KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, BDP milletvekillerinin geçtiği HDP’nin önümüzdeki dönemde ‘Radikal Demokratik Parti’ olacağını, bu yeni oluşumu BDP’nin isim değiştirmiş hali olarak görenlerin yanılacağını söyledi.
Uydu aracılığı ile Avrupa’dan yayın yapan Sterk TV’de Karasu ile yapılan röportaj yayınlandı. Karasu, hükümetin ‘Çözüm süreci’nde ciddi hiçbir adım atmadığını, devlet veya hükümet ile hiçbir konuda anlaşmadıklarını öne sürdü. Karasu, 8 Haziran’da kongreye gidecek BDP’nin ‘Demokratik Bölgeler Partisi’ olarak çalışarak Kürt siyasetinin yeniden yapılandıracağını anlatırken, ‘HDP Projesi’nden söz etti. Mustafa Karasu, 'HDP projesi Kürt sorununu Türkiye’nin demokratikleşmesi içinde çözme meselesidir' dedikten sonra, ‘Ulus devlet kurmaktan vazgeçtiklerini’ anlattı.
Karasu, şöyle dedi:
'Eskiden devlet kurma anlayışı vardı. Bundan vazgeçtik. Solun da böyle bir anlayışı vardı. ‘Ulusların kaderini tayin hakkı’ devlet kurma olarak anlaşılıyordu. Bunun doğru olmadığı, ulusların devlet kurmadan da özgür ve demokratik yaşam içinde kendi kaderlerini tayin edebileceği yaklaşımı, böyle bir paradigma içindeyiz.
HDP ile Türkiye sınırlarında Türkiye’nin demokratikleşmesi içinde Kürt sorununu çözmeyi hedefliyoruz. Bu bir stratejik projedir. Yani paradigma, strateji değiştirmemizin getirdiği bir sonuçtur. Artık eğer sürekli bir kavgayla, savaşarak devlet kurup sorunu çözmeyeceksek; böyle bir çözüm anlayışımız yoksa, yeni çözüm anlayışına uygun bir mücadele, bir siyasi çözüm yöntemidir. HDP’yi öyle anlamak lazım. BDP ise, demokratik özerklik, Kürt sorununda demokratikleşme, HDP ile çözme hedefine giderken Kürdistan’da demokratik özerkliği inşa edecek sivil toplum projesini ortaya çıkaracak.'
Karasu, geçmişte sol ve burjuva partilerinin her şeye hakim olmak amacıyla, kadın, gençlik kolları gibi oluşumlarla devlet gibi her alanda örgütlenip bir anlamda ‘Protodevlet’ oluşturduklarını söyledi. Karasu, bu yapılanmanın iktidarı, devleti ele geçirmenin modeli olduğunu, kendilerinin bu parti anlayışında olmadıklarını ifade etti.
Karasu, Abdullah Öcalan’ın Halkların Demokratik Kongresi (HDK ) içinde biri 100 kişilik düşünce, politika üretecek bir meclisin yanı sıra Türkiye’deki bütün demokratik özerk bölgelerin temsilini yapan 500 kişilik meclis önerdiğini anlattı.
Mustafa Karasu, şöyle devam etti:
'Önderlik, HDK’yi halkların demokratik partisinin toplumsal zemini yapmak istedi. Eskiden olsa bir parti her şeye nüfuz ederdi. HDK’deki iki meclis HDP’nin tabanı olacak, siyasetini yapacak. HDP tüm toplumu örgütleyecek değil. Doğru bir örgütlenme ile toplumun bütün kesimlerinin kendisini örgütlemesini teşvik edecek. BDP de tabandan örgütlenecek. BDP, DTK örgütlenecek. Toplum kendisini tabandan örgütleyecek. HDP de onun siyasetini yapacak. Toplum kendisini örgütleyecek HDP de onun üzerine politika yapacak. Doğru politika ile halkın oyunu alacak. O politika ile o örgütlenme arasında bir uyum olacak. BDP’nin bütün örgütlenmelere nüfuz edeceği yaklaşımı yanlış. Bazıları, ‘Her şey bizim kontrolümüz altında olsun’ diyor. İyi koordine, uyum olsun. Ama bir parti her şeyi kontrol edemez. O eski, devletçi paradigmadır. Eskiden komünist, sosyalist, burjuva partileri de öyle örgütlenirdi. Şimdi öyle olmayacak. Tabanda örgütlenme örgütlü güçlerce olacak. Her şeye sahip olma anlayışı kolay anlayıştır. Onun devri geçti.'
Karasu, yöneticiler dahil herkesin demokratik zihniyet içerisinde uyum içinde çalışması gerektiğini, DTK’nin de HDP’nin toplumsal ayağı, siyasi gücünün toplumsal zemini olacağını anlatırken, şöyle devam etti:
'BDP’de geçmişte ‘İki derede bir arada kalma’ anlayışı vardı. BDP’liler ‘Bizim kontrolümüzde değil’ diye yakınıyorlardı. Zaten her şey senin kontrolünde olmayacak. Toplum kendi kendini yönetecek. Sen sadece siyasetin, yaklaşımınla uyumlu olacaksın. ‘Demokratik Bölgeler Partisi’ olursa HDP’nin toplumsal zeminini hazırlayacak, güçlendirecek.
Biz demokratik, konfederasyondan, toplumun kendi kendisini örgütlemesinden, komünden, bahsediyoruz. Sovyetler Birliği’nde daha sonra tüm demokrasinin ortadan kalktığı sistemden söz etmiyoruz. Komünler, meclisler demokratik konfederasyon şeklinde örgütlense Sovyetler Birliği öyle otoriter rejime gitmezdi. Eski parti anlayışı parti yönetiminde olmayacak. Yeni bir modeldir, yetersiz anlayışlar, sorunlar olabilir. Zaman içerisinde aşılabileceğini biliyoruz. HDP çok önemli bir projedir. Doğru anlaşılırsa Türkiye’nin demokratikleşmesi Kürt sorununun çözümü yakınlaşır. Doğru anlaşılmaz, bu proje tıkatılırsa herkes vebal altına girer. Bu proje BDP’nin yerine isim değiştirilerek yeni BDP kurmak değil. Kimse öyle anlamalı. Anlarsa yanlış anlar. Türkiye genelinde siyaset yapan demokratik bir parti olacak.'
Mustafa Karasu, HDP’nin geniş kesimleri kapsayacak ancak radikal karakterleri olacağını ifade ederken, 'Radikal demokratik parti olacak. Çünkü Türkiye’nin sorunları öyle liberal yaklaşımlarla, palyatif tedbirlerle, kimi küçük adımlarla çözülemez. Türkiye’deki bütün sorunlar köklü adımlar, köklü çözümler bekliyor. Bu bakımdan diyoruz; HDP Radikal Demokratik Parti olmaz zorundadır' diye konuştu.
(Vatan)