Ankara'da eskiden kadın ticareti yapan Hünkar, eskortluk sektöründe yaşananlara dair ilk kez duyacağınız bilgiler paylaştı.
Ankara'da eskiden kadın ticareti yapan Hünkar, eskortluk sektöründe yaşananlara dair ilk kez duyacağınız bilgiler paylaştı.
Biraz komik gelebilir ama. Eskortların sektöründe belirli bir komisyon karşılığında yer temin eden, müşteri bulan kişidir. Emlakçı gibi düşünün. Ev arıyorsunuz, evinizi bulduğunuzda ona bir komisyon ücreti veriyorsunuz. Bizimki de böyle yani.
Biz onları bulmuyoruz, onlar bizi buluyor. Çünkü şöyle bir şey; mesela siz bir eskortla çalışıyorsunuz o eskortun başka eskort arkadaşları da var. Onlar da pezevenkleriyle çalışıyor. Bazen anlaşamıyorlar. Onlar da diyor ki biz şuna çalışıyoruz, çok da iyi. Hemen de “Ben de ona çalışayım” diyorlar. Ben özellikle şöyle bir sistemle çalışıyorum: Zor durumda olan, özellikle evlenmiş boşanmış ve çocuklarına bakmak için çalışan insanlarla daha çok çalışıyorum. Uyuşturucu için ya da sevgilisine para yedirtmek için çalışan eskortlarla kesinlikle çalışmıyorum.
Sana çalışan korumaların var mı?
Eğer çok eskort varsa tabii ki koruma oluyor çünkü nerede çokluk olursa orada daha çok sıkıntı oluyor. Kadınlar aşırı derecede hassas. En ufak bir şeyde korkuyorlar. Eğer az eskort varsa gerek yok zaten ben yetiyorum.
Eskortlara göre değişiyor. 20 yaşında da var, 45 yaşında da var. Seçenek olarak 45 yaşındakini kimse seçmiyor. O zaman ne oluyor fiyat düşüyor. 20 yaşındakinin fiyatı daha artıyor. Aslında 45 yaşındaki eskortun muamelesi daha iyi oluyor. Aslında o kadın daha çok parayı hak ediyor çünkü yaşlı olduğu için seçeneği yok daha çok ilgilenmesi gerekiyor. 20 yaşındakinin öyle bir sıkıntısı yok. Zaten 20 yaşında körpe gözüyle bakılıyor. Hiçbir şey yapmasa da parayı hak ediyor. Yaşlı erkekler kendi egosunu tatmin etmek için daha genç eskortlara talip oluyor. O yüzden daha çok para veriyorlar. Yaşa ve güzelliğine göre fiyat değişiyor.
'Ticaretini yaptığın kadınlardan yüzde kaç pay alıyorsun?'
%50 alıyoruz çünkü bütün masrafları bana ait. El üstünde tutuyorum onları ve o yüzden yarısını alıyorum. Gecelik, uzun vadeli işe gittiklerinde %30’unu alıyorum çünkü daha çok emek veriyorlar, kıyamıyorum. Bakıyorsun yaşlı, ağzı leş gibi kokan bir adamla gecelik kalıyor. Ben o kızın parasını alırken tereddüt ederek alıyorum. Almadığım bile oluyor ama stabil işte günlük %50 ile çalışıyoruz.
Tabii ki oluyor. Uzun süre telefona bakıp bu işi yaptığımız için telefondaki ses tonundan nasıl bir kişilik olduğunu anlıyorum. Sapık bir adam olduğunu, gıcık bir insan olduğunu sezdiğim zaman hiç almıyorum. Bir de şöyle insanlar var: Eşiyle gelmek isteyen insanlar oluyor ya da değişik aletlerle fetiş yapmak isteyenler oluyor almıyoruz ya da kadın anal seks yapmıyordur müşteri de anal seks istiyorsa kabul etmiyoruz.
Evet var. Olması gereken bir kriter. Para için yapıyoruz ama bazı kriterler olması lazım. Diğer pezevenklere çok kızıyorum mesela. 18 yaşında bayan getirtip çalıştırıyorlar. Ben 18 yaşında asla bir bayan çalıştırmam. Benim yanıma gelecek olan 20 yaş üzeri olması lazım. Uyuşturucu kullanmaması lazım çünkü uyuşturucu kullananlarda çok sıkıntı çektim. Çok hoppa zıppa, alkol parasına çalışanları almıyorum. Ailesi çok olan, ailesine ilgi gösterenleri almıyorum. Bence 18-19 yaşındaki kızlar çok cahil. Reşitler ama hayat kanununda reşit değiller. Kendini yetiştiremiyorsun.
