Koskoca dünyamıza bazı insanları farklı kimliklerinden dolayı sığdıramazken; bazı insanları da kelime anlamıyla sığdıramıyoruz. Gerçekten de, sanki koskoca ülkemizde yer yokmuş gibi, üst üste yığılmamıza rağmen sığamıyoruz.
Çünkü artık 'toprak' ve barınma her doğan canlının en temel haklarından biri değil. Toprak adeta alınan, satılan; kar elde etmenin ve para kazanmanın en karlı yollarından biri... Bu korkunç kültürün bir kurbanı da Emine Kutluca oldu.
Para hırsıyla gözü dönmüş insanların, 82 yaşındaki teyzeciğimizin rahatını nasıl bozduklarını, nasıl yerinden ettiklerini okuyacağız...
valinin hareketi hiç iyi niyetli gelmedi, kadını evden çıkarması ve sadece uyarmak için şirketi araması... onun yerine çukuru kapattırıp kadının evindeki elektrik-suyu açtırabilirdi.
şimdi bu yazıdan kafalara takılan sorular geliyor....vali teyzeyi evinde ziyaret ediyor ve yeni ev sözü veriyor. Niye yeni ev sözü veriyor ? o teyze evinin yıkılmasına razı değil ki niye yeni ev? Neden vali şirket avukatı gibi anlaşmaya çalışıyor?Bu anlaşmadan çıkarı nedir ? Neden uyarılarda bulunuyor yaptırıma gitmiyor ? ve neden bu ülkede müteahhit denilince herkesin aklına katıksız şerefsizler geliyor ? (illa efendi namusuyla işini yapanlar vardır arada onları ayırıyorum)
anlamadığım bir şey var. teyze için ev kiralanmış. Yani teyze 50 yıllık evinde yaşamıyor. Eee o ev ne oldu? yıkıldı mı? Çünkü yıkıldıysa yine kaybeden teyze, insanlık ve adalet olmuyor mu?