Zengin bir hayatın da zorlukları var! Gut, melankoli, diş çürüğü... Eski zamanlarda zenginlerin hastalıkları olarak bilinen bu durumlar aslında çok daha karmaşık nedenlere dayanıyor. Peki neden bazı hastalıklar yalnızca elit tabaka ile özdeşleştirilmiş? Beraber bakalım.
Gut, eskiden “zengin adamın hastalığı” olarak anılırdı çünkü aşırı et ve şarap tüketimi bu durumu tetikliyordu. Ayrıca kurşun içerikli tabaklar da bu rahatsızlığı artırıyordu.
18. yüzyılda şeker lüks bir üründü ve genellikle zenginlerin masalarında bulunurdu. Bu da diş çürüklerini kaçınılmaz hale getiriyordu.
Yüksek yağ içerikli yemekler tüketmek ve fiziksel işlerden uzak durmak bu hastalık riskini artırıyordu.
Kurşun içeren lüks tabaklar ve çömlekler genellikle zenginlerin evlerinde kullanılırdı.
Çocukların erken yaşta maruz kalması durumunda nispeten daha zararsız olan çocuk felci, 20. yüzyılın başlarında gelişmiş ülkelerde modern hijyen uygulamalarının yaygınlaşmasıyla beklenmedik bir hal aldı.
Daha temiz su kaynakları, çocukların poliovirüse geç yaşta maruz kalmasına neden oldu ve bu da daha ciddi etkilerle sonuçlandı.
Kraliyet ailesindeki akraba evlilikleri hemofiliyi yaygınlaştırdı. Özellikle Kraliçe Victoria'nın taşıyıcı olduğu düşünülüyor.
Amerikan kolonilerini kaybeden Kral George III'ün, genetik bir durum olan porfiriadan muzdarip olduğu düşünülüyor. Hayatının ilerleyen dönemlerinde bir dizi ruhsal çöküntü yaşayan kral, bu nedenle kamusal hayattan çekilmek zorunda kalmıştı.
Yeme bozuklukları sadece zenginlerle sınırlı olmasa da, doktorlar orta ve üst sınıf hastalar arasında anoreksiya vakalarının daha yaygın olduğunu rapor ediyor. Bu durum, medyanın hastalığı nasıl ele aldığını da etkiliyor.
19. yüzyılda melankoli, romantik sanatçılar arasında neredeyse bir moda haline gelmişti. Zenginler arasında bu durum daha çok dikkat çekiyordu.
Alt sınıfların aksine, zengin kadınlar günlerini yatakta geçirebilecek lükse sahipti.
ilginç
keşke bu tür bilgi içerikleri daha fazla gelse. eskisi gibi...