Dünya evine girdikten sonra hepimizin karşı karşıya kaldığı şu aydınlatıcı, şaşırtıcı ve bazen de zor gerçeklere ve sevginin aslında ne anlama geldiği konusunda bize öğrettiklerine bir göz atalım.
'Onlar erdi muradına...'
Zekisiniz ve hayatın bir masal olmadığını çok iyi biliyorsunuz. Yine de itiraf edin: bilinçaltınızın derinlerinde bir yerlerde Sindirella'nın, belki de Julia Roberts'ın romantik görüntüleri pusuda yatıyor. Ve batan güneşe doğru ilerleyen Beyaz Atlı Prens...
Gerçek hayatta peri masalları, bir anda arka planda kalıp, hayatını kurtarmak için kaçan o güzel kızın siz olduğunuz korku filmlerine benzer bir şekilde sonlanabiliyor. Kabul edelim, evlilik öyle herkese göre bir iş değil. Birbirinize karşı hissettiğiniz saf aşkın sizi her durumdan kurtaracağını düşünüyorsunuz. Kurtarıyor da. Ama her zaman öyle kolay olmuyor.
Biraz acımasız davrandığımızı düşünebilirsiniz, ama size bir sır verelim: size kendiniz, partneriniz ve sevginin doğası hakkında en çok şey öğretecek olanlar evliliklerin o hiç de romantik olmayan zamanlarıdır.
Gerçek 1 -Yanınızda yatan kişiye bakacak ve ölüm ayırana dek mi? diyeceksiniz.
Evlendiğinizde, doğru kişiyi yani ruh eşinizi bulduktan sonra sonsuza değin mutlu bir şekilde yaşayacağınızı düşünürsünüz. Sonra bir gün uyanırsınız ve ne kadar harika biri olursa olsun eşinizin sizi her gün, her an mutlu edemediğini düşünürsünüz. Hatta bazen kendi kendinize evlenmekte neden bu kadar aceleci davrandığınızı bile sorabilir ve ben o imzayı bunun için mi attım? diyebilirsiniz.
Cevap: evet! Yalnızca düğün pastasını keserken ya da sizin şarkınızda dans ederken bunun farkında değildiniz. O zamanlar 'iyi günde, kötü günde'nin yalnızca hayat size bir trajedi sunduğu anların olmadığı konusunda herhangi bir fikriniz yoktu. Aslında evlilik şevkiniz, en çok birlikte geçirdiğiniz her günün keskin aynılığıyla test edilir. Kaçıp gitmek istersiniz. İşte bu an, hayal kırıklığın ve belki de belirgin bir yalnızlık ve üzüntü hissinin ortaya çıktığı andır. Bundan sonra evliliğin bir varış değil, eşit oranda heyecan ve sıkıcılığa sahip uzun bir yolculuk olduğunu öğrenirsiniz.
Hoş bir rüyadan sabahın o parlak ışığına uyanmak size kutlanacak bir şey gibi gelmeyebilir. Ancak bize güvenin aslında öyle. Çünkü peri masallarının sonsuza dek mutlu yaşadılar hikayesini bir kenara bıraktığınızda evliliğin tahmin edebileceğinizden çok daha zengin ve değerli olduğunu göreceksiniz. Zor, evet. Can sıkıcı, evet. Ancak aynı zamanda evlilik kendi güçlü ve sessiz keyiflerine de sahip ve bu, tüm peri masallarından daha iyi.
Gerçek 2 - Hayal ettiğinizden çok daha fazla çalışacaksınız.
İlk zamanlarda insanlar 'evlilik çaba gerektirir' dediğinde, çabanın eşiniz klozet kapağını kaldırmadığında sabırlı olmak gibi bir şey olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. En saf halinizle hoş olmayan bazı alışkanlıklara alışmak zorunda olduğunuzu düşüneceksiniz.
