Eski Mısır'da Gebelik Testi, Cinsiyet Tespiti ve Doğum Kontrolü Üzerine İlginç Bilgiler

Tarihsel süreç incelendiği zaman, tıp alanında Eski Mısır ciddi bir yere sahip. Uygulanan tedavi yöntemleri, keşfedilen ilginç tıbbi veriler, peşinden gidilen farklı inançlar vs. 

Örneğin Eski Mısırda, kalbin düşünce merkezi; beynin ise gereksiz bir organ olduğuna inanılırmış. Bu sebeple ki ölü bedenler mumyalanmadan önce burunlarından girerek beyinleri alınırmış…

Antik Mısır’da Tıp

Eski medeniyetler mevzu bahis olduğunda, Antik Mısır, tıp alanında gelişmelerin görüldüğü ilk medeniyet olarak biliniyor. 

Yaklaşık 3000 yıl öncesine ait hiyerogliflerde, Firavun’un burnuna uygulanan bir tedavide adı geçen Sekhet-Eanach ise Eski Mısır’ın ilk doktoru olarak belirtiliyor. Antik Mısır’da yaşamış en önemli doktor ünvanını alan Sekhet, en büyük doktor anlamına gelen İmhotep Sıhhat ve Deva Tanrısı unvanlarını da almış. 

Hastalıklarda genelde çeşitli tedavi yöntemleri kullanılıyordu. Tedavi olarak okunmuş büyülü hayvan organları kullanılırken; kekik, bal ve aloe veradan yapılmış karışımların yanında, bakterileri öldürmek için antibiyotik kullanılıyordu. Tıbbi müdahalelerde cerrahlar günümüzde olduğu gibi gayet bilindik aletler kullanılıyordu.

Eber Papirüs

En eski tıbbi bilgilerin merkezinde olan Antik Mısır’dan kalma hiyerogliflerde, ilaçların karışımlarının nasıl yapıldığı, hapların nasıl kalıp haline getirildiği, timsah ısırığının nasıl tedavi edildiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Sadece ilaç yapımını içermeyen bu bilgiler içinde büyüye, tılsımlara ve psişik tedavilere de yer verilmiştir. Afyon ve cannabisin önemli bir yere sahip olduğunu gösteren ilaç reçetelerindeki tariflerin çoğu, günümüz modern ilaç yapımında da halen kullanılmaktadır.

Hamilelik Testi

Mısır’da 1898 yılında Sir Flinder Petrie adlı bilim insanının ortaya çıkarttığı Kahoun Papirüsü ile 1862 yılında bulunan Smith Papirüsü ve 1873 yılında bulunan Ebers Papirüsü’nde gebelik, idrar hastalıkları, varisler ve gebelik testleriyle ilgili bilgiler yer alıyor. Müzelerde sergilenen papirüslerde yer alan bilgilere göre, hamile şüphesi olan bir kadın her gün sabah idrarıyla biri buğday, diğeri arpa dolu iki torbayı sularmış. Hamilelik şüphesi olmayan bir başka kadın da yine ayrı ayrı buğday ve arpa torbalarını idrarıyla sularmış. Hamilelik şüphesi olan kadının idrarla suladığı buğday ve arpa dolu torbalar, diğer kadının suladığı torbalardan daha önce çimlenirse, hamile olduğu anlaşılırmış. İki kadının suladığı buğday ve arpalar aynı anda çimlenirse hamilelik olmadığı ortaya çıkarmış. Hamile olan kadınların sabah idrarlarında aşırı miktarda hormon bulunduğu için, buğday ve arpa torbaları diğer normal idrarlarla sulananlardan çok daha önce yeşerirmiş. Günümüzde meyve ve sebzenin daha erken sürede yetiştirilmesi için hormon kullanılması da aynı yöntemin bir benzeridir.

Bebeğin Cinsiyeti

Mısırlıların kullandığı yöntemde, doğacak bebeğin cinsiyeti de önceden tesbit edilebiliyordu. Hamile kadının idrarıyla sulanan tohumlardan, buğday taneleri daha önce filizlenirse bebeğin erkek, arpa taneleri daha önce filizlenirse bebeğin kız olacağı anlaşılıyordu. Prof. Julias Manger, 1933 yılında laboratuvarda kutuların içerisinde kurutma kâğıtları üzerine yerleştirdiği buğday ve arpa tanelerini, idrarla sulayıp, Mısırlıların kullandığı gebelik ve cinsiyet belirleme yönteminin doğruluğunu ispat etmiştir. Günümüzde kullanılan gebelik testleri de, kadının idrarındaki hormon sayısının yoğunluğuna göre sonuç verir ve aynı esaslara göre uygulanır. Prof. Dr. Hulusi Köker de, Mısırlıların kullandığı gebelik testi yönteminin bilimsel olarak doğrulandığını ve hatta bebeğin cinsiyetinin de aynı yöntemle belirlenebildiğini onaylıyor.

Doğum Kontrolü

Mısırlılar, kadında kısırlığın tespiti için rahim ağzına (uteris) akşam yatarken sarımsak veya soğan yerleştirmişler. Sabah kadın uyandığında genzinde sarımsak veya soğan kokusu duyarsa tüplerinin açık olduğu ve gebe kalmasına bir engelin olmadığı anlaşılırmış. Koku duyulmazsa kadının tüplerinin kapalı olduğu, bu nedenle hamile kalamayacağı bilinirmiş. Ayrıca kadının rahminin içerisine paslanmayan metallerden olan altın veya gümüş yüzük konularak gebelik önlenirmiş. Arap kervancılar da bu yöntemi öğrenip, uzun çöl seyahatlerinde dişi develerin gebe kalmalarını önlemek için rahimlerinin içerisine temizlenmiş çakıl taşı doldururlarmış.

Popüler İçerikler

Narin Güran Davasında Anne Yüksel Güran İfade Verdi: "Namusuma Leke Sürdüler, Beni Burada Asın"
Köylü Fenomenlerin İçerik Kavgası Tartışma Yarattı
TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu
YORUMLAR
17.01.2016

ya ikisi hamileyse?

canları turşu istiyor muymuş ona da baksalar ya

18.01.2016

burun deliklerinden beyin çıkartarak mumyalama yapan bir devletin dönemi için ileri tıp olan yöntemlerine şaşırmadım demek isterdim ama soğan sarımsak ne abı nasıl kesfettın sen onu sen oradan buruna kou gıdebılecegını hadı gıttı bunun çocuk sahıbı olup olamayacagını nasıl kesfettın ya nenem yapsa kocakarı ilacı hurafe derım mısırlı yapınca şaşkınlık dız boyu .

TÜM YORUMLARI OKU (16)