Unuttuğunu düşünürsün, aradan çok fazla vakit geçer. ''Oh, sonunda atlattım!'' dersin... Ve sonra ''yeni bir mesaj'' ;
Seni çok özledim
Al işte. Kalbin çıkacak gibi atmaya başlar ve işte o an atlatamadığını anlarsın. Bütün bu saçmalıklara kendini inandırdığını... Ben unuttum, o zaman neden bu kadar heyecanlanıyorum? Kalbin cevabını verir; ''Sen öyle sanıyorsun.''
Ne kavgalar, ne kötü anılar... Hiçbiri.
Hafızan onları siler ve en güzel anıları saklar. Hep mutluymuşsunuz gibi, aslında ayrılmanızın çok saçma olduğunu kanıtlamaya çalışır gibi.
Ve genelde gelmez o mesaj. Hiç gelmediği de olur. Bekle, bekle, bekle... Sürekli telefonunuz elinize gider. ''Hiç mi özlemedin beni?'' diyesiniz gelir bağıra bağıra. Ama kimse duymadı değil mi?
Birlikte vakit geçirdiğiniz yerlere gidersin, aynı yollardan yürürsün, onun evine yakın yerlerde hala gözün onu arar. Çünkü hem karşılaşmak istersin, hem de çocuk gibi korkarsın. Aşk da böyle bir şey.
Gece olması şart değil, hele o yolları birlikte yürüdüyseniz. Birden aklına gelir işte, her yalnız kalışında sanki onu özlemek zorundaymışsın gibi. Böyle tuhaf.
Onları öldürseniz yeridir. Çünkü hiçbiri birbirine sizin gibi aşk dolu bakmıyor. Hepsi çirkin. Hepsi aslında mutsuz. Hepsi sonunda ayrılacak. Yada siz buna inanmak istiyorsunuz.
İlk gittiğiniz sinema biletini, bazı özel hediyeleri atmanız gerekirken o anılara eskisinden fazla sahipleniyorsunuz. Canınızı sürekli acıtsa da bu eşyaları çöpe atamıyorsunuz. Birisi atlattığınızı mı söyledi?
Aranızda özel olan her şeyi, replikleri,sözleri ve şarkıları bir yerde duyunca donup kalıyorsun. Bunları duymak sana acı veriyor. Onu çok özledin, kendini kandırma.
Ve bu rüyaların bazıları sizi o kadar etkiler ki... Bütün gün bu rüyayı düşünmenize sebep olur. Tepkisizleştirir dünyaya. Acaba rüyamda onu gördüğümü söylesem mİ? Ama çok klişe, kesin yalan söylediğimi düşünecek. İşte bu bilinçaltınız sizinle oynamayı en çok sevdiği oyunudur.
Ağrına da gitmiyor değil! Şimdi yeni birini tanı, onu zaman içinde sev, hatalarında alttan al, bir ton emek de ona ver... E bu planda hiç yoktu? Ne zaman bunları düşünür oldum? Ben zaten bunların hepsini birine yaptım. John Lennon'un dediği gibi ''hayat biz planlar yaparken yaşadıklarımızdır.''.
Fazla söze gerek yok. Aramıza hoşgeldin, çek sandalye.
merak etme birgün herşey unutuluyo ne silmeye kıyamadığın mesajlar kalıyo geriye ne de yırtıp atamadığın resimler. geçmek bilmeyen zaman yavaş yavaş normal hızına dönüyo. geriye sadece anılar kalıyo ama eskisi kadar acıtmadan, yemeğin tadı tuzu eskisi gibi olmuyo, çikolata yemek bile eskisi gibi lezzetli gelmiyo, en çok keyif veren şeyler artık o keyfi vermiyo o kadar. sadece bundan sonra ki hayatını eksik yaşamaya alış derim tabi gerçekten tam manasıyla aşık olmuşsan
Ya neden Anathema? Anathema'yı öğrenmesin kimse... Angelica yerine Deep ya da Forgotten Hopes, en kötüsünden One Last Goodbye daha iyi giderdi sanki... :'(
2-4 ve 11 hariç ben unutmaya başlamışım sanırım bu da bir şeydir