Hindistan'da bir zamanlar normal kabul edilen ama çok vahşi ve iğrenç olan bazı ritüeller sizi şaşkına çevirebilir. Zengin bir kültüre sahip olan Hindistan'ın hayran olunacak tarafları olsa da enteresan bir yüzü de var. Bu ülkenin yamyamlıktan bebek fırlatmaya dayanan tuhaf geleneklerini merak ediyorsanız sizi şöyle alalım. 👇
Ancak gelin görün ki bazı gelenekleri gerçekten tüyler ürpertici! Bazıları hala devam eden bazıları ise maziye karışmış bu geleneklere beraber bir göz atalım!
'Garudan Thookam' adı verilen seremoniler dans ederek başlıyor ve sonrasında kuşlar kralı 'Garuda' gibi giyiniliyor. Kostümleri giyen katılımcılar sonrasında kendilerini sırt derilerinden asıyorlar. Bu kutlamalarda amaç; şeytan Darika'yı öldüren tanrıça Kali'ye hürmetlerini sunmak. Garuda kostümleri ise tanrıça Kali'ye kurban edilen Garuda'yı temsil etmek için tercih ediliyor.
Hindistan kültüründe astroloji önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda Mars döngüsünde doğan kadınların gelecekteki kocaları için lanetli olduklarına inanılıyor. Bu yüzden bu kadınlar önce ağaçlarla evlendiriliyorlar! Böylece lanetten kurtulduklarına inanılıyor fakat ağaçlar evlilikten sonra ne yazık ki kesiliyor. Ayrıca evlenmek isteyen çiftin evcil hayvanı veya Efendi Vishnu'nun heykeli de ağaçlara alternatif olarak kullanılabiliyor...
Bu kutlamalar her yıl Ocak ve Şubat aylarında, dolunay çıktığında yapılıyor ve amaç Efendi Murugan'a sağlık ve huzur bahşetmesi için dua etmek. Festivalin amaçları çok barışçıl olsa da ritüeller epey acımasız. Katılımcılar dillerini, yanaklarını ve derilerini deliyor, sırt derilerine takılmış kancalarla at arabaları çekiyor ve nicesi. Bu ritüellerle insanların inançlarının güçlendiğine ve ruhen temizlendiklerine inanılıyor.
Bu ritüeller yamyamlık, çıplaklık, ruh çağırma, idrar içme gibi can sıkıcı eylemleri barındırıyor. 'Shav Putra' adı verilen ayin ise en kötüsü. Bu ayinde Aghoriler bir ceset üzerinde meditasyon yapıyorlar. Daha sonra cesedin kafası kesiliyor ve kafatası yiyecek saklamak için kullanıyor. Geri kalan insan etini tüketmek de ayinin bir parçası.
Alkol, uyuşturucu ve cesetlerle ilişkiye girme de toplulukta sıkça gözlenen alışkanlıklar. Aghoriler için en pis şeylerde bile saflık görebilmek kendilerini tanrılara adadıklarının bir göstergesi. Bu ritüellerin çoğu ortodoks Hinduizm'de yasaklı olan eylemler, bunu da belirtelim.
Geleneğin doğduğu zamanlarda eşlerini kaybeden kadınlar, kocaları yakılırken ateşe atlayarak sadakatlerini ve cesaretlerini kanıtlıyor ve kahraman olarak görülüyorlardı. Sonradan bir nevi ceza ve cinayet haline gelen bu gelenek geçmişte bazı liderler tarafından durdurulmaya çalışılsa da başarılı olunamamıştı. Neyse ki yakın tarihte, 18 yaşındaki genç bir kadının intihar etmeye zorlanmasından sonra Sati ritüeli resmi olarak yasaklandı.
Efendi Shiva'nın şeytanı öldürmek için ölümcül bir çatışmaya girmesini onurlandırmak adına bu ritüel gerçekleştiriliyor. Gece başlayan dövüşler sabahın erken saatlerine kadar devam ediyor. Silahların baltalardan bambu sopalarına dönüşmesine rağmen katılımcılar her sene ciddi şekilde yaralanıyor. Bu yüzden festival sırasında tıbbi müdahaleye hazır ekipler ve polisler mutlaka konuşlandırılıyor.
Aslında bu adaklar Efendi Shiva adına yapılıyor çünkü onun yılanlarla arkadaş olduğuna ve onları korumakla görevlendirildiğine inanılıyor. Festivalin gerçekleştiği Temmuz ve Ağustos aylarının ise yılanların göç dönemi olmasından dolayı önemi var. Bu dönemde yılanlar orman ve taşradan yerleşim yerlerine doğru yolculuk ediyor ve birçok insan yılan ısırığından dolayı hayatını kaybediyor. Bu kutlamalarda amaçlardan biri de yılanlara karşı koruma sağlayacağına inanılması.
Önce erkekler geliyor ve sonradan kutlamalara katılan kadınlar ise erkekleri boyaya buluyor. Daha sonra kadınlar erkeklerin etrafında dans ediyor ve geleneksel şarkılar seslendiriyorlar. Diğer gün kadınlar önce gidiyor ve erkekler onları boyamaya geldiklerinde kadınları ellerinde sopalarla beklerken buluyorlar.
Efsaneye göre Efendi Krishna genç bir erkekken aşık olduğu kadın bu kasabada yaşıyormuş. Bir gün 'Holi' arifesinde arkadaşlarıyla beraber bu kadını görmeye gitmiş ancak kadınlar onları görünce rahatsız olarak ellerinde sopalarla gençleri kovalamışlar. Bu ritüeller ise bu olaydan sonra doğmuş.
Kökenleri bilinmeyen bu gelenek, inanışı ne olursa olsun her Hint tarafından yerine getiriliyordu. Yeni doğan bebeklerin ölüm oranının yüksek olduğu zamanlarda çaresiz ebeveynler tanrıların yardım etmesi için bu geleneği yerine getiriyorlardı fakat günümüzde dini bir zorunluluk ve festival niteliği kazanmış durumda. Bu gelenek 2009 yılında Hindistan'da yasaklandı fakat kırsal bölgelerde halen rastlanabiliyor.
Bu artıkların üstünde yuvarlanmanın hastalıkları iyileştireceğine ve problemlerini çözeceğine inanılıyor. 2020 yılında bu geleneğin yasaklanması için protestolar düzenlendi fakat Dalitler bizzat kendileri geleneğin yasaklanmasını reddettiler. Atalarının mirasını devam ettirmek istiyorlardı...
Hindistan'ın bu ilginç ritüelleri hakkında siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım! 👇
abi normal değil bunlar yaaa
Pakistanda hindistan sınırında bir köyün camisinde abdest alınan yerde abdest alanlar için ipe bağlı ortak bir misvak olması daha korkunç🤢
Ya ne denilse az kalacağı bir ülke burası. Berbat ötesi berbatsınız.