İncelemelerde; Altunkaya'nın profesörlük kadrosuna atanmasında kullanılan bir makalenin gerçekte hiç yayımlanmamış olduğu, diğer makalenin de kadroya atanmak için aranan özellikleri taşımadığı halde taşıyormuş gibi gösterildiği belirlendi.
Soruşturma kapsamında sözlü ve yazılı savunmada bulunan Mehmet Altunkaya kitabın Türkiye'de daha önce yazılmamış konu olduğunu, Almanca kaynaklardan çokça faydalandığını, söz konusu eserle tematik benzerlikler ve paralellik olduğunu belirtti.
Altunkaya'nın ifadesinde, 'Aşırı yararlanmak vardır. Bu etik ihlal değildir. Çok önemli kaynak olduğu için yararlandım. Türk hukukunda böyle bir eser yoktu. O yıllarda çeviri programı bulunmuyor. YÖK Üretken Yapay Zeka (ÜYZ) rehberinde, 'çeviri yapabilirsin ama kontrol et' denilmektedir. Bilimsel araştırmalarda ÜYZ kullanılsa bile bu etik ihlal denilmemektedir. Eksik atıf yapmış olabilirim, kusurlu olabilirim. Kusurlu olmak, etik ihlal sayılamaz. Aşırı yararlanmış olabilirim ama intihal değildir. 3 Temmuz 2015'te profesör kadrosuna başvurdum. Hukuk dergisinde 2 adet yayımlanacağı belirtilen yayınların, 'yayınlanacaktır' denilmesi yetiyordu eskiden. Hukukta yemin de bir delildir. Bu sorunları ben yeni öğrendim. Basılmadığını yeni öğrendim. İş dosyaları yoğunluğundan bu konuları araştırmadım, aklıma da gelmedi. Bu yayınların basılmadığını yeni öğrendim, bilmiyordum. Kastım kesinlikle yoktur. Çok önemli bir dergi olduğu için hakemli olmayacağı aklıma dahi gelmedi. Puanlamada çok az yer alıyor. Sadece 7 puan için böyle bir kasıt içerisinde bulunmam mümkün değil. Olsa olsa ihmali bir davranıştır. Bu da etik ihlal olarak nitelendirilemez' dediği görüldü.
AKEPE ye üye olsa hiç bir şey olmaz, bakan bile olurdu
Şimdi bu adam sahtekarlıklarla buraya kadar geliyor. Devlet, yaptığı bu sahtekarlıklardan dolayı bu adamı neden işten atmaz, aldığı haksız maaşları neden faiziyle geri almaz ve neden mahkemeye sevk edip neden hapse atmaz. YÖK ün yarattığı sistem.