Biliriz ki her evin tarzı, içinde yaşayan kişiyi yansıtır. Peki çoğumuzun zamanında kullanıp şimdilerde yalnızca öğrenci evlerinde gördüğü o unutulmaz samimi eşyalar neler?
Biliriz ki her evin tarzı, içinde yaşayan kişiyi yansıtır. Peki çoğumuzun zamanında kullanıp şimdilerde yalnızca öğrenci evlerinde gördüğü o unutulmaz samimi eşyalar neler?
Bu tuzluklar ev modasını yakından takip eden kreatif anneler tarafından sahiplenildi. Kimine göre bıyıklı bir aşçı kimine göre yemeğe karabiber dökerken 'megri megri' diye bağıran bir İbrahim Tatlıses oldu. Misafirliklerde görünce gülümsediğimiz ''Bizde de var bundan :)'' dediğimiz, bizi muhabbetlerde ortak paydada buluşturan yegane eşyalardan birisiydi. Artık kullanılmasa da hep kalbimizde.
Kullanımı oldukça yaygın olan bu müthiş buluşun mucidi kimdir, nedir, nasıl aklına gelmiştir, kimden ilham almıştır? bilinmiyor. Ama hayatımız için adeta bir kolaylık olan boş yoğurt ve dondurma kapları mutfağımızda hep başroldeler. Her seferinde sevinçle dondurma sanıp açtığımız içinde bakla veya ıspanak görüp kapattığımız anları saymazsak onları seviyoruz.
Milenyum çağının gelmesiyle birlikte aşırı moda olan bu ev ürünü çoğu evde de kullanılmıştır. Kıçımıza nazar değmesin diye midir, banyo yaparken kim vurduya gitmeyelim diye midir? bilinmez ama doğunun mistik yanını bize abdest sırasında bile yaşatmış bu ürünü de alkışlarla hatırlıyoruz.
Dantelin üstüne bir dantel ve yanına gümüşlükler. Anlamsız bir oyma parçasının içine konan bardaklar, tabaklar, kenarına sıkıştırılmış fotoğraflar, kitaplar, borcamlar, tepsiler, iguanalar, zebralar ve tonla işe yaramaz bir sürü araç gereç bu tasarım harikasıyla buluşuyor. Zamanında ''yaşam ünitesi'' yokken kullanılan bu ev eşyası senin çocukluğunu bilir. Ona saygılı davranmalısın.
Her evin orta sehpasında bulunan, bayramdan bayrama kullanılan, bazen de sadece içine ıvır zıvır konulan büyük kristal küllük. Dönemin zenginlerinin moda ettiği bu küllük, gelir dağılımı düştükçe aile içi kavgalarda kafalara atılmalık silah olarak kullanılmasıyla devrini de kapattı. Çok ağır olmasıyla da bilinen bu külleri de unutmayacağız.
Aslında yakın tarihlerde çıkmış olan bu ürün hızlı tüketilmesi ve çok fazla yerde kullanılmasının ardından demode raflarda yerini aldı bile. Saatten tiksinircesine kaçmak isteyen bir grup asi kelebeğin salonlarımıza, iş yerlerimize verdiği gerilim bir yana ''Zaman pır pır uçar gider'' alt metnini de sevemedik sanırım. Siz gidin kelebekler biz onları oyalarız.
Genelde koridorlarda bulunan ve üstüne ev telefonunu koyduğumuz nostaljik bir ev eşyası olan telefonluk, zamanla ev telefonu kullanımının azalmasıyla tarih olmaya başladı. Üstünde duran ''telefonla konuşurken bana bak'' aynası da türlü gıybetlerde kendimizi yeniden keşfetmemize neden olsa da artık o da yok. Sizi unutmayacağız koridor bekçileri
Bir tarafında hoşgeldiniz diğer tarafında güle güle yazan paspasları hatırlatmaya gerek yok. Hala kullanılan hatta güle güle tarafında üzgün surat modelleri de olan bu paspasların aslında eve kim gelmiş kim gelmemiş zerre umurlarında değildir. Bütün bir ömrü apartmanda ayakkabı kokuları eşliğinde geçirmenin ardından 'hastırın gidin' diye kendiliğinden yazı çıkarmadığına bin şükür. Onlara geçerken selam verin.
Ülkemizdeki ''damacana sevgisi'' malum. Hazır böyleyken neden bir entari giydirmeyelim düşüncesinden midir, nedendir? bu da bilinmez. Fakat dekoratif gözükmesi için örülen veya dikilen bu damacana örtüleri de hepimizin hayatından geçmiştir. Telli duvaklı suyumuzu içip ona da bir teşekkür ediyoruz
Evde içine koyabileceğimiz kadar CD olmamasını geçtim gereksiz yer kaplayışlarıyla insanı çılgına çeviren bu ürün gerçekten de popülerdi. Dışarıdan poşetle korsan film alıp cdliğin üstüne bırakmak onu D'lik yapıyordu belki de. Yine de hoşçakal CD'lik.... (biz artık usb kullanıyoruz)
Yedi adetini tamamlayanın ev sahibi olacağı inancıyla her türlü model ve renginin kapitalizmle ütüldüğü bu biblolar olur olmadık yerlerde karşımıza çıktı. En ''Ben daha çok belgesel izliyorum yaaa hurafelere inanmam'' diyeninin bile evinde gördüğümüz 28 adetini aynı anda alanı 1 dikili taş sahibi etmeyen bu filleri kınıyorum.
'Kaplumbağa mı, terbiye mi? Vayy güzelmiş. Alalım bunu!' dedikten sonra her 10 evin 8'inde bulunan bir tablo. Hikayesinden çok ''bizim berjerlerin rengine uyum sağladı :)'' mantığıyla alınsa da yine de başımızın tacı, evimizin sanatıdır. Ev partilerinde veya ofislerde gördüğünüz an size konuşacak bir muhabbet yaratabilir ve ilgi çekmenizi sağlayabilir. İyi ki varsın kaplumbağa terbiyecisi.
#1 Erdal Bakkal Tuzluğu :DD
yalnız ibrahim tatlıses değil erdal baggal tuzlukları onlar
1. si ibrahim tatlıses değil bildiğin erdal bakkal tuzluğu