Anne ve babanın bizzat kendisinin yapması gereken işler bile bakıcılara ya da öğretmenlere devrediliyor. Her iş için birisi tutuluyor. Geçenlerde duydum artık çocuklara bisikleti kullanmayı öğretmek için dahi hoca tutuluyormuş. Ne yoğun zavallı taşeron anne babalar…
Taşeron çünkü hep işi yapan başkaları, hep yedi yabancı var yuvada, etrafta…
Bir çocuk bisiklete binme, resim yapma becerisi kazanmayı vs. anne babasından öğrenerek zenginleşir aslında. Mesele o beceriyi kazanmak da değildir; o zaman diliminde evladınla vakit geçirmek, o anda derinleşmek, yakınlık kurmak ve birlikte geçirilen her bi anıyı çocuğunun zihnine kazımaktır.
Çok çok dertliyim dostlar…
Tek taraflı da bakmak istemiyorum olaya. Günümüz ekonomik şartlarında tek gelir yetmez oldu biliyorum hem anne hem de baba eve ekmek getirmek zorunda. Ama en azından kapıdan içeri girildiğinde tüm işler geride kalsa.
Yeni yıla girmemize sayılı günler kala elime bir sihirli değnek alıp mutsuz her yuvaya dokunmak istiyorum.
O parçalanmış, geniş ailelerden çekirdek aileye ufalmış…
Anne babadan, evlattan bi haber olan çoktan çatırdamış çekirdek ailelere..
Güya çok medeniyiz, çağdaşız lakin o çağdaş ev insanı doyurmuyor ve bu doyumsuzluk yerini yuvanın dışındaki kapitalist düzenin yarattığı sahte doyumlara bırakıyor.
Ve benim aklıma Mehmet Akif’in şu dizesi geliyor,
“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”
Savaşlarla parçalanan hayatlardan hiç bahsetmiyorum bile.
Rabbim bizi, milletimizi hatta tüm insanlığı savaş ya da deprem gibi doğal afetlerden korusun. Ama bize düşenler de var dostlar. Boşanma oranları zirve yaptığı şu devirde ayrıldıysak bile evimizin yuva sıcaklığını korumak. Sanki depremle, savaşla parçalanmış hale getirmeyelim ilişkilerimizi. Aile ve akraba bağlarımızı sıkı tutalım.
Yeni yıldan isteklerim bunlar.
Herkese şimdiden mutlu ve huzurlu sıcacık sevgi dolu yıllar
Instagram
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio