Eşimin Beni Kız Kardeşimle Nasıl Aldattığını ve Bunu Trajik Bir Şekilde Nasıl Öğrendiğimi Anlatıyorum!

Bu yaşadıklarımı hiç kimseye anlatamam zannediyordum ama Onedio'da insanların benzer hikayeler anlattıklarını görünce ben de kendi hikayemi anlatmak istedim...

Uyarı: Bu içerik Onedio editörleri tarafından formata uygun olarak düzenlenmiştir.

Hepimiz Yaprak Dökümü'nü hayretler içerisinde izlemiştik yıllar önce değil mi? Bir gün gelip de bunun başıma gelebileceğini hiç ama hiç hayal etmezdim...

Lafı daha fazla uzatmadan hikayeme geçmek istiyorum. Eski eşimle üniversitede tanışmıştık. O üniversite son sınıfta, bense ondan bir dönem alttaydım. Kısa bir flört döneminin ardından birbirimize deliler gibi aşık olmuştuk ve dört aylık birlikteliğin ardından bana evlenme teklifi etmişti.

Mezun olmama daha bir buçuk seneden fazla zaman vardı ve idealleri olan genç bir kızdım. Ona bunun için erken olduğunu ve evlilik planımızı ertelememiz gerektiğini söyledim. Evlilik planımızı erteledik, ancak dünyanın en mutlu ilişkisini yaşıyorduk.

Bu benim geçmişe dönük yaralarımı da sarıyordu... Annemle babam ben henüz üç yaşındayken ayrılmıştı ve annem iki yıl sonra başka biri ile hayatını birleştirmişti...

Ben de annem ve eşi ile birlikte yaşıyordum. Eşi çok iyi bir insandı ama yine de o yaşta anne ve babamın boşanma psikolojisini atlatamamıştım. Annem yeni eşiyle evlendikten birkaç yıl sonra ise bir kız kardeşim olmuştu. Onun doğumuyla birlikte kendimi iyice yalnızlaşmış hissetmeye başlamıştım. O annesi ve babasıyla aynı evde büyüyebiliyordu ancak ben büyüyememiştim... Kendimi o ailenin bir parçası gibi hissetmemeye başladım.

Zaten başarılı bir öğrenciydim ve liseye geldiğimde başka bir şehre yatılı okula yazıldım... Yani 14-15 yaşlarındayken ailemin yanından ayrıldım.

İşte yalnız geçen lise ve üniversite yıllarının ardından o insanı bulmak bana ilaç gibi gelmişti. Anlayışlı, sevecen bir insandı ve şefkatiyle beni sarıp sarmalıyordu. Zaman hızlıca akıp gider bilirsiniz, benim için de öyle oldu. Üniversite nasıl bitti, işe nasıl girdim anlamadım bile... Bu sırada da tabii biz nişanlandık ve evlilik hazırlıkları yapmaya başladık!

Eşim zaten aile tarafından varlıklı bir insandı. Aile şirketinde çalışıyordu ve ailesi de mükemmel insanlardı... Aile sıcaklığını bana derinden hissettiriyorlardı.

Ben hala ailemden uzak yaşıyordum. Babamla çok nadir görüşüyordum. Ancak annem ve eşiyle sık sık telefonlaşıyorduk. Kız kardeşimle ise çok sık görüşmüyorduk. Bir abla-kardeş ilişkimiz hiçbir zaman tam anlamıyla olmamıştı. Çünkü çocukluk üzüntüleriyle onu hep kıskanmıştım sanıyorum...

Çok fazla uzatmadan yaşananlara gelmek istiyorum aslında... Biz eşimle evlendik ve yaklaşık altı yıl boyunca mükemmel gittiğini düşündüğüm bir evliliğimiz vardı...

Ailesi de ona keza harika insanlardı bahsettiğim gibi... Eşim sürekli sürprizler yapan, beni kendi gözünden bile sakınan bir insandı. Gecenin bir vakti alakasız bir saatte canım bir şey istesin, koşa koşa gidip alırdı. Bunları üzerine basa basa anlatmamın nedeni ise insanları ne yazık ki hiçbir zaman tam anlamıyla tanıyamamamız...

