Artık en büyük korkularımdan biri deprem esnasında kedimi bulamamak...
Artık en büyük korkularımdan biri deprem esnasında kedimi bulamamak...
Saniyeler süren depremde bazı binalar yıkıldı ve pek çoğu da hasar gördü. Çevre illerde de hissedilen depremin sonrasında şu ana kadar 109 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 994 kişinin de yaralandığı açıklandı.
Sonuçta onlarınki de can...
İnsanlar ne kadar depremden etkileniyorlarsa, onlar da o kadar etkileniyorlar. Korkuyorlar, kaçmak istiyorlar, kaçamıyorlar, ne yapacaklarını bilemiyorlar, heyecanlanıyorlar, saklanıyorlar. Aynı bizler gibi davranıyorlar.
Aldıkları eğitim sonucu enkaz altındaki canlıları rahatça tespit edebilen kurtarma köpekleri pek çok afette olduğu üzere İzmir'de de çalıştılar. Pek çok canın kurtarılmasında payı olan bu köpeklerin 'rızaları alınmadan' bu şekilde kullanılmaları tartışıldı.
Köpeklerin eğitilirken işkence gördüklerini ve bu işi de rızalarının alınmadan yapıldığını söylerken, hayvan sömürüsünün burada da devam ettiğini paylaştı.
Hayvanların deneylerde kullanılması, narkotik üzerine eğitilmesi gibi konuların hayvan sömürüsü olmasına rağmen kurtarma köpeklerinin sömürülmediğini paylaştı.
Bayraklı'da yıkılmak üzere olan, vinçlerle tutulan, içeride 'insan' kalmayan binaların kontrollü bir şekilde yıkılacağı duyuruldu. Bu binaların bazılarında kediler vardı, bu nedenle hayvanseverler yıkıma karşı çıktılar.
Yaşam hakkına herkesin sahip olduğunu ve türcülük yapılmaması gerektiğini anlatan hayvanseverler yıkımdan önce kedi ve köpeklerin çıkarılması gerektiğini söylediler. Gerekirse itfaiye erlerinin binaya girmelerini ya da kurtarma ekiplerinin fedakarlık yapmalarını istediler.
İnsan canının diğer türlerden daha önemli olduğuna inananlar itfaiye erlerinin ya da kurtarma ekibinden birilerinin enkaz altında kalması durumunda ne yapılacağını sorguladılar.
Panikle, o anda ne yapacağınızı bilemeden, saklandıkları yerde çıkaramadan, can havliyle kendinizi dışarı atabilirsiniz. Bunun bile isteye evcil hayvanınızı evde bırakmak olduğunu söylemek biraz insafsız gibi görünse de bunun da tartışması çıktı.
Twitter akışında kayıp hayvanlarını arayanlar, evde mahsur kalanlar için yardım isteyenler, yaralılar için yardım toplayanları görmüşsünüzdür. 'En çok kim hayvansever?' yarışı iddiasından bulunulsa bile bu da bir tercih elbette; kendini canını hiçe saymak ve önce 'canan' demek...
'Çocuğun olsa bırakır mıydın?' sorusuna yanıt arayan veganlar evcil hayvanlarını bulamayanları birlikte enkaz altında kalmamakla eleştirirlerken, hayvan sahipleri de kendilerini anlatmaya çalıştılar.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Hayvanını alabilen alsın tabi ama çok zor.Bir kediyi normal zamanda bile boxa koyup vete götüremezken,deprem anında kedide panik halindeyken yakalayıp dışarı çıkarmaya çalışmak hem kedinin hem kişinin tehlikeye girmesi demek.Köpekler için bilemiyorum benim kedim var.Belki köpek daha kolay kurtarılabilir.Umarım binalarımız daha sağlam olur ve bunları konuşmak zorunda kalmayız.
Gerçekten bu kadar zor olmamalı bunu anlamak. Köpek için durum daha farklıdır mutlaka ama kediyi gerçekten tutmak da kutusuna koymak da çok zor. Veterinere götürmek için bir saat uğraştığım zamanı da heryerimin tırmık içinde kaldığı zamanı da biliyorum yani. Ama göz göre göre hayvancağız pencereden bakarken bina yıkımı yapılamaz. Eğer insanoğlu başından beri kendini diğer canlılara karşı bu kadar üstün görmeseydi şu an çok farklı yerlerde olurduk.
iki vegan köfte yedikten sonra bunlar kendini aktivist falan sanmaya başlıyor direk. Hayat kurtarmak için birlikte çalıştığımız köpekler çok çok iyi şartlarda yaşıyorlar ve senin beslenmediğin gibi besleniyorlar :). O köpekler abileri, ablaları ile birlikte çok mutlu hiç merak etmeyin. Çok sağlıklı bir eğitim de alıyorlar.