Evrende Yalnızız Sanırken Uzaylılar Çat Kapı Çıkıp Gelse Dünyamızda Neler Olurdu?

Onlarla birlikte başka şeyler de gelebilir.

Evrende yalnız mıyız?

Gözlemlenebilir evrende yüz milyar galaksi ve yalnızca Samanyolu'nda en az 500 milyar gezegen varken, sizce de şimdiye bir şeyler bulmuş olmaz mıydık?

Eğer bu milyarlarca gezegenin çok küçük bir kısmında bile zeki bir yaşam varsa, bu evrende on binlerce uzaylı topluluğu olduğu anlamına gelirdi.

Ama henüz hiç onlarla karşılaşmadık. Sürekli de neredeler diye merak edip duruyoruz. Peki en arkadaş canlısı uzaylıların bile tüm medeniyetimizi yok edebileceğini biliyor muydunuz?

İnsanlık olarak teorilerimizi evrenin geri kalanına da uydurmaya çalışıyoruz.

Uzaylıların gelmesini beklerken, kendimiz de uzaylı olduğumuz halde henüz kendi mahallemizden dışarı çıkamadık bile. Nedense diğer uzaylıların teknolojik olarak bizden daha ileride olduğuna inanmayı tercih ediyoruz. Oysa hiçbir hükumetin uzaylı karşılamak için hazırlanmış bir protokolü bulunmuyor.

Diyelim ki gelen uzaylılar çok nazik çıktı ve gezegenimizin alanına girmeden önce haber ettiler.

Bu haberin ne anlama geldiğini anlamak için uzun bir araştırma gerekirdi. Ama işte geldiler ve haberi NASA'dan duyuyorsunuz.

Böyle bir durumda dünyanın çeşitli yerlerindeki kurumlar birlikte çalışmaya başlayacaktır.

Dil uzmanları, psikologlar, koruma birlikler ve biyologlar ilk iletişimi kurmak üzere uğraşacaktır. Uzmanlar tüm temasları kayıt altına aldıkları gibi, en ufak hareketi de derinlemesine analiz edeceklerdir. Tabii bizimle hiçbir şekilde aynı dilleri konuşmamaları en büyük ihtimal olduğu için tüm bunlar çok zor olacak.

Peki bu uzaylılar nasıl görünürdü sizce?

Evrim uzmanları protein ve DNA gibi şeylerin evrenin neresinde olursak olalım aynı olacağı konusunda hemfikirler. Eğer bu doğruysa uzaylıların evrimi de insanlarınkine benziyor olabilir. Onlar da beyne yakın bir bölgede gözlere, en az iki bacağa ve üç parmağa sahip olurlardı. Ayrıca karada yaşıyor olurlardı. Yine de farklılıklar olacağı kesin.

Dünyada hükumetler bir hareket planı oluşturmaya çalışırken, medya halkı bilgilendirirdi.

Muhtemelen evden çıkmamamız ve gelecek haberleri beklememiz söylenirdi. Bu sırada ortalık yanlış haberlerle dolacağı için ne gerçek, ne değil ayırt etmek çok zor olurdu. Fakat merak etmeyin, henüz eşyaları toplayıp saklanmaya gerek yok.

Bu sırada hükumet ve bilim insanları da yeni bilgileri paylaşmaya devam ederdi. Bu noktada işler farklı noktaya ilerleyebilirdi. Öncelikle ne görsel ne de ses olarak hiçbir şey elimize geçmeyebilir. Bunun birkaç anlamı var: ya uzay gemisinde hiç uzaylı yok ya da uzaylılar bizi yakıp kül etmek için destek bekliyor olabilir. Her şey olabilir. Tabii cevap verip hiçbir silah kullanmamış da olabilirler. Tabii amaçları ne bilmiyoruz.

Belki de bizi yok edip dünyayı ele geçirmek istiyorlardır.

Belki de tam gezegenimizin üzerinden geçecek olan yol için bizi yıkmaya gelmişlerdir. Aradaki dil engeli sağ olsun, olayların hızlı şekilde kötüye gitmesi olası. Bu canlıların gezegenimize gelecek kadar ileri bir teknolojiye sahip olması, muhtemelen aşırı ileri düzeyde silahları da olduğu anlamına gelebilir. Bu da sivillerin paniklemesine yol açacaktır.

Tüm bunlar hükumetlerin nükleer silahlarını kullanmaya hazır halde tutmasına neden olur. Bu, onlara karşı elimizdeki en iyi silah ne de olsa. Tabii yanlış düşünüyor olabiliriz. Sonuçta uzaylıların maddelere karşı verdiği tepkiler bizimkinden farklı olabilir. Belki de su, ciltlerini eritiyordur. O zaman onlara karşı kendimizi savunmak kolaylaşabilir.

