Biliyorsunuz 2016 Eurovision yarışması bugün, yani 14 Mayıs'ta gerçekleşiyor. Belki de bilmiyordunuz ve şimdi öğrendiniz, çünkü yıllardır katılmayarak bu güzelim yarışmadan iyice koptuk. Koparıldık. Örselendik... Oylamanın adaletsizliği üzerine katılmıyoruz deniyordu ama bu sene döneceğimiz konuşuluyordu. Evet belki oylaması adaletli değildi ama yine de katılması, izlemesi ve sosyal medya üzerinden tartışması çok eğlenceliydi. Bu eğlenceyi yaratan etmenler de aha bunlardı:
İtalya, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve İspanya bu yarışmaya ekonomik destekte bulundukları için sürekli katılma hakları var. Ve bu hakkı son zamanlara kadar 'amaan nasılsa hep katılıyoz salla' diyerek hoyratça kullandılar. Birkaç yıldır bu ülkelerden güzel şarkılar gelse de eski yılların bizlere verdiği travma yüzünden hala adam akıllı puan alamıyorlar.
Yapmacık da olsa dünyada onlardan mutlu insan yoktur o an için. Tüm ülkeler onlar için muhteşem performans gösterir, tüm seyirciler harikadır, muhteşem bir gece yaşanıyordur, gökkuşağı kusmaktadırlar adeta.
İnanılmaz bişeydir ya izledikçe büyülenirsin. Ertesi gün 'İzlanda'nın şarkıcısı neydi öyle yaa' diye arkadaş meclisinde dillere destan güzelliği masaya yatırılır şarkısının falan önemi yoktur. Rüzgar gibi gelir geçer.
Şarkıları desen güzel değildir, sahne şovu desen yoktur, sanki sayıyı tamamlamaları için zorla çıkarılmış gibidirler. Yav çocuğum istemiyorsanız katılmayın yav, yerinizde olmak isteyen bir sürü ülke var. Genelde dostluk kardeşlik temasından takılırlar şarkılarında.
Sahnede öpüşen mi istersin, garip kıyafetli tipler mi istersin, en yaşlısından teyze grubu mu istersin, her sene bir tane bulunur bunlardan. Çoğu ülkesini geyiğine temsil etse de sürpriz yapıp kazananlar da oluyor.
Her bağlanılan ülkenin sunucusu kısıtlı süresinde elinden geldiğince şovunu yapmaya çalışır, maymun oluverir. Halbuki yapma di mi adam akıllı dur yerinde, ver puanını, iyi geceler dile geç. Bir de dikkat ettim daha çok erkek olanlar kasıyor kendini espri yapmak için.
'Aaaaand twelve points goes to'......... (10 saat bekleyiş)............. (hala bekleyiş)......... Sweden! (zaten komşundu niye bu kadar kastın ki, bizi de gerdin)
Yarışmada favorinizdir, herkes de performansını beğenmiştir ama kazanamaz yarışmayı. Genelde 5.- 6. sırada falan bitirir. Ortamlarda 'ya Letonya'nın şarkısı acayip güzeldi birinci olmalıydı' diyerek müzik bilginizi konuşturmanıza yararlar.
Yıllardır onun sesinden dinlediğimiz Eurovision'a nasıl hasret kaldıysak onun sesine de hasret kaldık. İğneleyici yorumları, 12'den vuran tahminleriyle Eurovision onunla keyifliydi. O tribündeki biz, biz sahadaki Bülend Özveren.
Bülend Özveren'in en çok yakındığı konulardan biridir. Doğu bloğu ülkeler birbirine, iskandinavlar birbirine, balkan ülkeleri birbirine eeğh bu nedir yav, biraz çeşitlilik yapın kardeşim. Bir de Yunanistan - Rum Kesimi gibi karşılıklı kardeş kardeş puan paylaşımı vardır. Bunun bir benzeri de Türkiye - Almanya & Azerbaycan arasında var.
Gurbetçilerimiz ve kardeş ülkemiz sağ olsun halk oylamasına geçildiğinden beri sıfır çekmiyoruz mis gibi. Rimi Rimi Rey gibi bir şarkıya bile az da olsa oy gelmişti buralardan hey gidi be. Vefa bir semt adı değilmiş.
Norveç, Danimarka, Finlandiya falan bunlar hep soğuk ülkeler tamam ama bari Eurovision oylamasında bize soğuk olmayın be arkadaş.
Yıllarca süren milletler arası kanlı bıçaklı olma durumu yüzünden halen oradan gelen puanlara şaşırılıyor, artık şaşırmamak gerek. Bak 4'teki neden yarışmaya katıldığı hakkında hiçbir fikri olmayan ülkenin şarkısı buraya tam otururdu aslında ha.
Neredeyse ilk 20'de bile değildir, hezimetin kralını yaşamıştır ama bu puan geldi mi sevinirler, bir nevi Bursa'dan gelen gol haberidir bu onlar için. Puan veren akraba ülkeye öpücükler sevgiler gönderirler. 12 puan da çarçur olduğuyla kalır.
Biz tabii ya! Bizsiz gram zevki yok yarışmanın yemin olsun. Ne puanlamayı takip etmesi heyecanlı ne şarkılar kulağa güzel geliyor. Vallahi özlemekten kurdeşen döktük yav millletçe bir bütün olduğumuz ender etkinliklerden biriydi.
Artık geri dönelim şu yarışmaya da goygoy kaldığı yerden devam etsin. Buradan yetkililere sesleniyoruz. Ulan sahnede gemi falan yapıyorduk, robot kesiyorduk be! Ne güzel günlerdi...