Ağaçların dokusunu bozmak istemediklerini vurgulayan Varisli, Gağgı’da yüzde yüz verim elde etme gibi bir kaygılarının olmadığına dikkat çekiyor.
Ürün yetiştirmek için sürekli alternatif yollar aradıklarını aktaran Varisli, şunları anlatıyor:
Gübre olarak ormandan meşe ve ceviz yapraklarının yıllarca üst üstte durduğu çürümüş, kutlanmış katmanı getirip bahçemize atıyoruz. Bahçemizin sulamasını ise dağlardan akan doğal sularla damlama yöntemiyle suluyoruz. Ürünlerindeki hastalıkları arap sabunu, zeytin yağı, sirke, acı biber, sarımsaklı su gibi ürünlerle gideriyoruz. Ürünlerindeki kurtları ise daha doğal olması için, sadece ellerimizle ayıklıyoruz.
Komün beklentili bir enerji ile inşa edildi burası. Hayalim komün enerjinin Gağgı’da gerçekleşmesidir. Burada yaşam kolektif bir zihinle başlıyor. Gağgı’da doğanın takvimine göre hareket ediyoruz. Gağgı’nın felsefesi insanın kendi iç enerjisini doğanın enerjisi ile birleştirmek. Doğa iyi bir öğretmen, o iyi öğretiyor ama devamsızlık yapmamak, kaçmamak gerekiyor. Doğa ile beraber yaşamak gerekiyor.
Burada şehirdeki insanların yaşadığı bulaşıcı hastalıkları yaşamıyorum. 6 yıldır buradayım grip ya da farklı bir hastalığa daha yakalanmadım. Burada yaşım ilerliyor ama daha da dinçleşiyorum.
Yeryüzündeki insanların ülke, ırk ve dil olarak ayrışmasını istemiyorum. İnsanları birleştirecek küçük faaliyetlerin olması gerektiğini düşünüyorum. Benim için de insanları birleştirecek o küçük faaliyet Gağgı. Buranın insanlar için bir yeryüzü evi olmasını istiyorum.
Biz de ilham veren hikâyelerinden dolayı çiftliğin tüm sakin gönüllülerine teşekkür ediyoruz. Yolları açık olsun! 🙏
Tam hayalim valla :)
isim saçma olmus ama proje tutar
Bizim memleket hep böyle, demek ki olay izmirde geçince adına proje kelimesini ekliyorlar ... Hmmmm