Erzincan'da yaşanan altın madeni faciasının ardından eleştiri okları yine Anagold Madencilik'e döndü. CHP'den Anagold Madencilik'e maddi gücünü kullanarak usulsüzlüklerin üstünü örtmeye çalıştığı suçlaması gelirken, siyanür iddiaları da gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
13 Şubat'ta madende meydana gelen toprak kayması sonrası 9 işçiye ulaşılamıyor. Arama kurtarma çalışmaları sürüyor.
Topraktaki siyanürün Fırat Nehri'ne akma ihtimali ise şirkete olan öfkeyi katlamış durumda.
TELE1 Ana Haber’e konuk olan Yavuzyılmaz şu ifadeleri kullandı:
'Bu maden ocağı işleten Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin yüzde 80’i madencilik Kanada menşeili bir şirkette, yüzde 20’si ise Lidya madenciliğe yani Çalık Grubu’na ait.
Bu maden işletmesi 2010 yılından itibaren sürekli iki buçuk kat büyütüldü.
Bölgedeki köylülere bir maddi yardım yaparak dava açma ve itiraz haklarını ellerinden almaya çalıştı.
Şirket 2016’da yılında hazırladığı bir protokolle buradaki vatandaşlarımıza 130’ar bin TL yardım adı altında para vererek tüm madencilik faaliyetleri için adli ve idari bir başvuruda bulunmayacaklarına dair taahhütname istedi.
Yani maddi bir güçle asimetrik bir baskı oluşturarak tüm usulsüzlüklerin üzerini örtmeye çalıştı.'
Pampal şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu işlenmiş topraktır.
Altının çıkarılması için işlenen zehirli siyanürlü madde ve onun için kimyasal kullanılan, altını ayırmak için işlemden geçirilen toprak bu maalesef.
Üst üste yığılmış bir dağ gibi bir yığın olmuş.
Bu mevki Fırat Nehrine de 700-800 metre mesafede, çok yakın. Fırat’a karışması demek bütün yaşamın bitmesi demek.
Fırat’a ulaşması acilen önlenmelidir. O vadinin önü kapatılmalıdır.'
Anagold Çöpler Altın Madeni'nde yaşanan felaket sonrası şirketten gelen açıklama özetle şöyle:
• Olayın Atık depolama havuzu ile bir ilgilisi yoktur. Herhangi bir tehlike söz konusu değildir.
• Karasu (Fırat) Nehri’ne herhangi bir siyanür akışı olmamıştır.
• 6 noktadan yüzey suyu numunesi alınmıştır. Alınan numuneler normal değerlerdedir ve herhangi bir kirlenme söz konusu değildir.
• Kayma nedeniyle çevresel herhangi bir kirlilik yaşanmamış olup buna rağmen gerekli tüm tedbirler hızlı bir şekilde alınarak saha kontrol altına alınmıştır.
Şirket daha sonra ‘gerekli iyileştirmeyi yaptığını’ savunarak yeniden faaliyete başlamak için bakanlıktan onay aldığını açıklamıştı.
Altın Madencileri Derneği'ne göre siyanür, altın madenciliği için en etkili ve en ekonomik yöntem.
Maden Mühendisleri Odası'na göre dünyada altın üretiminin yaklaşık yüzde 85'inde siyanür kullanılıyor.
Altın, çıkarılan kayaçların arasında gözle görülür büyüklükte ise siyanür kullanmadan ayrıştırılabiliyor. Ancak düşük maden potansiyeline sahip yataklarda toprak siyanürle daha küçük parçalara ayrılıyor.
Bugün Türkiye’de 20’ye yakın işletme bu yöntemle altın madenciliği yapıyor.
Avrupa’da bazı ülkeler ise siyanürle altın aranmasına izin vermiyor. Bu ülkeler ise Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Macaristan.