Televizyon kanallarının yerini aldığından beri Netflix sevenlerdenim. Hele yerli yapımları mümkün olduğunca izlemeye çalışıyorum.
Televizyon kanallarının yerini aldığından beri Netflix sevenlerdenim. Hele yerli yapımları mümkün olduğunca izlemeye çalışıyorum.
Aslında bakmasını bilirseniz güzel şeyler anlatıyor. Mesela yüklerinden kurtulmak gibi.
Oyunculuklar genel olarak başarısız. Özellikle Murat Boz’u neden ısrarla oyuncu yapmaya çalışıyorlar anlamıyorum. Tamam adam yakışıklı, iyi bir şarkıcı da olabilir ama bu adam oyunculuk yapamıyor üzgünüm. Abi bir gül de sen de rahatla biz de rahatlayalım demek geliyor izlerken. Çoğu sahnede gülesi var. Neden böyle bir tercih, sorarım size? O kadar çok iyi oyuncu varken… Bir de flashbackte saçının halini görünce asla ciddi kalamadım, Kobra Murat abimizi andırmış.
Tuba Büyüküstün yine donuk. Tüm donukluğuna rağmen Ada'nın evinde ağladığı sahneyi beğendim. Ada'yla fazla empati kurdum sanırım, evdeki o yalnızlık hissi içimi daralttı. Tuba oyunculuk yapamıyorken, nasıl bu kadar başrol alabiliyor ben hayret ediyorum. O kadar zorlama ki.
Nasıl güzel bir enerjin ve oyunculuğun var. Sanırım şu anda ihtiyacım olan tek şey Seda Bakan’ın arkadaşım olması.
Sevgi ve Fiko çok tatlıydı. Boncuk Yılmaz, Rıza Kocaoğlu'nu gayet beğendim. özellikle Boncuk hanım diziyi sırtlamış.
Her saçmalığına rağmen Selim'i sevdim. Oyunculuğun çok daha kuvvetli olması sebebiyle de olabilir. Ağla ağla içi çıktı bu arada.
Adeta görsel bir şölendi.
Bu kadar sevsen aldatmazdın demişti sanırım Sevgi, kesinlikle katılıyorum da Toprak da aldatmış. Toprak aşağılık kompleksinden, Selim terk edilme korkusundan aldatıyor. Üstelik Toprak'ın ihanetinin sonucu daha da ağır oldu. O yüzden en sonunda Zaman Bey'le çık bari diyesim geldi. Bir de genç hallerinde Toprak ve Ada'nın ilişkisi, işin içine sadakatsizlik girmeden de fazla toksik gözüktü bana. Günümüzde ise daha temiz bir enerjiyle bir araya geldiler. En azından sonrası için iyi olma umudu var denebilirdi. Yalnız Selim'i ekarte etmek için Ada'yı aldattığı kadının hamile kalması kadar bağıra bağıra gelen bir hamle olamaz. 'ikinci erkek' başka türlü plandan çıkamaz gibi. Bu kadar tahmin edilebilir olmasa, sular durgunken bazı tercihler yapılsa daha vurucu olurdu. Kızların bileklerinde neredeyse her bölüm dikkatimi çeken turuncu, yeşil ve Dizide bazı mantık hataları! Da yok değil!
Jartiyerli Tuba Büyüküstün gören erkeğin 'seni aldattım' diye tepki vereceğine beni hiç ama hiçbir ihtimal inandıramaz. Hayatımda gördüğüm en büyük mantık hatasıdır bu. Aynı şey Seda Bakan’ın boru sahnesi için de geçerli. Bazı klikler vardı. Final sahnesinde kıyafetleri de bileklikleriyle aynı renkti. Böyle küçük detayları çok seviyorum.
Seninle Başlamadı ‘, biraz ağır giden bir kitap ama DNA sarmalına işlenen travmaların bir gün, yıllar sonra, soyağacında bir başkasında tamamlanmayı beklediği ve gerçek psikoloji hastalarının durumlarını anlatıyordu.
Belki nasıl başladığını bilemeyiz ama geçmişi, geride bırakmazsak asla ilerleyemeyiz. Biz, bize gelene kadar içinde bir şeyler biriktiren bir kovayı taşır gibiyiz. Eğer içine konulan bazı şeyleri çıkartıp, kenara koymazsak, taşıyamayız. Ağır olan, taşınmaz. Kenara bırakmamız gereken şeyler var.
Ayvalık’ta bir yaz aşkları dizisi izlenimi verse de konu Aile Dizimi etrafında şekilleniyor.
Aile Dizimi inanmadığım dahası başıma bir şey gelmeyecekse saçma bulduğum bir konu. Tanımadığım birinin annem olması ve içine doğan aile travmamızın büyüsüne bir anda kapılıp o psikolojiyle hareket etmesi!!! İnananlara saygı duyuyorum ama kimse bana bunu açıklayamaz, net. Yine de farklı bir konu olması sinema dizi sektörü açısından can simidi kuşkusuz.
Finalde yine de insan sormadan edemiyor.
Geçmişten gelen kalıtsal travmalarımız, kimin geçmişinden kalma acaba?
Hepsi bizim mi?
Biz aslında taşıyıcı mıyız?
Zaman bey? Ne dersiniz?
Hadi Murat Boz şarkıcı desen , Tuğba Büyüküstün' ün oyunculuğu beni ağlattı. Gümbür gümbür aldatılma sahnesini bile yapamadı. Şeyi merak ettim bu kadın hiç sallamıyor da mı böyle, yoksa ciddi çalıştı uğraştı da bu kadarını mı yapabildi?