İki çocuk annesi Meltem Ece, hakkında koruma kararı varken boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından öldürüldü. Üstelik emniyete ölüm tehdidi aldığı yönünde şikayette bulunduktan dakikalar sonra. Koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasıyla İçişleri Bakanlığı aleyhine 400 bin TL’lik manevi tazminat davası açıldı. Bakanlık, Ece’nin ‘yüksek risk grubu’nda bulunmadığı savunmasını yaptı.
Manisa’nın Alaşehir ilçesinde, barışma teklifini reddeden Meltem Ece’yi (25) 10 Ağustos 2016’da bıçaklayarak öldüren Emrah Ece (27), ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Bu kararın ardından Avukat Nilay Geylanlı Yorgancıoğlu, İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı.
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre,dilekçesinde, genç kadının ölümünden önce emniyete çok sayıda şikâyet ve ihbarda bulunduğu fakat bakanlığın mağdur kadını korumak ve eşi Emrah Ece’yi uzaklaştırmakta yetersiz kaldığı anlatılarak “Meltem, koruma kararı altındayken öldürülmüştür” denildi.
17 Ağustos 2015: Ece, Alaşehir Şehit Süleyman Avşar Polis Merkezi’nde alınan ifadesinde, dört yıllık eşi Emrah’ın başka kadınla ilişkisi olduğunu anlattı. Eşine bunu sorduğunda kendisine tokat attığını söyledi. Ayrılmaya karar veren Ece, üç yaşındaki oğlu Celal Efe’yi bırakıp 1 yaşındaki kızı Ceren’i yanına alarak, babasının evine döndü. Emrah Ece’ye bir ay eve yaklaşmama tedbiri kondu.
25 Ağustos 2015: Meltem Ece, oğlu Celal Efe’nin babası tarafından yaralandığını belirterek şikâyetçi oldu. Emrah’a oğluna yaklaşmama tedbiri kondu.
26 Temmuz 2016: Karakola başvurup şunları kaydetti: “Dün öğle saatlerinden beri Emrah evimin civarında dolaşıyor ‘Tekrar birlikte yaşayalım. Benimle barışmazsan seni öldürürüm’ dedi.” Meltem, sığınma evine gitmek istemediğini ifade ederken, koruma kararı konulmasını talep etti. Emrah ise “Yuvamın dağılmaması için barışma çabalarım devam etmektedir” dedi. Emrah’a 60 gün eve yaklaşmama tedbiri kondu.
10 Ağustos 2016: Meltem, saat 7.00’de evden çıkınca kapıda Emrah Ece ile karşılaştı. “Tekrar birlikte yaşayalım” teklifini reddetti. Emrah Ece eşini işçi servisinin geldiği durağa kadar izledi. Sonra neler yaşandığını şöyle anlattı: “İşten çıkıp evime giderken, Emrah sokağımda önümü kesti. Kolumu çekiştirip yanağıma hafifçe vurup ‘Benimle barışmazsan seni öldürürüm” dedi. Koşarak eve kaçtım.” Meltem Ece, tutanağa “Evime gideceğim. Devam eden tedbir kararım vardır” diye yazdı. Polis aracıyla ayrılan Meltem Ece Atatürk Bulvarı’na gelindiğinde, saat 15.42’de, “Alışveriş yapacağım” diyerek ekipten ayrıldı. Araçtan iner inmez karşısında Emrah’ı buldu. Bir dükkâna doğru kaçsa da, Emrah Ece eşini defalarca bıçaklayıp kaçtı. Polisler yetiştiğinde Meltem güçlükle nefes alıyordu. Polisler “Emrah mı yaptı?” diye sordu. Meltem’in yanıtı tutanağa şöyle geçirildi: “Başını sallamak suretiyle cevap verdiği...”
Avukat Nilay Geylanlı Yorgancıoğlu'nun İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı davada, Bakanlık tarafından yapılan savunmada, Meltem Ece'nin ilk iki şikayetinden sonra koruma kararı verildiği hatırlatıldı. Meltem Ece’nin 10 Ağustos 2016’da, öldürülmeden 46 dakika önce eski eşinin “Benimle barışmazsan seni kaçırırım, öldürürüm” diyerek yaptığı üçüncü şikâyetten sonra ise sığınma evine götürülme önerisini geri çevirdiği ifade edildi. Savunmada şöyle devam edildi:
“Yüksek risk grubunda bulunmaması nedeniyle Ece’nin evine gitmesinin engellenemeyeceği, hayati tehlikesinin bulunduğunu kendisinin de öngörmediği, bu nedenle kadın sığınma evine yerleştirilerek, geçici koruma altına alınmasının mümkün bulunmadığı değerlendirilmektedir.”
Kadınını yaşatamayan toplumlar yok olmaya hazır olmalıdırlar. Çünkü kadın öğretmendir, aştır, hoşgörüdür, renktir, okuldur, bir gülüş-bir gözyaşıdır kısacası kadın! hayatı hayat yapan, ona en güzel değerleri ve renkleri veren bir manzumedir. Kadına sıkılan kurşun, kadına saplanan her bıçak! öğretmenlerimize, aşımıza, hoşgörümüze, renklerimize, okulumuza, gülüşlerimize ve ağlamalarımıza atılmıştır-sıkılmıştır demektir. Kadınlarımızı yaşatalım, ki yaşayalım....
Ölüm tehdidi alan birine 'Yüksek risk grubunda değil' ne demektir ya? Her şeyi alçalttınız; yaşamı, insan haklarını.. hatta ölümü bile!
Sayenizde aynı ihmalkarlıktan bir insan daha hayatından oldu.