Daha ayrılalı 1 ay falan olmuş, belki de 3 ay olmuştur kafam o kadar dağınık ki bilemiyorum. Doğal yaşam alanım ev olmuş durumda. Sadece zaruri ihtiyaçlarımı karşılamak için, hiç istemeye istemeye evden çıkıyorum. Aslında çok param olsa ona da gerek görmeyeceğim, vereceğim su siparişini, vereceğim yemek siparişini, indireceğim filmleri oturacağım evde ama bim ya da a101 bu gibi ihtiyaçlar için çok daha ideal.
Bir pazar günü, öğlene doğru midemde keskin bir sancıyla uyandım. Başkası olsa bunu bin türlü hastalığa yorardı ancak ben bunun açlık olduğunu çok iyi biliyordum. İki gündür çiğ köfte ve dürüm haricinde hiçbir şey yememiştim. 200 metre uzaktaki bim'e gitmek farz olmuştu. Saç baş kir yağ içinde, altımda 2 haftadır hiç çıkartmadığım eşofman, üstümde annemin yer bezi dahi yapmak istemeyeceği bir tişört ve üzerinde Terkos pasajından satın aldığım depresyon hırkam ile dışarı çıktım. Öğlene doğru uyanmış olmama rağmen eksikliğini hissettiğim uykumun kalan kısmını yolda uyumayı planlamıştım, uyguladım da.
Bim'den içeri girdiğimde aklımda sadece en ucuz ve pratik gıdalardan bir demet oluşturmak vardı. Direkt buzdolabına yöneldim, işte tam da o anda onu gördüm, acılı ezmelerin başında alsam mı almasam mı bakışıyla arzı endam ediyordu. Hep kararsızdın sen kadınım diye geçirdim içimden. Bir anda içinde bulunduğum iğrenç durum aklıma geldi, ancak senden sonra böyle oldum deme fırsatını kaçırmamak için bu halimi gözardı ettim. Ona doğru yürürken tam karşı tarafımdan benimle birlikte start alan yakışıklının acılı ezmerlere doğru neden geldiğini düşünecek vaktim yoktu. Ancak yakışıklı iyi start alamamasına rağmen sonradan açılmış ve açlığımdan da faydalanarak beni geçmiş ve onun beline bir yılan gibi dolanmıştı.
Kötü yola mı düştün sen! Diye bağırmak istedim, neden herkes senin beline bu kadar kolay sarılıyor yarim! diye ünlemek istedim ancak yakışıklının dolgun dudakları acılı ezme seçen nazlı yarin dudaklarına konunca beynimde şimşekler çaktı. Aysel'in bahsettiği, ama senden çirkin ya diye eklediği yağız bu olabilir miydi? Ya Aysel kördü ya da beni kırmak istememişti... Beni kırmak istemediği aşikardı, çünkü bu adama benden çirkin demek Adriana Lima ile Kibariye arasında kalmak gibi bir şeydi.
Açlığı göze alarak geri dönmek üzereydim ki arkadan gelen 'birader bakar mısın?' sesiyle irkildim. Beynim bana oyun oynuyordu, Selin bana asla birader demezdi ki? Aşkım, bebeğim, canım, aşkitom bile demişliği vardı ama birader? Okeye dördüncü arayan Hikmet emmi gibi olmuştu güzelim kız. Dönünce birader diyenin Selin değil de yağız, mert, civan delikanlı olduğunu gördüm. Gören sadece ben değildim, Selin de dönmüştü, ufak bir şaşkınlığın, acıma hissinin, yazık lan ne olmuş buna böyle bakışının ardından 'aa Mert n'aber' diye bağırdı. Yağız delikanlı muhtemelen 'Selin bu evsizi nereden tanıyor acaba' diye düşünmüş olmalı. Bu deli düşünceler silsilesi arasında 'iyidir ya senden?' dedim. Ama durumumun iyidir ya ile uzaktan yakından ilgisi yoktu.
Umarım kasada aldıklarımın parasını bu tatar Ramazan kılıklı adam vermeye çalışmaz diye geçirdim içimden. Vermedi... Ama bakma perişanlığım senin yüzünden yoksa para pul çok bende mesajı vermek için aldığım acılı ezme, salam, sucuk ve mantı bana pahalıya patlamıştı. Hele bohemliğimi vurgulamak için aldığım Hollanda karamelli waffle'ı ağzıma sıçmıştı. Belki 1 hafta aç kalacaktım, önemli değil de, Yağızın 'Selin sen kimlerle çıktın benden önce ya?' diye kıza acıyacak olması çok koydu bana. Şimdi eve gidip kızı teselli etmek için sevişir de bu piç!