Eskiden Kadınlara Eziyet Etmek Amacıyla Kullanılan Akılalmaz İşkence Yöntemi: 'Moğolistan Hapishanesi'

Maalesef dünyanın dört bir yanında birbirinden tuhaf ve korkunç işkence yöntemleri mevcut. Bunlardan birisi olan 'Moğolistan hapishanesi' geçmişte özellikle kadınlara eziyet etmek amacıyla kullanılıyormuş. Detaylar aşağıda. 👇

1913 yılında çekilen bu fotoğraf Moğolistan'da kadınların tahtadan küçük bir kutuya kapatılarak açlıktan ölmeye mahkum edildiği bir zamana ait.

Bu fotoğraf ilk kez 1922 yılında National Geographic dergisinde 'Kutudaki Moğolistanlı tutsak' ismiyle fotoğrafçı Albert Kahn tarafından yayımlandı. Ancak fotoğrafı çeken kişi kendisi değildi.

Herhangi bir kanıt olmadan, bu kadının zina suçuyla suçlandığını ve bu sebepten ötürü bu işkenceye maruz bırakıldığı notu düşüldü.

Genç kadının esir tutulma sebebine dair kesin bir kanıt yok, ancak böyle bir işkence yönteminin var olduğu su götürmez bir gerçek.

"Peki bu fotoğrafı kim çekti?" derseniz, kameranın arkasında iki isim var: Albert Kahn ve Stéphane Passet.

Passet, talihsiz Moğolistanlı kadının fotoğrafını çeken kişi. Kahn ise aslen milyoner bir bankacı ve hayırseverdi. Kendisi fotoğraf sanatına çok ilgili olduğu için dünyanın farklı yerlerindeki farklı kültür ve gelenekleri fotoğraflamaya ömrünü adamıştı. Passet de kendisinin profesyonel fotoğrafçı ekibinde yer alan bir diğer isimdi. Birlikte 50'yi aşkın ülkeyi gezerek binlerce fotoğraf çektiler.

Passet, bu fotoğrafı 1913 yılında Moğolistan'ı gezerken çekti. Fotoğraftaki kadının tahta kutusunun iki bölmesinde su ve biraz yemek de bulunuyordu.

Kendisine su ve yemek günlük olarak verilmiyordu. Aralıklı olarak verilme sebebi ise işkence süresinin uzun olması içindi.

Passet'in bu talihsiz kadına yardım etmeme sebebi olarak 'yerel kanun ve kuralları baltalamak', ya da daha başka (ve doğru) bir deyişle başını belaya sokmak istememesiydi.

Ancak çekilen bu fotoğraf sayesinde Moğolistan'da böylesine bir işkence yönteminin varlığı dünyaya duyuruldu.

Fakat bu pek bir işe de yaramadı... Bu hapis yöntemi büyük bir suç işleyen suçluları susuz ve aç bırakarak ölmeleri için tasarlanmıştı. Esirler hava alabildikleri, aynı zamanda yemek yiyip ve su içebildikleri küçük bir deliği bulunan bir zindandan kat ve kat küçük bir alana hapsediliyordu. Bazı dini sebeplerden ötürü masum olanlar dahi bu işkenceye maruz kalıyordu...

İlk zamanlarında bu işkence yöntemi sadece kadınlar için kullanılıyordu. Antik Roma'da kadınlar aile tanrıçası Vesta'nın kutsal bakire rahibeleri olarak görülüyordu.

Bu yüzden onlara 'Vesta bakireleri' adı veriliyordu. Eğer bir kadın iffetine zarar gelecek bir şey yaparsa hemen bu hapishane işkencesine maruz bırakılıyordu.

Bu korkunç işkence yöntemi 20. yüzyılın ilk zamanlarına dek varlığını sürdürdü. Bir işkence yönteminden dini hususlar için kullanımına kadar çeşitli alanlarda kullanıldı.

Artık bu işkence yöntemi dünyanın bazı yerlerinden silinse de, maalesef çoğu korkunç ve farklı yöntemler varlığını sürdürmeye devam ediyor. Umarız böylesine mantıksız ve insan hayatını hiçe sayan gelenekler bir an önce son bulur...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Görünüşü Anıtkabir'e Benzeyen Suudi Arabistan, Riyad Büyükelçiliğimizin İlginç Hikayesini Biliyor muydunuz?
Pompeii'de Mastürbasyon Yaparken Taşlaştığı İddia Edilen Adamın Gerçek Hikayesi
İnsanlığınız Batsın! Genç Kızları Kaçırıp Tecavüz Eden ve Evlenmeye Zorlayan "Gelin Kaçırma Geleneği"

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi