Bulutların arasına saklanmış tapınaklar, geceleri kendi aralarındaki sohbetleri halen kulaklarımdan gitmeyen yaklar, üzerlerinde zıplamaya doyamadığım asma köprüler, grubumuza adını veren dağ keçileri, altından geçtiğimiz büyülü şelaleler… Bol bol sarımsak çorbası ve sea buckthorn suyu içtik, sobaların üzerine özenle yerleştirilmiş taşlarda çoraplarımızı kuruttuk, yükseldikçe yaşamın yerini karla kaplı kayalara bırakmasını gözlemledik. İrtifa artıp oksijen azaldıkça hızımızın saatte 1km’ye düşüşünü izledik hayretle. Birkaç metre öteye bile gidememek…
Neden Thorung La'ya ulaşamadığımı merak edenler için: Yaklaşık 4300 metrede bulantı ve şiddetli baş ağrısı başladı. 4850’deki High Camp’e ulaştığımızda su bile içmekte zorlanmaya başlandım. Bu durumda ne yapılması gerektiğini biliyordum: inmek. Biz farklı nedenlerle daha fazla devam etmemeye karar veren üç kişi inişe geçerken grubun geri kalanı güvenli bir şekilde geçide ulaştı. Üç gün sonra da Pokhara’da buluştuk.
Peki bundan sonra? Yine Dağ Keçileri ile Ağrı Dağı (5137m) yaz tırmanışı. Bu sefer 5000m’nin üzerini görmeyi dileyerek ve her zaman durup bekleme, inme ve yeniden deneme opsiyonum olduğumu aklımdan çıkarmadan.
* https://www.caucasus-trekking.com/treks/guli
** https://www.ekerkosu.com/tr/eker/42k-maraton-parkuru
*** https://en.wikipedia.org/wiki/Annapurna_Circuit
Instagram
Twitter
Facebook