Kızını kurtarmaya çalıştığını anlatan Anne Ayşegül Ersöz, şunları söyledi:
'Kızımın kaynanası beni aradı, 'Ehliyet almaya gideceğiz, Ülkü'yü uyandırır mısın?' dediler. Kızımı uyandırdım, sonra 10 yaşındaki çocuğumu okuldan almaya gittim. Eve döndüğümde kızımın üzerini giyinip hazırlandığını gördüm. Kayınpederi gelmiş bekliyormuş. Kızım evden çıkmadan önce 3 kez yutkundu, 'Neden yutkunuyorsun boğazın mı acıyor, ne oldu?' dedim. Bana boğazının acıdığını söyledi, ben de hastaneye gitmesini istedim. Ehliyetini yarın gidip alabileceğini söyledim, 'Bugün dışarı çıkma' dedim. Dışarı çıktı, kayınpederinin arabasına binmiş. O sıra kızımın sesini duydum kapıya çıktım. Kızımı arabadan çekip aldı. Elinde silah vardı, silahı kafasına dayadı. Kayınpederine sivil polis olduğunu söylemiş. Arabanın önünü kesmişler.
Silah kafasına dayalıydı, arabaya binmek istemediğini söyledi, elinden kurtuldu ama, sonra montundan tutup geri çekti. Bu kez silahı boynuna dayadı sonra da ateş açtı. Saldırdım, vurdum. İnsanlar oraya toplandı ama kimse yardım etmedi. Ona vurarak belindeki silahı almaya çalıştım. Sonra arabaya bindi, arabaya saldırdım ama kaçtı gitti. Kızım neresinden vuruldu yüzüne baktım ama, hiçbir yerinde kan göremedim. Sonra boynundan 2 damla geldi. Boynundan vurmuş. Bana yardım edin. Devlet büyüklerinden yardım istiyorum. Allah'ım kurtaramadım, alamadım çocuğumu, yetişemedim. Kapımın önünde vurdular kızımı. Yaktılar kızımı. Ben ona saldırırken niye tutmadı kimse? Bugün gördüm kızımı, durumunun ağır olduğunu söylediler. Uyutuyorlarmış. Doktor 'durumu kötü' dedi. Gözümün önünde oldu silahı alamadım'