Aşırı çocuk düşkünü olan kadınlar, sanki anne olmak için yaratılmışlardır. Tahmin edilenin aksine çok iyi eğitimli kadınlarda da karşılaştığımız bir durum bu hal. Aşırı anaç kadınlar, ilk çocuklarını yapana kadar ilişkilerinde belli bir sorun yaşamazlar. Hatta erkekler tarafından bu anaçlıkları, hoş ve değerli bir durum olarak algılanabilir. Ama ne zaman ki ilk çocuk doğar, o zaman problemler başlar. Çocukla beraber bu kadınların dünyası çocuktan ibaret olmaya başlar. Çocuğun hangi mamayı kullanacağı, ne şekilde yetiştirileceği, hangi bebek bezinin ne kadar hassas olduğu, bebeğinin yemek yeme ya da yememe hali bu annelerin tüm zamanlarını alır. Ne güzel işte çocuğuyla ilgileniyor anne desek de, durum göründüğü gibi olmamaktadır. Kadın bunlarla ilgilenirken, kendisini dışlanmış hisseden bir erkek evin bir köşesinde kara kara düşünmektedir. Erkeğin çocukla ilgili yardım girişimlerini de sen bilmezsin, sen anlamazsın şeklinde reddeden kadınlar, erkeği hem kendi hayatından hem de çocuğun hayatından farkında olmadan dışlamaktadır. Belki kadın doğru bildiğini yapmaktadır ancak bu yaptıkları ile evliliğini ve baba-çocuk ilişkisini ciddi bir şekilde yaralamaktadır. Bazı örneklerde bu kadınlar, çocuklarının doğumundan sonra yıllar boyunca cinsellikten de uzaklaşmaktadırlar. Bu da ayrıca bir sorun teşkil etmektedir.