New York Üniversitesi'nden Michelle McMacken's in yayınlarına göre; çok iyi ve doğru bir şekilde yapılırsa et içermeyen bir diyetin oldukça sağlıklı olabileceği görülüyor.
Büyük bir kısmımız et yemeyi çok seviyoruz ama önyargılı olmadan et yemeyi bıraktığımızda neler olabileceğine bir göz atalım...
Hayvanlara verdiğimiz hasar düşündüğümüzden de fazla, kesim işlemi etik olmadığında kaçmaları çok normal. Öncelikle kesimin etik olduğundan emin olmalıyız. Yani hayvan acıyı hissettiğinde, ya da diğer hayvanların kesildiğini gördüğünde durumun farkına varıyor.
Temel yaşam kaynaklarımız olan sulara akan kanlar karışabiliyor. Kitlesel çevre bozulmaları gözlemlenebiliyor. Kanın sulara karışması da kitlesel hastalıkları ifade ediyor. Şu an Rio'da olan birçok hastalık su kaynaklı.
Diyabet, çağımızda en çok görülen hastalıklardan biri. Dünya Sağlık Örgütü'nün çalışmalarına göre ise; kırmızı ve işlenmiş et tüketiminin kanserin artışına sebep olduğu biliniyor. Aynı zamanda yüksek hayvan proteini tüketimi tip-2 diyabet riskini de yükseltiyor.
Hayvansal kaynaklı olan aşırı protein, vücut tarafından yağ olarak depolanıyor. Bunun sonucunda ise aşırı hayvansal protein alımı kalp hastalığı, diyabet ve kanser riskini artırıyor. Yani daha az et tüketimi, daha az yağ deposu demek!
Cornell Üniversitesi Beslenme ve Biyokimya profesörü Colin Campbell'in laboratuvar fareleri üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda hayvansal protein verdiği farelerde kanser oranı artarken, bitkisel protein verdiği farelerde böyle bir artış olmamış.
Bu konuyla ilgili yayınlanan makalelere göre et tüketimini azaltıp, sadece doğal yollarla ölen hayvanların etini yememizin daha uygun olacağından bahsediliyor.
Düzenli olarak işlenmiş hayvansal gıda tüketmek, kısa ya da uzun vadeli olarak vücudunuzdaki iltihap seviyelerini yükselterek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Bitkisel kaynaklı besinler ise böyle iltihaplara sebep olmuyor.
Bitki esaslı diyetler doğal anti-inflamatuar içerir. Yani bunun anlamı iltihapla savaşan doğal ilaçlardır. Böylelikle hayvansal besinlerde bulunan toksinler vücutlarınızda birikmemiş oluyor.
Hayvansal ürünlerde bulunan doymuş yağ, kolestrol düzeyini etkiliyor. Bitkisel besinlerle ise kolestrol ilaçlarının yarattığı etkiyi yakalayabilirsiniz.Bitkilerde doymuş yağ oranı çok az ve sıfır kolestrol içeriyor.
Sık kırmızı et yiyen bir kişinin bağırsağındaki etobur mikroorganizmaların eti parçalayıp ortaya çıkardıkları küçük ham maddeler, karaciğer hücrelerinde kısa adı TMAO olan moleküle dönüşür. TMAO damar sertliği oluşumunu kışkırtarak kalp krizi, inme ve damar daralmasına yol açar. Sadece bitkiyle beslenenlerin bağırsağında etobur mikroorganizmalar aç kaldıkları için yerlerini otobur mikroorganizmalara bırakırlar. Bu kişiler arada sırada et yediklerinde, bağırsaklarında eti parçalayıp küçük maddeleri açığa çıkaracak mikroorganizmalar olmadığı için, karaciğer TMAO imal etmek için gereken hammaddeyi bulamaz.
Telomerler, kromozomların uç kısmında bulunan kapak görevi yapan moleküllerdir. Telomerler her hücre bölünmesinde kısalıyor ve kritik uzunluğa ulaştığında hücre bölünmesi duruyor ve hücrelerimiz ölmeye başlıyor. Çalışmalara göre bitki temelli beslenerek telomerlerin boyunun uzatılması sağlanıp, hücre ölümleri geciktirilebiliyor ve hastalıklar önlenebiliyor.
Kurban Bayram'ı gelirken vejeteryan galeriler hazırlarsınız yılbaşında hindi nasıl pişirilir diye. Ayrıca birinci maddeyi bu galeriye eklediğinize göre İslami usul kesimden haberiniz yok demektir çünkü İslami usul kesimde hayvanlara eziyet edilmez. Hayvan haklarını savunuyorsanız yabancıların fok balıklarını yunusları katlettikleri festivaller var çinlilerin yulin festivali var ispanyolların sırf eğlence için boğalara yaptıkları eziyetler var var babam var. İslam düşmanlığınızı vejeteryanlık adı altında yapmayın. Ayrıca mesele sadece Kurban Bayram'ı değil et tüketimini bırakırsanız kas kaybına ve beyin işlevinde yavaşlamaya uğrarsınız unutkanlık artar bünye zayıflar insanlar vejeteryan yaşamaya uygun yaratılmamışlardır eti de tüketmeli bitkiyi de. Hem hayvanlara yazık da bitkiye değil mi ikisi de canlı insanları doğadan tamamen silelim o zaman. ekolojik denge diye bir şey var bütün canlılar biz de dahil bir döngünün içindeyiz.
ölümüne iskender ölümüne köfte, kavurma ve döner!!!!!
2-Bitki temelli beslenme tarzinda da doğayı katledebiliriz 4-Et tüketimi olmadan yapılmış bir diyetle kilo vermek isterken kas kaybına uğrariz 5-Bitkilerde bulunan protein bizim için yetersiz çünkü bitkilerdeki protein etteki proteinler kadar kanımıza iyi karışamıyor. Özetle leş gibi içerik olmuş. İnsanoğlu bugününü biraz da ete borçlu olsun, vücudumuzun en iyi sekilde sindirebildiklerinden biri et olsun ama biri çıksın böyle abuk sabuk bir icerik hazırlasın. Cidden çekilir gibi değilsiniz ya.