Esra Harmanda Yazio: Gitarımın Teli, Gözümün Nuru Gitti

Her yer açık onlar yasaklı. Gitarını kıran mı ararsın udunun tellerini koparan mı?

Hepsi ekmek tekneleriyle protestoda.

Çok haklılar çünkü yaşamak için paraya, para kazanmak için işe ihtiyaçları var.

Yasaklar bir kez daha vurdu onları.

Letgo,  enstrümanını 3 kuruşa elden çıkarıp birikmiş kirasını ödemeye çalışan müzisyenlerle dolu. Halbuki o enstrüman onun kolu, bacağı, gözü, dili.

İnternetten konser iş yapmadı. Destek olmak için belki ama kim, niye internetten canlı konser izlesin ki? Hem de para verip. Denize düşen yılana  sarılır hesabı, ünlüsü ünsüzü hepsi bu mecraya bir olta attı ama hepsi hüsran oldu.

Canına kıyanların sayısı 100’ü geçmiş diyorlar.

Aslında çok ünlü geçinen, burnundan kıl aldırmayanların da %90’ı kuzu oldu bu dönemde. Baktılar ki postları o kadar pahalı değilmiş ama merak etmeyin bizim balık hafızalı toplumda onlar gene postlarına zam yapar, burun kıllarını uzatırlar.

Peki ya gerçekten işin mutfağında olan emektarlar?

Onlar perişan. Herkes çaresizce devletten bir şeyler, bir iyi haber bekledi ama maalesef. Olan gene müzisyenlere, sanatçılara oldu ve herkes son kararlarla yarasına merhem sürmeye, köşesinden olsa durumunu iyileştirmeye başlamışken, sahne sanatçılarının yarası biraz daha kanadı. 

Hadi karar doğru diyelim, öyle ya büyüklerimiz bizden iyi bilir. O zaman devlet vazifesini yapmalı ve bu insanlara bakmalı, muhtaç etmemeli, utandırmamalıydı.

Evvelki sene St. Petersburg’ta dünyaca ünlü Hermitage Müzesi’ni gezerken bir salona girdim ve gözlerime inanamadım. Muhtemelen daha okuma yazma bilmeyen onlarca küçük  çocuk salona dağıtılmış,  her heykelin önünde birkaç tanesi yerde oturuyor ve kara kalemle çizim yapıyorlardı. İşte buydu; okuma yazma öğrenmeden sanata değer vermeye öğrenen nesiller. 

Bizde saldım çayıra mevlam kayıra; büyüyünce tükürürüm böyle sanata. Halbuki eseri beğenmesen bile, harcadığı vakte, emeğe saygı gösterebilirsin. Ama tabi çocuk boş bir kasettir, onu nasıl doldurursan büyüdüğünde doldurduğun kaseti dinlersin.

Bizim kasetlerde genelde at, avrat ,silah olduğundan. Sonrasında at vurulup, kadın şanslıysa dövülüp, şanssızsa o da vurulup silahla yola devam ettiğimizden, kusura bakmayın kasetlerde sanata yer yok. 

Sanırım benim yaşadığım bu küçük örnek, aslında bir dağ gibi karşımızda duruyor ve gerçeğimizi yansıtıyor. Okuma yazmadan önce sanata kalem tutan minik ellerimiz olması dileğiyle. Allah tüm emekçilerimizin yardımcısı olsun. 

Sevgiyle, saygıyla.

Instagram

Twitter

Facebook

YouTube

Hakan Altun: Bilmem Anlatabildim mi?

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti Fatih'e Söven Kadının Televizyonu "Öfke" Uyarısı Verdi!
Çok mu Çok İddialıyız? Brad Pitt'ten Daha İyi Oyuncu Olduğunu Söyleyen İlker Aksum Dillere Fena Düştü!
Fatih Erbakan'dan Devlet Bahçeli'yi Kızdıracak Sözler: "Dedem Yaşında İnsan"
YORUMLAR
06.06.2021

eğlence sektöründe çalışanları da "eğlencesine" çalışıyor zanneden insanların içinde yaşıyoruz.

Şey gibi ...eve dönüş yolunda ağlayan palyaço

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