Tam ismi ile Ebu Reyhan Muhammad bin Ahmed el-Biruni, 973 yılında günümüzün Özbekistan’ı Harezm’de doğdu. Bilim ile ilgili ilk eğitimini doğduğu yerin hükümdar ailesinden biri olan Ebu Nasr Mansur’dan aldı. Ebu Nasr Mansur, önemli bir matematikçi ve gökbilimciydi.
Ebu Nasr, El-Biruni’ye Öklid geometrisi ve Batlamyus astronomisini ile ilgili eğitimler verdi. Aristo, Arşimet ve Demokritus’un çalışmalarıyla ilgilenen El-Biruni, bilimsel çalışmalarına 17 yaşına geldiğini başladı.
Güneşin yüksekliği ve şehrin boylamını, güneşin hareketlerinden, mevsimlerin ne zaman başladığını , dünyanın çapını, günümüzde ki değere yakın olarak tespit etti ve yer ölçüm biliminin kurucusu oldu.
İnsanların fikir ve yaklaşımları türlü türlüdür; ve dünyanın gelişmesi bu yaklaşımların çeşitliliği ile gerçekleşir.
Biruni, bir eserinde kaleme alma amacını şöyle ifade eder: Evvela kendi nefsim için ki insanın kendisine en yakın olan da odur - ikinci derecede; erdem seven ve erdem yoluna gitmekte olan bizim gibiler için...
İlim, paspas üzerine kuşlar için bırakılan et parçası gibiydi...
Büyük Bilgin, ışık hızının ses hızından çok daha yüksek olduğu kanaatindeydi. O, ışınların Güneş'ten ısıyı taşıdığını ve bunların havadan ve sudan geçtiğini düşünüyordu.
- Kıskançlık yaparak başkalarının elinde olana göz dikmek.
- Kendini her konuda insanlardan üstün görmek.
- Fal ve uğursuzluk gibi boş inançlara kapılmak.'Ben her kişinin kendi çalışmasında yapması gerekeni yaptım. Öncekilerin başarılarını minnettarlıkla karşılamak, onların yanlışlarını ürkmeden doğrultmak, kendisine gerçek olarak görüneni gelecek kuşağa ve sonrakilereemanet etmek.'
“Benim bilimle uğraşma sebebim Ali İmran Suresi 191. ayettir”
Biruni, insanların üç şey yüzünden mutsuz olacağını söylüyordu;