Guguk Kuşu, Jack Nickolson'ın adeta oyunculukta destan yazdığı, muhteşem bir senaryoya sahip bir sinema klasiği... Tutuklu olduğu cezaevinden kurtulmak için deli taklidi yapan Randle P. McMurphy adlı kişinin dramını başarıyla beyazperdeye aktaran aktör, gerçekten üstün bir performans sergiliyor... Aykırı mahkumun sayrıl tavırları cezaevi otoritesinin gözüne batmaya başlayınca bir süre sonra teşhis için akıl hastanesine gönderilir ve kafadan çatlak olduğuna kanaat getirilir. Artık yeni meskeni, tımarhanedir... Randle hastanede de kurumun kurallarına uymaması ve arkadaşları ile olan ilişkileri ile dikkatleri üzerine çeker. Kısa süre içinde soğuk tavırlı, suratsız, otoriter bir görevli olan hemşire Ratched, Randle’ı yakın takibe alır ve her hareketini izlemeye başlar. Rathced ve Randle gibi birbirlerine son derece zıt iki karakterin arasındaki gerilim Randle’ın yakın arkadaşları için planladığı çeşitli faaliyetlerle onların iyileşmesine yardımcı olmaya başlamasıyla daha da artacaktır.
Kaynak...
Ben Carson, John Q çok güzeldi. Patch Adams halen en sevdiğim filmlerden biri, Spoiler vermek gibi olmasın ama, Robin Williams'ın o takma burunlu efsanevi sahnesini ömrüm boyunca unutamayacağım. İçinde Yaşadığım deri de çok enteresan bir film, çok beğenmiştim cidden. Ama beni cidden en çok etkileyeni Lorenzo'nun Yağı idi. Çok etkileyici bir dram. Kusursuzdu diyebilirim. 1, 5 ve 7. filmleri ise daha önce hiç duymadım. Açıkçası onları da bir an önce izlemek isterim. Güzel içerik, teşekkürler.
#20 favori fimlerimden. Ayrıca letters to god izlemeye değer 👍