Uzun vadeli olduğu için mesela 3-4 gün tatile gidecek adam, yanında bir bayan istiyor. Biraz da gösteriş yani arkadaşlarıyla tatile gidecek, yanımda kız arkadaşım moduyla güzel bir kadın seçiyor. “3-4 günlüğüne ne kadara gelirsin?” diyor. 5 bin TL diyoruz. Adam o 5 bin TL’yi veriyor, alıyor kızı götürüyor. Mesela bir arkadaş geliyor diyor ki “hünkar, şu kıza teklif ettim kabul etmedi beni reddetti” diyor. Ben onu mesela teselli etmek için “aman kardeşim, boş ver” diyorum. “En kral karı Antalya’da bin TL”. Bu mesele de, gecelik çıkıyorlar bin TL’ye gidiyor. Antalya’da mesela Rus bayanlar bin TL’ye çok güzel yerlere gidiyorlar. Gerçekten de “at gibi karı” dediğimiz insanlar bin TL. Bu kadar.
Çoğu biliyor. Hatta bir bayan ev almış. Günlük bin TL’yi çıkarması lazım. O gün 800 TL’lik iş yaptıysa eyvah, annesi durdurmuyor. Annesi bizi arıyor. “Neden ona 800 TL’lik iş yapırdınız, bin TL’lik yaptırmadınız?” Şöyle böyle. Kız o kadar baskı altındaki. O kadar üzülüyorsunuzki. Annesinin aldığı ev parası için babası yaşındaki insanlarla yatıyor ve parayı azcık eksik çıkardı diye annesinden ağır küfürler... Onun psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Hadi gel vicdanın sızlamasın.
Mesela eşini getiriyor. 50 TL de olsa verin paraya ihtiyacımız var diyor.
Bir kadın diyelim mesela bir erkeğe aşık. Asla bir kadının ona dokunmasına izin vermez. Ama kadına eşi, bu işi yaptığını bile bile “seni seviyorum” diyor. Böyle bir sevgi olamaz. Seni sevmiyor senin paranı seviyor. Senin ailen paranı seviyor. Ailen seni sokağa atar, eskortluk yaparsın, dolu dolu alışveriş yapar eve gidersin onların gözünde evlat olursun. Ben onları gördüm.
Kandırmam. Niye kandırayım ki? Elime ne geçecek? Kandırırsam 2 gün sonra onu kandırdığımı anladığı zaman o beni kandırmaya başlıyor bu sefer. İşe başlama mevzusuna gelince, hiçbir bayanın işe başlamasını istemem. Başladıkları zaman ucu bucağı, bu işin sonu yok. Hepimiz biliyoruz. Bu işin sonunda ya öldürülüyorlar, ya bir yerde kesilip atılıyorlar ya da gençlikleri, geleceği bitiyor. 50 yaşına kadar çalışan kadınlar var. Eline hiçbir şey geçmedi. Tutamıyorlar. Mesela bazen telefona baksın diye sekreter tutuyoruz, günde 50-100 TL sekretere veriyoruz. Gelen para sirkülasyonunu görünce sekreter “Ben de çalışacağım” diyor. Durduramıyoruz, çalışma diyoruz. Başka işler buluyoruz.
Bende şöyle bir şey var. Gidecek yeri olmayan bayanlara yerimi açmayı çok seviyorum. Evime getirip misafir ediyorum. Hep de çalışmak istiyorlar. Çalışmalarını istemiyorum. Para sirkülasyonunu gördükleri zaman duramıyorlar. Kadınlar gücün, paranın kendilerinde olmasını çok seviyorlar. O yüzden biz kimseyi işe başlatmıyoruz. Kendileri başlamak için ısrar ediyorlar. O kadar çok bayan var ki... O kadar çok insan yapıyor ki. Şöyle karşınıza oturttuğunuzda “Hayır bu kesinlikle yapamaz” dersiniz. Ama en çok kadın yapıyor.
Fantezi dünyası evrendeki bir boşluk gibi. Ucu bucağı sonu yok yani. Eşiyle yapmak isteyenler, topuklu ayakkabıyla şiddetli bir şekilde ezilmek isteyenler oluyor. 55 yaşında bir amca bir gün geldi. Kız içeriye girdi sonra şiddetle dışarı çıktı. İçeriğe girdiğimizde bey amca yüz üstü uzanmış, “Siz beni yapın” dedi. Amcayı çıkardık. O yaşta bir adamın fantezisi bu. Herkesin bir seçimi vardır.