Hayatımın dönüm noktası ise bir gün annemin beni arayarak kız kardeşimin İstanbul'da iş bulduğunu ve bir süre ev bulana kadar bizde kalıp kalamayacağını sormasıyla başladı...

Tabii dedim o zaman, hatta buna çocuk gibi sevindiğimi hatırlıyorum... Kız kardeşimle aramı düzeltmek, belki bağlarımızı güçlendirmek için harika bir fırsattı bu. Bir de bu şehirde kimsem yoktu ve ailemden bir parçanın burada olduğunu bilmek bana güven ve huzur verecekti. Evimizin bir odasını kız kardeşim için hazırladım ve yaklaşık bir ay sonra kız kardeşim geldi...

Kapıyı açtığımda gözlerime inanamamıştım, çünkü nerdeyse beş yıldır görmemiştim... Kız kardeşimin gelişinin ardından ev biraz daha neşelenmişti aslında.

Ben biraz daha ağırken o hareketli ve neşeliydi. Ancak ilk gün anladım o abla-kardeş ilişkisini yakalayabilmek için çok geç kaldığımızı. Neden bilmiyorum ama aramızda kocaman bir duvar olduğunu fark ettim. Benim için uzaktan bir akrabamdan farkı yoktu çünkü onunla hiçbir şey paylaşmamıştım. Onu neredeyse hiç tanımıyordum... Hangi rengi sever, ne yemek yer hiçbir fikrim yoktu.

Yine de her şey yolunda gibiydi, istediği kadar bizimle kalabileceğini söylemiştim ona.

Aradan üç ay geçmişti sanıyorum, kardeşim bir gün gelip işlerini ayarladığını ve artık kendi evine çıkacağını söylemişti. Eşimin o zaman bunu abartılı bir mutlulukla karşıladığını hatırlıyorum. Kendi kendime ona alınmıştım hatta. Yıllardır ben onun ailesiyle birlikteydim ve o kardeşim birkaç ay bizimle kaldı diye rahatsız olup; gidişine bu kadar seviniyor diye. Halbuki her şey bambaşkaymış da benim haberim yokmuş... Her neyse kız kardeşim kendi evine yerleşmişti ve biz daha az görüşür olmuştuk.

Hatta neredeyse kız kardeşim beni hiç aramıyordu. Ben aradığımda da genellikle açmıyor ya da görüşelim dediğimde bahaneler üretiyordu...

O dönem annem kız kardeşimin psikolojisinin çok iyi olmadığını söylemiş ve onunla ilgilenmem için ricada bulunmuştu. Birkaç gün üst üste telefonlarımı açmayınca ben de sorunun ne olduğunu öğrenmek için evine gittim. Kapıyı açtı ancak inanılmaz telaşlıydı... Misafiri olduğunu söyleyerek beni kabul etmedi ve aceleyle göndermeye çalıştı. Sakinliğimi koruyarak elimdeki çiçekleri bırakıp beni mutlaka aramasını söyleyip ayrıldım ordan... O gün içimi inanılmaz bir sıkıntının kapladığını hatırlıyorum... Hayatımda her şey görünürde normaldi ancak içimde açıklayamadığım bi huzursuzluk vardı.

Tabii yaşayacaklarım ve şahit olacağım olay aklımın ucundan bile geçmiyordu...

İlk uyanışımsa eşimin online banka işlemlerinde kız kardeşime para gönderildiğini fark etmemle başladı. Onunla bu durumu konuştum ancak bana paraya ihtiyacı olduğunu, beni aramaktan çekindiği için onu arayıp istediğini söyledi. Elbette ki bunun altında asla bir art niyet aramadım ancak gönderilen rakamlar normalin çok çok üzerinde rakamlardı... Bu ve bunun gibi birçok detay var aslında. Kısaca bahsetmek istiyorum onlardan da.