Eğer uzaylılar bir zarar verme niyetinde değillerse bile uzayda onlarla birlikte gelen mikroorganizmalar bizim dünyamızda bulunmadıkları için bizi hasta edebilir.

Bağışıklığımızın hiçbir şekilde bulunmadığı uzay mikropları hayatı yok edebilir. Zaten barış için gelmedilerse de biz bir teklifte bulunmadan ölmüş oluruz. Amerika keşfedildiğine orada yaşayan yerlilere olan da buydu.

Yani ne olursa olsun, uzaydan gelecek yabancı misafirlere hiçbir şekilde hazır değiliz.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir!

Bilim Meraklılarını Hayretler İçinde Bırakacak Muhtemelen Daha Önce Hiç Görmediğiniz 21 Görsel
İlk Bakışta Oldukça Normal Görünen Fakat Hikayelerini Öğrenince Kanınızı Donduracak 16 Yeni Fotoğraf
Savaşların Hayatları Nasıl Mahvettiğini Kalbinizin En Derininde Hissetmenizi Sağlayacak 16 Üzücü Fotoğraf

K4

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
30.08.2020

Önce 14 gün karantinaya alınmak zorundalar. Dünya'yı ziyaret edebilecek teknolojiye sahip canlı formları varsa bizden bir kaç milyar yıl ileride olabilirler nazik olsalar da pek zıtlaşmamak gerek onca yolu da izin istemek için gelmiş olmazlar :P Şaka bir yana binlerce ışık yılı uzaktan güneş sistemimize gelebilen bir uzaylı medeniyetin evrimi ve teknolojisi ile kendi teknolojimizi ve etik değerlerimizi karşılaştıramayız bile. Bu konuda kolonileşme ve christof coloumb örneği fazla romantik kalır.

30.08.2020

uzaylilari hep kendimiz gibi dusunuyoruz, bizden zeki ama iletisim kurabilecegimiz ayni bilinc duzleminde, bizim daha yuksek teknolojiye sahip halimiz gibi ama gercek cok buyuk ihtimal boyle olmayacak. gelisim ilerleme sadece teknolojiyle olmaz bir yerden sonra canlinin kendiside gelisip ilerler, evrilir, zekasi hayal edemiyecegimiz boyutlara genisleyip daha ust bilinc seviyelerine yukselir. evrenin devasa mesafelerini asip gelebilecek bir tur buyuk ihtimal bizden cok daha yuksek bilinc duzlemlerinde olacaklardir. en iyi ihtimal bir fare ile insanin karsilasmasi gibi olur. bir fare bizim dunyamizi ne kadar anlayabilir, onla ne kadar iletisim sagliyabiliriz, evrenin sirlarini, temel fizik kanunlarini, dunyanin jeolojik gecmisini, buyuk felsefi sorulari tartisabilir miyiz? kaldiki aradaki farkin karinca ile insan kadar olmasida olasi, belki daha da fazla.

30.08.2020

ilk karislasma muhtemelen eski avrupali kasiflerin yerlesim olmayan bir adaya ilk ayak basmalari gibi olur. adaya cikarlar, bilimsel bir kesif ise yerel yasami inceleyip katogorize ederler, ihtiyaclari olan kaynaklari alirlar, yenebiliyorsa yerel canlilarindan bir kacini vurup aksam yemegi yaparlar, ihtiyaclarini karsilayinca oylece giderler. bu sirada adadaki kemirgen yada karinca nufusu ile iletisime gecmeye calismazlar, ne yaptiklarini cokda onemsemezler. kendileriyle iletisime gecmeye calisan bir fare olursa bu ne yapiyor bu diye bakarlar, gulup parca ekmek atarlar. gercek tehdit olabilcek buyuk bir canli varsa yaklastigi anda yok ederler. sayet ada stratejik bir konumdaysa yada kritik bir kaynak iceriyorsa adaya kalici koloni kurarlar ki bu adadaki yerel yasamin buyuk kisminin kisa surede yok olmasi anlamina gelir. tipki yenizelandaya 1200 yilinda gelen ilk insanlarla beraber dev kus turlerinin yok olmasi gibi

30.08.2020

Zaten iç içeydik ve hala iç içeyiz , Anunnakiler zamanında gelip bizi buraya yerleştirip belli bi seviyeye çıkartıp gittiler. Çok derin mevzular çoook.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