Bir beyefendi geldi hoş sohbet. Genel kültürü yüksek bir adamdı. Oturdu bizim yanımıza ilişkiye girmek istemediğini söyledi. Kızlarla oturdu sohbet etti. Bir anda dan dan kapı çaldı. Kapıyı bir açtım hızlıca bir kadın girip hemen benim saçımdan tuttu. Kadın neyse saçımı bıraktı odalara girdi. Adama vuruyor falan. Kadın geldi “Ben de bugün seni aldattım. Bir polisle birlikte oldum. Oh çok da güzel zevk aldım” dedi. Sonra adam da “Ben istediğim eskortla birlikte oluyorum. Eşim de buna izin veriyor. Hatta eşimle birlikte grup yapıyoruz” dedi. En tuhaf olay oydu.
Tabii ki bırakabiliyorlar. Kimseyi zorla tutamazsınız. Aslında bırakıyorlar bazen de biz bıraktırıyoruz. Bir kadının birikimi, mesleği varsa onun bu işi bırakmasına vesile oluyoruz. Çalışmasın yani ne gerek var birikimini zaten yapmış. Bir dükkan açıp kendi işini kendi işletebilir. Ekmeğini kazanabilir ama bu iş daha kolayına geliyor. Bırakmak istese bırakabilir kimseyi zorla tutamazsınız. Ben tutmam hatta gitmesi beni daha çok memnun eder.
'Kadın ticareti yaparken vicdanın rahat mı?'
Vicdan bir elbise gibidir. Herkesin üzerinde durmaz. Herkese yakışmaz. Vicdanı sizi koruyan muska gibi şuranızda taşımanız lazım. Benim vicdanım çok rahat. Kimseye zorla bir şey yaptırmıyorum. Kime göre, neye göre yani. Sizin hiç vicdanınızın sızladığı olay olmadı. İzleyicilere soruyorum. Herkesin mutlaka olmuştur. Hepimiz yapıyoruz. Bizim de öyle şeylerimiz oluyor ama bu iş vicdansızlık değil ki. Vicdanımız var, emin olsunlar ve rahat.
Vicdan bir elbise gibidir. Herkesin üzerinde durmaz. Herkese yakışmaz. Vicdanı sizi koruyan muska gibi şuranızda taşımanız lazım. Benim vicdanım çok rahat. Kimseye zorla bir şey yaptırmıyorum. Kime göre, neye göre yani. Sizin hiç vicdanınızın sızladığı olay olmadı. İzleyicilere soruyorum. Herkesin mutlaka olmuştur. Hepimiz yapıyoruz. Bizim de öyle şeylerimiz oluyor ama bu iş vicdansızlık değil ki. Vicdanımız var, emin olsunlar ve rahat.
En büyük ödediğim bedel gençliğim oldu. Doyasıya yaşayamadım. Hep buruk yaşadık. Aşk hayatım asla olmadı. Kimseye güvenemiyorsunuz çünkü insanlar sizin paranız için yanınıza geliyor. Normal bir hayatım olmadı. Kapı çaldığında “Polis mi geldi?” korkusu yaşıyorum. Kendimi verdim. Bitti yani benim gençliğim. Geleceğim bitti çünkü bir damga var artık. Belki kendini da satıyordur diyorlar. Siz insanların itelediği, belirli bir ahlaksızlık kalıbına oturttuğu insansınız. Yani ben normal olmayı bıraktım. Ben sadece “kötü bir insan” oldum ama şöyle bir şey var. Hiç kimseyi umursamıyorum. Ödediğim bedeller beni şuanki konumda güçlü bir kadın yaptı. İyi ki o bedelleri ödemişim. Hiç kimse umrumda değil. İnsanlar ne der diye yaşarsanız asla özgür olamazsınız. Ben bu yüzden çok özlüyorum.
NOT: RÖPORTAJ ÜÇ SENE ÖNCESİNE AİTTİR.
Vay be... Ne kadar merhametli bir pezevenk! Kazıkçı esnaf ve çıkarcı yöneticiler bokunu yesin.
buradan da anlıyoruz şu ama zorla çalıştırıyorlar, işin içine bir girdiler mi peşlerini bırakmıyorlar diyen eski kafalı, türk filmlerinde takılı kalan, kendini güncellemeyen kişiler fena yanılıyor.hep derim 3,4 kilo kediye istediğini yaptıramıyorsun, koskoca kadınlara mı yaptıracaksın.işin özeti her zaman olduğu gibi herkesin allahı para para para... ne paraymış arkadaş.
Vay amk eskortluk kurumsallaşmış haberimiz yok 🤦🏻♂️😅😅