Hem yurt içine hem yurt dışına iş yapanlarımızın iyi bildiği bir durumdur. Yurt dışından freelance iş gönderecek kişilerde güzel bir samimiyet ya da farklı bir kibarlık mevcuttur. Ülkemizde ise tabiri caizse 'birlikte postal bağlamış' tavrı hakimdir.
Yurt dışı müşterisi:
'Sayın Türker; (Soy adla hitap ediyor canına yandığım) İşlerinizi İnternet üzerinde gördüm ve birlikte çalışıp çalışamayacağımızı öğrenmek istedim. Şöyle şöyle bir işim var ve ayırdığım bütçe bu kadar. Olumlu ya da olumsuz geri dönüşünüzü bekliyorum. Başarılarınızın devamını dilerim.'
Yurt içi müşterisi:
Önce facebook/twitter/instagram mesajı: 'Beni bi' arasana. Numaram 0900 900 90 90'
'Hayırdır? Neden aramam gerekiyor?' şeklindeki cevabınıza binaen gönderilen mesaj: 'İş var. İstemiyorsan başkasına da giderim.'
'Bu işler telefonda olmaz öyle. Mail atarak gerekli bilgileri, isteğinizi, bütçenizi belirtirseniz sevinirim.' şeklindeki cevabınıza binaen gelen mesaj: 'Ya sen de amma nazlandın. Para kazanmak istemiyorsan söyle.'
Bir süre sessizliğin ardından, o mail paşa paşa gelir. İçerik aşağı yukarı şöyledir.
'Şimdi bak. Bizim amca oğlunun internet cafesinin camına bi' çizim istiyoruz. Kartal olacak. Klavye tutacak ağzında. Pençesinin birinde gül olacak, kan damlayacak, o da süzülüp alttaki kuru kafayı kırmızıya boyamış olacak. Yapar mısın? Yaparsan kaça yaparsın?'
Topla tası tarağı, kaç git bu diyardan...
Freelance olmak her şeyde kötü... Fotoğrafçılıkta da içeriktekileri yaşıyoruz lanet girsin...
5. Maddeden sonra okumadım bile. Yahu terbiyesizlik yapmanın lüzumu ne şimdi? Her şeyde bir şekilde İslam'a yönelik şeyler söylemek bir şekilde dini araya katıp çok farkedilmese de laf söylemek zorunda mısınız? Bu kadar laiksiniz bu kadar çağdaşsınız ama söz konusu olan İslam olunca en yobazdan daha yobazsınız. Ne diyim ki sana terbiyesiz insan.
tam evde cizim yaparken denk gelmesi de fazlaca manidar :)