Keşke o kadar kolay olsaydı. Sizin de bildiğiniz gibi insanoğlu basit yaratıklar değiller. Erkeğinizin gizli ve karanlık derinlikleri var -ve onun durduğu taraftan bakınca siz de oldukça karmaşıksınız. Birbirinizi bir zamanlar bilimi ya da dünya coğrafyasını öğrendiğiniz şekilde tanıyacaksınız. Ve evlenmek bu işin sona erdiği anlamına gelmiyor, çünkü karşınızdaki kişiyi ne zaman tamamen tanıdığınızı düşünseniz, o biraz daha değişecek. Ve siz de değişeceksiniz, elbette. İki insan büyüyüp değiştikçe, evliliğin gerçek emeği, bu süreçte o iki insanı birbirine bağlamanın bir yolunu bulur. Bu tıpkı kilo vermek gibi. Başta kilo vermenin anlık bir şey olduğunu düşünürsünüz, ancak daha sonra bunun bir yaşam biçimi olduğunu fark edersiniz. İşte evlilik de böyledir, emek sonsuza dek sürer. Bu yüzden, evlilik yolculuğunuzda bocaladığınızı hissettiğinizde, kendinize ya da ona fazla yüklenmemeye çalışın.
Gerçek 3 - Bazen öfkeli yatacaksınız hatta daha da öfkeli kalkacaksınız.
Yeni evlilere 'asla yatağa öfkeli yatma' tavsiyesini veren her kimse gözyaşlarının sel olup aktığı ve suçlamaların havada uçuştuğu bir yatak odasını gözünde canlandırmadığı kesin. Bu sahne size de tanıdık geldiyse size tek bir tavsiyemiz var: Sabah ola, hayrola.
Sakinleşmeli ve olaylara farklı bir açıdan bakmalısınız. Bize kalırsa, konu ne olursa olsun her türlü anlaşmazlığın, tıpkı bir kadeh hoş şarap gibi nefes almaya ihtiyacı vardır. Tartışmadan bir adım uzaklaşıp, kendinizi dinlemeniz, kızgın mı yoksa üzgün mü olduğunuzu anlamanızı sağlayacak ve anlaşmazlığın asıl kaynağını bulmanıza yardımcı olacaktır. Bazı tartışmaların uyku zamanından önce çözülmeyebileceğini unutmayın. Kavganın ertesi gün yeniden başlaması anlamına bile gelse, duygularınızın ve düşüncelerinizin biraz yatışmasına izin verin.
Gerçek 4 - Bazen uzunca bir süre sevişmeye bilirsiniz ve bu normaldir.
Sekssiz geçen dönemler evlilik hayatının doğal bir parçasıdır. Çorak dönemler çekiciliğinizi kaybettiğiniz ya da bir daha asla seks yapmayacağınız anlamına gelmez. İşten, bebeğinizi gece yarısı emzirmelerinizden, ev işlerinden sonra o hafta uykuya daha fazla ihtiyacınız olduğunu hissediyor olabilirsiniz.
Ayrıca kendinizi kandırmayın. Popüler kültürün sürekli gözümüze gözümüze soktuğu gibi diğer insanlar sizden daha fazla seks yapmıyorlar. Ne sıklıkta seks yapmanız gerektiğini düşünmektense, kendi ritminizi öğrenmeye çalışın.
Ve asıl önemli olan, seks yapmasanız bile, bir şeyler yapıyor olduğunuzdan emin olun dokunuşlar, öpücükler, sarılmaların her zaman aranızda olmasına özen gösterin. Uzun ve yorucu bir günden sonra eşinizin size ayak masajı yapması, G noktanızın yakınlarında dolaşmasa bile aranızdaki bağın her zaman taze kalmasına ve güçlenmesine yardımcı olacaktır.
Gerçek 5 - Genellikle, kendi bildiğinizi yapmak, birlikte bir yol bulmak kadar önemli değildir.
Doğruyu söylemek gerekirse, bazı tartışmalarda doğru ya da yanlış yoktur -yalnızca sizin ve kocanızın bakış açısı vardır. Hayatın siyah beyaz olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Siz tamamen haklı olmayabilirsiniz, kocanız da tamamen haksız olmayabilir. Bu bakış açısı size sabrın ve uzlaşmanın değerini öğretecek.
Eşinizi her geçen gün daha da iyi tanırken, ona ve görüşlerine saygı duymayı öğreneceksiniz. Ve bu, her konuda aynı fikirde olacağınız anlamına değil, ikinizi de tatmin eden bir denge kuracağınız anlamına gelir. Ona ne kadar haksız olduğunu söylemek yerine, eşinizi can kulağıyla dinleyip, 'ne demek istediğini anlıyorum' ya da 'bunu düşünmemiştim' gibi anlayışlı cümleler sarf ederseniz, o da sizin söyleyeceklerinizi dinleyecektir. Böylece, ne kadar haklı olduğunuzu kanıtlamak için uğraşmanıza gerek kalmayacak!
