Konfiçyüs der ki: 'Yüce insan sözlerinde mütevazı, icraatlerinde aşkın olandır' işte bunu bize ustalar öğretir. Yüzyıllar öncesinden Konfiçyüs sanki bugünün ustalarını anlatmıştır bizlere.
Konfiçyüs der ki: 'Yüce insan sözlerinde mütevazı, icraatlerinde aşkın olandır' işte bunu bize ustalar öğretir. Yüzyıllar öncesinden Konfiçyüs sanki bugünün ustalarını anlatmıştır bizlere.
Evine usta giren kişilerin kazandığı ilk erdemdir. 3 günde biter denilen iş, gerek çıkan aksaklıklar, gerek ustanın araya başka işler sıkıştırması neticesinde 15 güne çıkınca hiç durmamak ama yavaş yavaş gitmek kişinin kazandığı erdemlerin başında gelir.
'Ya bunda ne var, iki boru, bir süzgeç' dediğiniz işin tüm günlük yevmiyeyi yediğini görünce kazanacağınız erdemdir. Sizin iki boru bir süzgeç dediğiniz işin içine giren kırma, dökme, sökme, takma, ölçme, biçme işleri cahilliğinizi yüzünüze vuracak, gerçek bilgiye ulaşacaksınız.
Ustaların 'ters psikoloji' ile size kazandırdığı erdemlerdendir. Çünkü usta önce konuşur, sonra yapar. Siz de böylece aslında önce yapıp, ona göre konuşulması gerektiğinin farkına varmaya başlar, aydınlanırsınız.
Ustaların sadece 'varken var olduğunu' anlatan bir erdem. Ustaya söylersiniz unutur, yazıp verirsiniz hatırlar, işi yaptırırsınız kavrar. Böylece siz de bu erdemi kazanmış olursunuz.
Israrla 'burası pek olmamış gibi' dediğiniz yerin içindeki güzelliği size gösteren usta değildir de kimdir? Sizi ısrarla yaptığı işin içindeki güzellikleri görmeye sevk eden usta, size kimsenin göremediği güzellikleri görme erdemini kazandıracaktır.
Siz sürekli 'şu kadara olmaz mı?' dedikçe ustanın 'iyi bir şey istiyorsan bu!' demesiyle sıradan bir insan olmaktan çıkıp doğru olanı bilen bir insana dönüşeceksiniz.
Bulduğunuz hiçbir usta size göre iyi usta değildir. En iyisini bir türlü bulamazsınız. Belki bulmuşsunuzdur da farkında değilsinizdir ama bu da başka bir erdemin konusu.
Yapacağı işi anlattıkça ağzı sulanan, ustanın icraatini görüp de yıkılmamış insan var mıdır? 'Daha tam bitmedi değil mi?' diye sorup da 'yok abi bu işte süper oldu' cevabını alıp da gözleri dolmayan var mıdır? İşte bunlar size sözde mütevazı, icraatte aşkın olmayı öğretecektir.
3 ay araştırma yaptıktan sonra eve getirilen ustadan 3 günde pişman olmak bilgeliğe tecrübe ile ulaşmak değil de nedir?
Ustalar için mümkün olmayan hiçbir şey olmadığını gördükçe, 'yapamayız' kelimesinin anlamını yitirdiğini fark ettikçe göreceksin ki 'bir şeyi bilmiyorsan, onu bilmediğini kabul et' davranışı erdemin ötesinde bir şeydir.
Bu bize ustaların 'işi bir an önce bitirip kaçma' konusundaki iştiyaklarını gösterir. Güneş batmaya başladı mı, başka işler almış ustaların kısa kısa kaçmalarını izleriz. Yarın hallederler ya!
Ustaların söz birliği etmişçesine fazla güleryüz göstermemelerini gördükçe bu erdem içimizde alevlenir. Sanırım ustalar müşteriye bağlanmaktan kaçındıkları için böyle yapıyorlar. Bir müşteriye bağlanırsan, onu kolay kolay satamazsın.
Ve son olarak kazanacağımız erdem budur. Tatlı dilli, yaparız, hallederiz, sorun değil, hemen gelirim, 1 saate oradayım diyen değil de geldim, yaptım, hallettim diyen ustalara özlemi dile getirir. Sırf işi almak için yapamayacağını söyleyen değil, yapacağını söyleyip işi alandır.