Eşitlik Tartışmasında Yeni Bir Boyut: Trans Atletler Kadın Sporunun Sonunu mu Getirecek?

Son dönemde yükselen feminizm ve LGBT tartışmasında yeni bir başlık gündemde.

Dünyada yükselen ve ülkemizde de yankılarını gördüğümüz bir feminizm-LGBT çatışması var.

Aslında düşünebileceğiniz üzere bu iki topluluk da birbirinin destekçisi ve kendilerine karşı olan topluluklara karşı birlikte mücadele veriyorlar. Yine de iki grubun anlaşamadığı bazı konular var ve bu hassas konuları açıklamak zor.

Bazı feministler, trans hakları yükseldikçe biyolojik kadınların ataerkil bir bakışla daha fazla sindirildiğini düşünüyor.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Son dönemde en çok tartışılan konulardan biri de sporla ilgili.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Trans sporcuların müsabakalarda biyolojik kadınlarla aynı grupta yarışmasının adaletli olup olmadığı tartışıyor.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

2004'ten beri trans sporcular Olimpiyat Komitesi tarafından resmi müsabakalara kabul ediliyor.

Bu noktada trans kadınlar tartışmanın odağında. Çünkü trans kadınlar, biyolojik kadınlarla eşit yarışıyor.

Biyolojik anlamda erkeklerin kadınlardan daha hızlı ve güçlü olduğu yadsınamaz bir gerçek.

Bu nedenle kadın ver erkek spor dalları ayrı. Öte yandan trans bireylerin hormon tedavisiyle biyolojik cinsiyetlerin fizyolojik özelliklerini kaybettiği de ortada.

Trans bireyler hormon sürecinde biyolojik cinsiyet özelliklerini kaybediyor; kadınlık hormonları alan trans kadınların kasları ve kemikleri zayıflıyor.

Bu sebeple tartışmanın diğer tarafında asıl transların mağdur olduğunu, boş yere ayrıştırılmaya çalışıldıklarını söyleyenler var.

Gerçeklere baktığımız zaman ise durum aksini söylüyor.

Geçtiğimiz yıl UCI Dünya Bisiklet Şampiyonasının 35-44 yaş kategorisinde Dünya Şampiyonu olan Rachel McKinnon bir trans.

İşin bir de kimlik boyutu var ki aslında insanların en çok üstünde durduğu konu bu.

İnsan hakları gereğince kimlik olarak kendini bir kadın olarak tanımlayan bir erkeğe kadın, erkek olarak tanımlayan kadına o cinsiyette davranılması zorunlu. Kendini kadın olarak tanımlayan ancak hiçbir operasyon, hormon tedavisi geçirmeyen biyolojik erkeklerin kadınlarla yarışmasını kurnazlık olarak görüyorlar. Çünkü bu, koşulsuz birincilik demek ve pek çok örneği var. Kişinin gerçekten kadın hissedip hissetmediği, sadece yarışlarda kazanmak için rol yapıp yapmadığı belirlenebilecek bir şey değil.

2015'te iyice gevşetilen kuralların sonuçlarını 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda görmemiz bekleniyor.

2015'te insan hakları gereği cinsiyet geçiş ameliyatı zorunlu kılınmadı; sadece sporcuların belli bir testosteron seviyesinde olması ve dört yıl boyunca cinsiyetlerini değiştirmemeleri kural konuldu.

Bu kuralları tartışmak veya onlara karşı çıkmak transfobi olarak tanımlansa da bu işte bir gariplik olduğu kesin.

Örneğin kendini kadın olarak tanımlayıp Olimpiyat Oyunları'nda kadınlar alanında altın madalya sahibi olan veya dünya rekoru kıran bir atlet, 4 yıl sonra kendini yeniden erkek olarak tanımlayabilir.

Bir yanda ayrımcılığın devam ettiğini düşünen translar ve trans hakları aktivistleri, diğer yanda kadın sporlarının sonunun geldiğini söyleyen feministler ve kızlarını sporcu olarak yetiştirmekten çekinen ebeveynler.

Durum çok çözümsüz duruyor. Elbette transların spordan uzaklaştırılması veya haklarının elinden alınmasını isteyen yok, ama böyle giderse biyolojik kadınların kadın sporlarında hiçbir şansının kalmayacağı düşünülüyor ki bu çok da yanlış sayılmaz.

Daha önce bu konuyu dile getiren tenisçi Martina Navratilova ağır eleştirilere maruz kalmıştı.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Bakalım bu yeni kararlar spor tarihini nasıl değiştirecek?

Siz ne düşünüyorsunuz?

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!
Sevgilisine Atacağı Fantezi Mesajını Yanlışlıkla Karısına Atan Ünlü Patron İcralık Oldu
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
16.10.2019

Biyolojik olarak trans bireyler asla gerçek birer kadın fiziğine ulaşamaz aynı şekilde gerçek birer erkek fiziğine de ulaşamaz. Çeşitli takviyeler dahi bunu sağlamaz. Yani trans kadınlar "erkek gücü ve dayanıklılığını" tamamen yitirmez. Spor müsabakalarındaki cinsiyet ayrımı adaleti sağlamak içindir. Bi kadının bi erkek kadar güçlü, hızlı, dayanıklı olmasını beklemek biyolojik gerçeklere aykırıdır. Ancak kimyasal takviyelerle falan belki. Yani erkek özelliklerine sahip, erkek özelliklerinden asla tamamen bağımsız olamayacak bi kadının, fiziksel güç, hız ve dayanıklılık yarışlarında kadınlarla aynı kulvarda yarışması adaletsizliktir. Aynı adaletsizlik, tam tersi bi durum için de geçerlidir. Yani kadınken erkek olan bi sporcunun da erkeklerle aynı kulvarda yarışması yine adaletsizlik olacaktır. Bu kişilere özel ayrı bi kategori açılmalı. Hatta trans kadınlar, trans erkekler diye de kendi arasında ayrılmalı.

16.10.2019

Transfobi falan değil gayet mantıklı. Ayrımcılık için yapmıyorsun ki müsabakalarda adalet için yapıyorsun bunu. Atıyorum boks müsabakasında erkekle kadını ayırıyorsun güç farkı var diye. O da yetmiyor bir de sikletlerle ayırıyorsun ki 100 kilo adamla 60 kilo adam kendi kategorilerinde yarışsın. Mesela siyahilerin bacak kasları beyazlardan farklı. 100 metre yarışında bir beyaz vardı (fransız) hatırladığım kadarıyla 10 sn altında koşabilen. Yani bunlarda bile emek+genetik faktörü var. O yüzden trans kişinin yaptığı spora bağlı olarak durumu değerlendirilip kadın kategorisine sokulmaması bence normal bir şey..

Trans olayı her yerde sorun çıkartıyor . istemedikleri halde bile düzenin bozulmasına , adaletsizlik ve eşitsizlin ortaya çıkmasına sebep oluşturuyorlar .. Kişinin kendi hakkı fakat bu tarz olimpiyat oyunlarında spor branşlarında anlayış gösterilicek bir şey değil. Yarışmaya katılan kadınların önüne bildiğin duvardan set oluşturuyorlar .. Kadın senelerce çalışıyor emek veriyor belki de bir çok şeyden vazgeçerek hayalinin peşinden koşuyor , Geldiği pozisyon erkekten bile erkek gibi gözüken bir trans kadına karşı imkansızın mücadelesini verirken buluyor kendisini.. Kadına ülkesine sporcusuna Baştan sonra bir çok mesleğin ve ülkenin hakkı yeniyor .

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