Esra Harmanda Yazio: Dünya Hassas Kalpler İçin Bir Cehennem

Goethe’nin bu sözü yankılanıp duruyor kulaklarımda

Dünya hassas kalpler için bir cehennem. 

Tv8’de her hafta ilgiyle izlediğim Kırmızı Oda, dizi olmasının yanı sıra sarsarak farkındalık uyandırması adına çok başarılı bir iş.

Sadece dizi senaryosu deyip geçemediğim,  Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun seansa gelen hastalarının gerçek hikâyeleri. O kadar gerçek ki geçen gün Bursa’da yaşanan bir intihar bir kez daha insanın en büyük düşmanı yine insandır dedirten türden. Senaryo değil gerçeğin ta kendisi.

Baş asistan Dr. Mustafa Yalçın 35 yaşındaydı. Karlı soğuk bir günde yatırdı bedenini bembeyaz karların üzerine.

Artık yaşamaktan tat almıyorum yazılı bir mektupla el salladı arkasında kalan acılı yakınlarına…

Yakışıklı, parlak kariyerli, paralı biriydi üstelik. Bunlara sahip olmak dünya nüfusunun en az %75-80’inin hayaliyken o bütün bunlara dakikalar içinde veda etti. Koluna bağladığı ilaçlı serum ile onu sona götürecek sürecin her bir anını bilerek hem de…

Arkasından kocaman kocaman prof.lar “depresyondaymış, keşke yardım alsaydı. Belki kurtulurdu.” dediler. Yine fatura mağdura kesildi yani.

Oysa hassas kalpler için bu dünyada sosyal hayat içinde yaşamak ne kadar zor kimse göremedi görmedi yine.

Oysaki nezaketle yaklaşmaya çalıştıkça bencil ve hoyrat tavırlarıyla ezenler, hor görenler, kabalığı dobralık ve samimiyet kılıfıyla süsleyenler gitmeli psikiyatristlere. Belki dünya daha iyi bir yer olur diye…

Çok küçük bir örnek vereyim daha anlaşılır olsun. Çalıştığınız yerde veya arkadaş çevrenizde ne kadar arızalı, kaprisli iseniz o kadar saygı ve değer görürsünüz. İş yerinizde önce sizin odanızdan başlar temizlik. Kahveniz siz gelmeden hazır olur. O gün birazcık gülümsemeniz için her türlü jest düşünülür. Yapılacak her buluşma için fikriniz alınır. Gelmezseniz ne hata yaptık diye düşünülüp ikna için her türlü çaba harcanır. Arkadaş grubunuzda gidilecek gezilecek buluşmalarda fikirler size sunulur. Sizin burun kıvırdığınız her yer derhal listeden çıkarılır. Herkes askeriniz olmaya gönüllüdür. En rahat koltuk, davet menüsü size göre ayarlanır.  

Bizim toplumumuzda değer görmek için itip kakmak lüzumlu,  az gülmek, snob olmak gereklidir. Kırıp dökmek sindirir herkesi. El pençe sıra sıra duranlarınız, bir gülümseme kırıntısı için her şeyini verecek insanlardan oluşur. Gülümseme kırıntısını cebine koyan sizin ne kadar mükemmel bir insan olduğunuzu etrafa anlatır durur. Aksi ile karşılaşanlar suçlu psikolojisiyle yaranmak için ne yapacağını şaşırır. Cool iseniz hayat size güzeldir. Hayat size gülendir. 

Her zaman pozitif, hiçbir kötü gidişi dert edip insanlara bunu sirayet ettirmemeye çalışan, sineye çeken ama belli etmeyen insanlar bunu zaaf sanan insanlar tarafından ne yazık ki istismar edilir. Nasıl olsa idare edeceksinizdir. Nasılsa sizin gönlünüzü almak kolaydır. İlişki için çaba göstererek efor ve zaman kaybına değmeyeceksinizdir.

O yüzden Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun dizileri bu kadar ilgi görüyor. Çünkü bize karşıdakini anlatıyor. Israrla görmek istemediğimiz insanları. Onların taşıdığı camdan kalpleri, hassas ruhları…

Instagram

Twitter

Facebook

YouTube

Popüler İçerikler

A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Ali Atay'dan Türkiye'deki Linç Kültürüne Tepki: "Bu Ülkenin Seliyle, Yangınıyla Ben Niye Mücadele Ediyorum"