Eşimin iş seyahatinde olduğunu söylediği bir gün annemle telefonda konuşurken kız kardeşimin de arkadaşlarıyla şehir dışına çıktığını öğrenmiştim mesela...

Ya da eşimin arabasında bulduğum benzin fişleri kız kardeşimin evinin hep civar noktalarıydı. Halbuki İstanbul gibi bir yerde, iş yeri de o kadar uzakken yolunun oraya düşmesi imkansızdı. Tabii o zaman hiç konduramadım ama sonradan düşündükçe her şey kayıp parçalar gibi yerine oturmaya başladı...

Bunu öğrenmemse şöyle oldu... Bir öğleden sonra telefonuma kız kardeşimin yakın arkadaşından bir mesaj geldi. Anahtarı paspasın altına koydum, gidip görmeni istediğim bir şey var diye...

Tabii önce ne olduğunu anlayamadım kızı üst üste aradım ancak açmayınca kalkıp gittim. Kalbim ağzımda, ne göreceğim hakkında hiçbir fikrim yok ancak gördüğüm şeylerin geri dönüşü olmayacağını da biliyordum. Titreye titreye paspasın altındaki anahtarı aldım ve kapıyı açtım. Girişte eşimin ayakkabılarını ve paltosunu görünce sanki beynimden aşağı şimşekler çaktı... Nasıl bir üzüntü ve öfke yaşadığımı size tarif etmem imkansız. Girişte eşimin bana hep aldığı çiçekler, saati ve kol düğmeleri... Ağlaya ağlaya titreyerek içeriye gidip baktım ve birbirlerine sarılmış uyuyorlardı. O an dünyanın bir insanın başına yıkılmasının ne demek olduğunu öğrendim. Sanki o an kardeşimle eşimi gömüp üzerine toprak atmışım gibi bir acı hissettim iliklerime kadar. Üzerinden yıllar geçti ancak hala yazarken titriyorum...

Sonucu merak ediyorsanız, eşimle elbette ki boşandık ve kız kardeşimle o günden sonra bir daha asla görüşmedim...

Annem başta bunun gerçek olduğuna inanmak istemedi, hatta bana bir psikoloğa gitmemi tavsiye etti... Ancak kız kardeşim bunu itiraf edince inanmak zorunda kaldı tabii. Onun da dünyası başına yıkıldı haliyle... Siz de düşüneceksiniz eminim o kız neden yakın arkadaşına böyle bir şey yaptı diye. Onunla bu olayların üzerinden çok uzun zaman geçtikten sonra bir gün oturup konuştum. Bana aptal yerine koyulmama daha fazla tahammül edemediğini, kendi annesinin de babası tarafından yıllarca aldatıldığını ve ağır travmalar yaşadığını söyledi... Anlayacağınız bir insanın iki dudağı arasındaymış benim tüm yaşantım...

Şu an ben bu ağır duyguların altında hala eziliyorum. Eminim öleceğim güne kadar uğradığım bu ihaneti asla unutmayacağım... Eğer öteki dünya diye bir yer varsa, orada hesaplaşırız belki...

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
14.10.2020

Ağlattınız beni, şu an ne yaptığınızı nasıl olduğunuzu o kadar merak ettim ki..

24.11.2020

That's gay

Çok üzüldüm ,şok oldum daha bir sürü duygu yaşadım okurken . Ama en çokta acı hissettim .. Sarılmayı istedim hiç tanımadığım birine . Şimdi nasılsınız demeye dilim varmıyor biliyorum ki hala içinizde yangınla baş etmeye çalışıyorsunuz ...

Pasif Kullanıcı
15.10.2020

Keşke o iki serefsiz adinin birbirlerine sarıldıkları o anların fotoğraflarını videolarını çekip yayinlasaydin her yerde bir güzel rezil etseydin yada billboardlar kiralayıp şehrin her yerine koysaydın bak o zaman intikamını ne güzel alırdın hatta tv kanalları bile haber yapardı emin ol rezil rüsva olurlardı

TÜM YORUMLARI OKU (25)