Esra Harmanda Yazio: Neden Tv Programı Yapmıyorum?

Merhaba. Bugün biraz dertleşmek istedim. Korkmayın canım, kafa ütülemek ya da dertlerimle gününüzü kabusa çevirmek değil elbet niyetim. Biliyorsunuz uzun yıllardır Canlı kuşak programları sunuyorum. Son birkaç aydır ekranda değilim ya; sokakta gören, sosyal ortamlarda karşılaştıklarım soruyor: “Niye ekranda değilsin?”

Anında soruya soru da benden geliyor: “TV seyrediyor musun?”

Hadi cevap sırası sende. En son ne zaman iştahla beklediğin bir programın yeni bölümü için saat kurdun? Gün saydın?

Sıkıntıdan zap yapmayı kastetmiyorum. İzleyiciyi ekrana bağlamayı kastediyorum kuşkusuz. Cevabın çoğu göreceksiniz ki uzun yıllardır bu şekilde program izlemiyorum olacak. Türlü nedenle ekrandan uzaklaştık. Uzaklaştık diyorum çünkü ne yazık ki kendi mesleğim olmasına rağmen durum bende de farklı değil. Peki ama neden? Hadi hemen iğneyi kendime batırayım:

• Hep aynı ekran yüzlerden

• Hep aynı formatlardan

• Bir sunta dekor önünde iki veya üç koltuk ile ucuza mal edilmiş işlerden

• Takipçi sayısına göre insanlara iş verilmesinden (ki influencerların ekranda ve beyaz perdedeki reyting hezimeti beni yanıltmıyor)

• Parayla konuk bulunması, inanmadığımız kimi insanları sırf para verdikleri için o konunun en iyisiymiş gibi lanse edilmesinden (ki buna ben de dahil oldum son yıllarda) 

• Doktorların sunucu olmasından, 2 günde ben televizyoncu oldum havasına girmelerinden ÇOOK SIKILDIIIIMMMMM !!!!!

Tv ucuza gelmez. Ucuz olsa radyo olur. Tv görsellik demektir. Görsel olarak bir illüzyon yaratmalısınız. Dekoruyla, ışığıyla, kostümleriyle pırıltılı şık bir ekran olmalı. Bizde ne var? Küçük derinliği olmayan stüdyolar, sunta ucuz emeksiz dekorlar, birbirinin aynı içerikler, aynı yüzler…

Sonuç seyirci bunu istiyor. Madem öyle neden iyi satış yapmasına rağmen bir kahve dükkanı küçücük bir yeri varken zamanla genişliyor, görseline yatırım yapıyor? Kahvenin yanına çikolata, kurabiye, pasta ile menülerini zenginleştiriyor? Çünkü işine yatırım yapıyor. Ayakta kalıyor. Müşteri çekiyor. Televizyon programcılığını kahve dükkanı kadar değer görmüyor. İşi bilmeyen bir yönetici bir gün utanmadan şöyle dedi hiç unutmuyorum;

“Esra hanım gündelik giyip geldiğiniz kıyafetler daha hoş duruyor sizde.”

“Çünkü para verip yakışanı alıyorum. Oysa siz yöneticilerin işi bu olmayan arkadaşlarımızın zevkine ve zoraki sponsor olmuş butiklere mahkum kostümlerle ancak pazara giden teyze olabiliyoruz.” diyemedim tabii!

Bu zihniyetle hiçbir şey olmaz arkadaşlar.

Para verenleri konuk diye almaya zorlanarak bu iş olmaz.

Kendini üç günde sunucu sayan, üstüne para verip ekranlara çıkanlarla bu iş olmaz. 

Hem bizi hem seyirciye de bıkkınlık vererek bu iş olmaz.

Olmaaazzzzz!!!

OL MU YOOOORRRR. NOKTA

Instagram

Twitter

Facebook

YouTube

Popüler İçerikler

Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Gazeteci Fulya Öztürk'ün Azerbaycan Milletvekiline Ağladığı Anların Beden Dili Analizi Çok Konuşuldu
Yalı Çapkını'ndaki Enişte-Baldız İlişkisi Seyircinin Midesini Kaldırdı