Eski Fotoğraflardaki İnsanlar Neden Hiç Gülümsemezler?

Eminiz ki siz de bu durumu fark ettiniz ve 'Yahu bu insanlar neden bu kadar mutsuz duruyorlar?' diye düşündünüz. İnanın bunun sebeplerini öğrenince yaşadığınız sorgulamayı mantıklı bir temele oturtabileceksiniz.

Gelin, insanların eski fotoğraflarda hiç gülümsememesinin altından yatan birbirinden ilginç sebeplere birlikte göz atalım...👇

1800'lerde fotoğraf çektirmek, hiç de bugün olduğu kadar kolay bir iş değildi.

Bununla beraber 19. yüzyılın en büyük akım ve yeniliklerinden birisi olan fotoğrafçılık, o dönemlerden itibaren birçok kişinin bu sanata saygı duymasını sağlamıştır. Peki bu sebeple mi fotoğraflarda hiç gülmez insanlar? Gelin aralarında teorilerin de yer aldığı birbirinden farklı sebepleri birlikte inceleyelim;

1. Fotoğraf çekilirken insanların yüzündeki gülümsemeyi uzun süre tutması mümkün değildi.

Günümüzde fotoğraf çektirmek, saniyelerimizi alan tek bir parmak hareketine kadar indirgenmiş olsa da, bu durum maalesef eskiden böyle değildi. Öyle ki, 19. yüzyılda fotoğraf çektirmek oldukça zaman alan bir şeydi.

Eskiden insanlar, tek bir pozlarının çekilebilmesi için dakikalarca kameranın önünde beklemek zorundaydı.

Şimdiki şartlarla kıyaslandığında çok daha fazla zaman isteyen bu süreç, insanların eski fotoğraflarda gülümsememesinin nedenlerinden bir tanesidir.

Birkaç saniyeden uzun süre için, yüzünüze bir gülümseme yerleştirmenin ne kadar zor olduğunu inanın siz de biliyorsunuz.

Bu nedenle insanlar, farklı pozlar vermektense daha rahat hissedecekleri şekilde fotoğraflarda çıkmayı tercih etmişlerdir. Yani üzgün ya da duygudan yoksun oldukları için değil.

2. Fotoğraf çektirmek o dönem için çok korkutucu bir şeydi.

Şimdilerde her ne kadar çocuk oyuncağı gibi de olsa fotoğraf çektirmek, eskiden insanlar için çok daha ürkütücü bir aktiviteydi. Fotoğrafçılığın ilk günlerinde insanlardan, fotoğraf çektirmek için daha önce hiç bulunmadıkları bir ortama girmeleri ve daha önce hiç görmediği alet edevatların önünde poz vermeleri isteniyordu.

Dolayısıyla böyle bir ortama giren insanlar, doğal olarak poz verirken biraz gergindiler ve bu da gülümsemelerini daha zor bir hale getiriyordu.

Her ne kadar bu soruna çözüm getirmek isteyen şirketler olsa da ne yazık ki, o dönemlerde insanların çekindiği bu duruma çözüm bulmak biraz zaman almıştır.

3. Günümüzde fotoğraf çekilirken "Peyniiiir" diyoruz. Peki ya eskiden?

Yirminci yüzyılın başlarında fotoğrafçılar, objektif karşısında poz verirken insanlardan 'Prune', yani okunuş olarak 'Burun'a benzeyen bir kelime söylemelerini isterlerdi. Fotoğrafçılar bu tekniği, insanların dudaklarını fotoğrafta daha küçük göstermek için kullanıyorlardı.

Çünkü dönemin standartlarına göre küçük dudaklar ya da ağızlar, Victoria dönemini güzellik anlayışının temellerindendi.

Aynı zamanda bu pozlama, kişinin yaşına göre ne kadar mütevazi ve çekingen olduğunu da ortaya koyuyordu. Hiç gülümsememelerine şaşırılmamalı.

4. İnsanların dişlerinin kötü olması, gülümsememelerinin ardında yatan sebeplerden biriydi.

Günümüz şartlarında ağız bakımı ve diş sağlığı her ne kadar herkes tarafından benimsenmiş ve kişisel bakımımız söz konusu olduğunda vazgeçilmez bir yer edinmiş dahi olsa, eskiden insanların böyle bir imkanı yoktu.

Günümüzde olduğu gibi eskiden de insanlar, fotoğraflarında iyi çıkmak istediği için dişlerini gülümseyerek ortaya çıkarmak istemezlerdi.

Bizi yanlış anlamayın; dişlerin sarartısından bahsetmiyoruz. İmkanların kısıtlı olmasından dolayı birçok insan çürümüş dişlere ya da eksik dişlere sahiptiler. Bu nedenle insanlar fotoğraflarda, bu durumdan utanç duymamak adına ağızlarını kapalı tutmayı tercih ediyorlardı.

5. Bunların hepsi belki de bir varsayım. Peki bu durum altında yatan gerçek sebep ne?

Yukarıda belirttiğimiz nedenleri çürütmek için söylemiyoruz bu cümleyi ancak bu durumun altında yatan en belirgin sebep, şüphesiz insanların nasıl algılanmak istediği ile alakalı.

Kraliyet Aileleri'nin, dönemin fotoğrafçılığı üzerinde yadsınamaz bir etkisi vardı.

Öyle ki güçlerini, ihtişamlarını ya da sahip oldukları serveti göstermek isteyen insanlar, bunu yansıtacak pozları tercih ediyordu. Gülümsemeyi değil.

Eskiden fotoğraflarda gülümsemeyi tercih eden insanlar; palyaço, suçlu, fakir ya da sarhoş olarak görülüyorlardı.

Bu algıdan rahatsız olan pek çok insan, fotoğraflarda gülümsememeyi tercih etmiş; saygı duydukları, hatta imrendikleri insanların fotoğraf çektirirken verdiği pozları kendilerine örnek edinmişlerdir.

Sonuç olarak 1800'lerin sonlarından 1900'lerin başlarına kadar süren erken fotoğrafçılık dönemi, tıpkı bir ressamın sanat eserini ortaya koyarken takındığı titizliği ve saygıyı aratmayan bir ciddiyete sahipti.

Bu resmiyet, fotoğrafçılığın insanların gözündeki yerini şekillendirmiş ve bir sanat olarak görüldüğü için saygı duymalarını sağlamıştır.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın...

Bu içeriklerimiz de ilginizi çekebilir;

Fotoğrafçılığın Tarihine Işık Tutan Kronolojik Sıralanmış 20 İlk Fotoğraf
Tarihe Bir de Bu Karelerden Bakın! Görünce Çok Heyecanlanacağınız 50 Tarihi Fotoğraf
Pek Fazla Kişinin Görmediği, Ama Çok İlginç ve Etkileyici 47 Tarihi Fotoğraf

Popüler İçerikler

Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
30.07.2022

bir konu da şu fotorafın çıktığı ilk dönemlerde bu işlem pahalı ve çok zor yani insanlar hayatlarında belki de sadece bir kez fotoraf çektirebiliyor ve genellikle aileler ölmüş yakınlarının son hallerinş fotoraflamayı tercih ediyorlar. Ölüler biliyorsunuz yurt dısında belli bir işlemden geçirilip en güzel halleri ve giysileri ile bielikte bir süre sergilendikten sonra gömülür ya da yakılır. işte bu işlem sonrasında o son hallerini fotoraflayan bir çok aile vardı o dönemde bu fotoraflar genelde genç yaşta hayatını yitiren insanların fotorafları bildiğim kadarıyla

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