Esra Savaşan Yazio: Şimdi de K-Pop Gençlik mi?

'Ne olacak bu gençliğin hali?' 

Tarihte en çok sorulan sorulardan biri bu olsa gerek. Çok eski ama bir o kadar eskimeyen kaygı dolu bir serzeniş…

Sümerler, çivi yazılarında, 'Bu gençlik nereye gidiyor?” anlamına gelen yakınmalara yer vermişler,  M.Ö 8. yüzyılda Hesiodos, M.Ö 5.yüzyılda, Sokrates, gençlerle ilgili tarihe geçen eleştirilerde bulunmuşlar. 

Yeri geldiğinde kendi çapımızda birer 'filozof' olan hepimizden de bu konuda çeşitli inciler dökülebilir. Kırk yaşını aşmış her dört yetişkinden en az ikisinin, kendi sohbetlerinde 'biz…/ bizim zamanımızda…/ şimdiki gençlik…' gibi cümleler kurduğunu iddia edebilirim. 

Yetişkinlerin, kendilerinden sonra gelen nesilleri, farklılıkları nedeniyle, kendi oluşturdukları düzeni bozmaya gelmiş canlılar gibi gördükleri yeni değil. Korkuları, kendileriyle mi yoksa göremeyecekleri bir gelecek için mi? Biraz karışık…

Haksızlık etmeyeyim, gençlere güvendiğimiz konular ve onları umut olarak gördüğümüz de çok tabi. Ama bu yazının öznesi 'tehdit'.

Aşk, para, seks gibi, evrensel bir konu: Gençlik.

Kendi bireyselliğini kurma, varoluşunu anlamlandırma, yeniliğe olan eğilim, heyecan arayışı ve otoriteye karşı gelmek doğasında var.  O'nun odağı kendisi, derdi de kendinle, derman arayışı da… 

Çok da kişisel almayın. Bu böyle bir süreç. Yürünülecek bir yol, hepimizin geçtiği gibi. 

Tarih, bir takım '..izm'lere adanmış gençlerin, sonradan ne kadar 'sadakatsiz' oldukları  ve bambaşka hayatlar kurdukları örnekleriyle  de dolu.

Elbette dünyaya, adaletsizliğe, etiketlenmelere ve dayatmacı tüm sistemlere bir başkaldırı var. Olsun da…Olmalı. Yoksa, dünya nasıl değişir? Değişecek?

Yetişkinler, kendi konfor alanlarını korumaya yönelik korkularının sonucunda; (çoğu zaman tercih ettikleri gibi) 'apolitik' olan 70'lerdeki  “çiçek çocuklar”ın (hippiler) özgürlüğü vurgulamaları ve barış yanlılıklarını; 80'lerde “break dansçılar”ın, müzik ve sporu kombinlemelerini; 90'larda “punk gençler”in renkliliklerini, piercing ve dövmelerini; 2000'lerde “emo”ların bir gözlerini kapatan fönlü saçlarını; 2010'larda “hipster”lerin sakallarını 'tehdit' olarak gördüler.

Şimdi 2020'lerde de “K-Pop gençler”in biseksüel giyim ve tarzlarının ne kadar 'tehlikeli' olabileceği konuşuluyor.

Her zaman olduğu gibi yine 'dış görünüş'  ve davranış gündemde. Özellikle tabu kabul edilen cinsellik, cinsel kimlik kargaşası, cinsiyetsizlik gibi konular odakta.

Yine kimse, 'Bu gençlerin iç dünyalarında ne oluyor? Vermek istedikleri mesaj nedir? Dertleri ne ola ki?' ile ilgilenmiyor. 

Genellemek ve şikayet etmek kolay tabii... 

'Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları

Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.

Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.' 

Diyen Halil Cibran'a,  kulak verin. 

Çekilin yoldan. Mümkünse yol açın ve hatta ışık tutun.

En iyisi anlamaya ve çözüm üretmeye çalışın.

Değişim ve dönüşüme açık olun.

İşte bunun için dönün ve kendi gençliğinize bir bakın.

Sahi, siz nelerle eleştirilmiştiniz? 

Esra SAVAŞAN

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
YORUMLAR
12.05.2021

biseksüel giyim ve tarz ne demek ya biseksüellik yönelim unisex falan mı demeye çalıştılar acaba

13.05.2021

Son dönemlerde sıkça dile getirilmiş olsa da, K-pop olgusunun geçmişi çok daha eskilere dayanmakta. Insanların dinlediği müzik tarzının, beğendiği giyim kuşam tarzının, ya da tercih ettiği kimliğinin kimseyi ilgilendirmediğini düşünmekteyim. Yaklaşık 4 yıldır K-pop dinleyen ve 10 yıldır Kore sineması ile haşır neşir olan biri olarak söylüyorum bunları. Insanlar farklı bir şeylere ilgi duymaya görsün, şak diye yapıştırırlar istedikleri lafı. Ama o iş o kadar kolay değil aslında. Insan, eleştirmek üzere olduğu şeyi öncelikle araştırmalı ve bilmelidir. "Dünkü ben, bugünkü ben, yarınki ben (Kendimi sevmeyi öğreniyorum) En ufak bir şeyi atlamadan, en ufak bir aralık bırakmadan, her şeyimle..." (BTS/Answer:Love myself)

22.01.2022

Kasım 2020 den beri Kpop dinliyorum ve hiç böyle biri olmadım. Hep kendim oldum. Kpop bana göre cinsiyetsizliğe yol açmıyor :/ Bence insanların müzik zevklerine karışmaktansa kendi işinize bakabilirsiniz.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