Yaklaşık 200 yıllık olan tarihi konak sahipleri Erzurum'dan göç edince kapısı kimsenin girmemesi için bir konfeksiyon mağazası tarafından kapatılıp vitrin haline dönüştürüldü, arka cepheye bakan penceresi ise hırsızların ve madde bağımlılarının girmemesi için sac tabakayla kapatıldı.
Milli Mücadele’yi teşkilatlandırmak için 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkan Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, 3 Temmuz 1919'da geldiği Erzurum’da Cumhuriyet Caddesi üzerinde Dr. Tayyip Cinisli'ye ait olan ve o dönem 15'inci Kolordu'ya kiralanan evde geçirdi. Kazım Dirik, Rauf Orbay'ın kaldığı Müfettişlik Karargahı olarak kullanılan bu tarihi binada Mustafa Kemal, 8 Temmuz 1919’da müfettişlik görevi ve askerlik mesleğinden istifa etti.
Milli Mücadele'nin başlatılması için önemli kararların alındığı tarihi konak, el değiştirince yeni sahipleri de Erzurum'dan göç etti. İki katlı olan binanın kapısı kimsenin girmemesi için bir konfeksiyon mağazası tarafından kapatılıp vitrin haline dönüştürüldü. Arka cepheye bakan penceresi ise hırsızların ve madde bağımlılarının girmemesi için sac tabakayla kapatıldı. Camları kırılan, harabeye dönen binanın arka bahçesi ise çöplüğe döndü. Yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan binanın tarihe kazandırılması gerektiğini vurgulayan Tarihçi Yazar Muzaffer Taşyürek, binanın Türk tarihi için 'nirengi noktası' önemini taşıyan bir mekan olduğunu bildirdi. Tarihi yapının kaderine terk edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Taşyürek şunları söyledi:
'Erzurum'a geldikleri günün gecesi Mustafa Kemal arkadaşlarına şunu söylüyor: 'Atılacağımız yol güçlüklerle dolu ve tehlikeli. Hayatımızı ortaya koyacağız. Eğer hayatından, canından endişe eden varsa şimdiden aramızdan ayrılabilir. Hoş görebiliriz. Çünkü biz büyük bir mücadeleye atılacağız.' Erzurum'da kaldığı süreçte İstanbul hükümeti tarafından da takip ediliyordu. Geri dönmesi istendi. Bu konakta yazdığı telgrafta dönmeyeceğini ifade etti. Bunun üzerine İstanbul hükümeti rütbelerinin alınması kararını çıkardı. Mustafa Kemal, bu konakta askerlikten ayrıldı ve sivil hayata döndü.
Hatta şöyle bir anekdot var. Rütbeleri alındığı zaman artık sivil bir insan. Askeri kıyafet, padişah kordonu üzerinde pencereden bakıyor. Bir manga askerle Kazım Karabekir'in geldiğini görüyor, endişeleniyor. 'Acaba bunlar niçin geliyor, beni tutuklamak için için mi?' bu endişe içinde. Kazım Karabekir ve askerler binaya giriyor. Kazım Karabekir odasına girince endişeli bir şekilde bekleyen Mustafa Kemal Paşa'ya şu tarihi konuşmayı yapıyor: Paşam kolordum ve ben emrindeyiz. O hadisenin yaşandığı bina da burası. Bu binanın tarihimize, Erzurum'a kazandırılması lazım. 1918'ler önünde bir bahçesi var. Cumhuriyetin ilk yıllarında evin önünde tören yapılıyor. Atatürk büstü var.'
Kendi memleketim. Milliyetçi duyguları çokça kabarık olan bir memleketiz fakat cumhuriyet değerlerine, Atatürkçü düşünceye sahip çıkamadığımızı bir kez daha gördüm. Ne diyeyim, Erzurum...
ulan ne güzel unutmuşlar şimdi tinerci çocuklar yapmış diyerek akp gençlik kolları tarafından kundaklanacak
atatürkün cumhuriyetide kaderine terk edilmiş durumda... cumhuriyetin emanet edildiği gençliğin hali içler acısı