Hayvan evcilleştirmenin tam 12 bin yıllık bir geçmişi var. Hayvanlarla olan bu birliktelik tabii ki insanoğlu denen paşa çocuğunun yeme içme ve korunma ihtiyacına cevap vermek için başlar. Başlarda her ikisi de doğanın bir parçasıyken insanın doğadan uzaklaşmasıyla bu minnoşlar da bizimle birlikte bu şehirlere sıkışıp kalırlar. Bir çoğu o kadar evcilleşmiş ki vahşi doğada hayatta kalma süreleri bizimkinden bile daha az. Özellikle şehirlerde evde hayvan beslemeye karşı olan insanların hiç üzerinde durmadıkları çok başka gerçekler var.
Şüphesiz ki evde hayvan beslemek insanın kendi kanaatinde olan bir şey ve yaşam alanlarına hayvan sokup sokmamak eleştiriye kapalı kişisel bir karar alanı. Fakat hayvan besleyen insanlara karşı çıkarken gösterdiğiniz bir çok argümanın hiç bir dayanağı olmadığını bilmenizde yarar var. Bir kaçına göz atalım isterseniz.
ya bebekler bile hayvanlarla daha iyi anlaşıyor. kedi sayesinde kanseri yenen çocuklar var. lütfen şu hayvanlara faydanız yok bari eziyet etmeyin ! onlarında canı var ! duyguları var !
16,5 yıl kedi baktım. kızım melek oldu. şimdi de sokaktaki kediciklere bakıyorum. nasıl da gözlüyorlar sabah akşam yolumu. yemek yerken bile kendilerini sevdiriyorlar. dünyanın en masum canlıları hayvanlar. lütfen yemek artıklarımızı ve 1 kap suyu paylaşalım onlarla. en azından bunu yapın. sevmeseniz de yapın. bir canlıyı yaşatmak için yapın. sevap kazanmak için yapın ama yapın. karınları doysun, soğuktan korunsunlar tek.
Hiçbir hayvan besleyen kimseden yardım istemiyor, sen de ver demiyor, para istemiyor, tek istediğimiz bizi de hayvanları da rahat bırakın. Koyduğumuz mamaları, suları atmayın. Kediyi köpeği kovmayın, dağ başlarına bırakmayın. Yavruları annelerinden ayırmayın. Sadece kışın soğuğunda kuytu köşelere koymaya çalıştığımız kedi evlerini de çöpe atmayın. Başka da bir isteğimiz yok sizden. Çok zor değil, herkes kendi işine baksın.