Gerçek 6 - Mükemmel evlilik hiç bir anlaşmazlığın olmadığı evlilik değil; hata yapmamaya çalışan bir çiftin olduğu evliliktir.
Tüm bunlardan ve denge konusundan sonra bizlerin eşlerimizle asla tartışmadığımızı düşünmüş olabilirsiniz. Haha! Bizler arada bir şöyle büyük, kocaman tartışmalardan hiçbir zaman kaçmayız. Çünkü tartışırken yalnızca sesinizi yükseltmekle kalmaz, kendinizi, eşinizi ve ilişkinizi daha iyi anlamanız açısından ihtiyacınız olan -belki de derinlere gömdüğünüz- bazı duygu ve düşüncelerinizi de ortaya çıkarırsınız. Eşinizle girdiğiniz tartışmaları dünyadaki hiçbir şeye değişmeyin, çünkü o değerli anlar sizi birbirinizden uzaklaştırmayacak, aksine ilişkinizi daha da güçlendirecektir.
Gerçek 7 - Değiştirebileceğiniz tek kişinin kendiniz olduğunu anlayacaksınız.
Kadınlar olarak her birimiz hassas, memnun etmeye gönüllü ve dinlemeyi seven ideal erkeği yaratma fantezisi kurarız. Sevdiğimiz insanı değiştirip, mükemmele biraz daha yakınlaştırabileceğimize inanırız. Bunun için destek ve empatiyi ya da kavga ve tehdit etmeyi kullanabiliriz, ama yine de doğru şeyi yaptığımıza inanarak bu büyük sorumluluğun altına seve seve gireriz.
Amacımız ne olursa olsun bu konudaki çaba fazlasıyla yorucudur yetişkin bir adamı yılların verdiği alışkanlıklardan, inançlardan ve kendine özgü mizacından tamamen arındırmak gerçekten imkansız bir şeydir. Ve gerçekten şanslıysanız, eninde sonunda ona verdiğiniz tepkileri değiştirmenin karşınızdaki kişiyi değiştirmekten çok daha kolay olduğunu fark edersiniz. Eşiniz mutfağı temizledikten sonra kovayı boşaltmıyorsa, ona neden kovayı boşaltmadığı sormanız, yaptığı işin takdir edilmediğini hissetmesine neden olacaktır. Bunu yerine ona 'harika, mutfak tertemiz olmuş, tek yapmam gereken kovayı boşaltmak' demeyi deneyin. Bu yaklaşım ilişkiniz için olduğu kadar ikiniz için de daha yararlı olacaktır.
Gerçek 8 - Korkularınız ve güvensizlikleriniz ile yüzleştikçe kendinizi ve birbirinizi daha iyi tanıyacaksınız.
Hepimizin sorunları var. Güven sorunları, kontrol sorunları ve daha keşfedilmeyi bekleyen bilmediğimiz niceleri. Eşinize sürekli şüpheyle yaklaşmanız ya da ağzından çıkan şakaların kalbinizi kırıyor olması, -ebeveynlerinizle, arkadaşlarınızla ya da eski erkek arkadaşlarınızla olan- önceki ilişkilerinizin üzerinizde bıraktığı etkiden kaynaklanıyor olabilir. İlişkinizdeki birçok derin hayal kırıklıkları kendinizle yüzleşmeniz, kendinizi ve kişiliğinizi keşfetmeniz açısından birer fırsattır. Bunu kabullenmek kolay olmayabilir ve eşinizle mükemmel bir evlilik yaşamanıza engel olan şeyin onun hataları olduğunu düşünmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilir. Ancak izin verirseniz, bu zorlu kendini tanıma yolculuğu uzun süreli güzel bir ilişkinin en tatmin edici ödüllerinden biri olacaktır garipliklerinizi sevmeyi öğrenecek ve tıpkı eşinize karşı olduğunuz gibi kendinize karşı da merhametli olmaya başlayacaksınız.
İşte evliliğin garip güzelliği de burada yatıyor. Evlilik sizi kimsenin hazırlayamayacağı zor zamanlar ve zor derslerle dolu. Ancak sonunda, birlikte geçirdiğiniz ömre zenginlik katacak ve birbirinize duyduğunuz sevginin daha da derinleşip güçlenmesini sağlayacak olanlar işte böyle anlar.