağlanır ve günümüzde insanların %10 ila %15'inin bir ya da iki kolunda da yok olmuş durumdadır.

Bu kasın olmaması sizi daha güçsüz yapmaz. Tutuş gücünüzde hiç de değişiklik yoktur.

Hatta bu yüzden doktorların estetik ameliyatlarda kullanmak üzere çıkardığı ilk kaslardan da biri haline gelmiştir.

Palmaris longus memeli hayvanların çoğunda bulunabilir fakat en çok ön uzuvlarını kullanarak hareket edenlerde görülür.

Örneğin lemur ve maymunlarda daha uzunken şempanze, goril ve ağaçlarda zıplayıp durmayan diğer maymunlarda daha kısadır.

Üstelik vücudumuzda kalan tek eski kas da bu değil.

Dış kulağımıza bağlı üç adet böyle kas bulunur.

Bu kaslar çok hareket etmemize olanak sağlamasa da eskiden geceleyin hareket eden hayvanlara oldukça yararları dokunduğu bir gerçek.

Bu kasların benzer hareketlerini kedi ve köpek kulaklarında görmüş olabilirsiniz. Günümüzde bu kasların geriye kalan hareketlerini elektrotlarla incelemek mümkün. Kaslarımız hala sesin geldiği yöne doğru hareket etmeye çabalıyorlar.

Vücudumuzda kalıntı olarak bulunan başka bir şey ise tüylerimizin diken diken oluşu aslında.

Üşüdüğümüzde kıllara bağlı olan minik kaslar kılları çekerek dikleştirir ve deri üzerinde ufak kabarcıklar oluşur. Tüylü memeli akrabalarımız bunu sıcak kalmak için kullanırlar.

Kışın tüylerini kabartmış kuşları eminiz görmüşsünüzdür.

Üşüdüğümüzde vücudumuz adrenalin salgılar . Bu yüzden karşı koyma mekanizması, tehdit algıladığı zamankiyle aynı hareket eder.

Örneğin kediler tehdit algıladıklarında kendilerini daha büyük göstermek için tüylerini kabartırlar.

Bazı duygusal anların tüylerimizi diken diken etmesinin nedeni de bu olabilir.

Tüm bunlardan başka bir de kuyruklarımız var!

Omurgamızın sonunda kaynaşmış omurlar bulunur. Bazı insanlarda 3 bazı insanlarda 5 tane olan bu omurlar, kuyruksokumu dediğimiz bölgeyi oluştururlar. Günümüzde bu bölge bazı pelvik kaslar için destek işlevi görse de aslında bu omurlar atalarımızın kuyruklarından geriye kalanlardır.

Aslında hepimiz bir noktada kuyruk sahibi olmuşuzdur.

Anne karnında yaklaşık 4 haftalıkken insan embriyosu da diğer omurgalılara oldukça benzer. Bu embriyonun 10-12 gelişmekte olan omuru bulunan kuyruğu da vardır. Çoğu hayvanda bu kuyruk büyümeye devam ederken insanlar ve diğer maymunlarda birkaç hafta sonra kuyruktaki hücreler yok olur.

Çok nadir olsa da bu kuyruğun büyümeye devam ettiği ve kuyruğu bulunan bebeklerin dünyaya geldiği de olur.

Atalarımızdan bize kalan başka bir şey ise palmar kavrama refleksidir.

Bebeklerde yaklaşık 6 aya kadar gözlemlenen bu refleks, hem elde hem ayaklarda görülür. Bebekler tutundukları yerde bir süreliğine kendi vücut ağırlıklarını sadece elleriyle kaldırabilirler.

Tıpkı akrabalarımız olan maymunların ağaçlarda yaptığı gibi.

K1

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Bilim Meraklılarını Hayretler İçinde Bırakacak Muhtemelen Daha Önce Hiç Görmediğiniz 15 Görsel
Acayip Bilgiler Kuşağı: Bomboş Geçen Günlerinizi Bilgi Seline Maruz Bırakacak 15 İlginç Gerçek
Tüm Teknolojiyi Yerle Bir Edecek Güce Sahip Güneş Patlamaları Dünyamıza Ulaşsa Ne Olurdu?

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
YORUMLAR
01.10.2020

İlginçtir ki, bu platformda birden kaliteli içerik sayısı artmaya başladı. Devam etmesi dileğiyle...

01.10.2020

Antropolog Dorsa Amir'in sözü; vücudunuz aslında bir doğa tarihi müzesi. İçeriktekilere ek olarak üçüncü göz kapağı (işlevi yok kuşlar ve kedi gibi hayvanlarda işlev görüyor), 20 yaş dişleri(ateşle pişirdiğimiz ve yumuşak olan besinlerle beslenmeye başlamamızın ardından işlevselliğini yitirdi bir çok insan da çıkmaz bile), apandis (yaprak ihtiva eden gıdalarda selülozun işlenmesine yardımcı olur otçulluktan etçilliğe dönmemizle apandise daha az gerek duyuldu olmasada olur), ayakta bulunan plantaris kası (hayvanlar tarafından nesneleri ayakla tutmak için kullanılan kas bu kasa sahip olmadan doğan insan sayısı artmakta)

01.10.2020

Düz dünyacılar bir, evrim karşıtları iki. Bu iki gruba hiçbir şekilde hiçbir şey anlatamazsınız. Safi zaman kaybıdırlar...

TÜM YORUMLARI OKU (58)