Ertuğrul Kürkcü ise şöyle konuştu:
'Kaskımla geldim. Başımı korumak için kullanıyordum. Fakat şimdi vekillerden korunmak için kullanmam gerektiğini düşünüyorum. Bu teçhizatla birlikte Meclis’e geleceğim. Bunu sırf bir kara mizah olsun diye de söylemiyorum. Çünkü dün gördüğümüz tablo hepimiz için bir dönüm noktasını geçtiğimiz duygusunu, düşüncesini bizde uyandırdı. Şimdi birazdan Mustafa Elitaş nasıl bizim kötü insanlar olduğumuzu anlatmaya çalışacaktır ama nesnel olarak eğer kapalı oturum olmasaydı, basının göreceği şey şu olacaktı. Meclis Başkanvekili’nin, mümkün mertebe usul hükümlerine riayet ederek, muhalefetin söz hakkına saygı göstererek sürdürmeye çalıştığı oturumda, artık bu uygulamayı sürdüremediğini görecektiniz. AKP’li Grup Başkanvekillerinin arkadaşlarımızın sözlerinin önlenmesi için, Meclis Başkanvekilini baskı altına almaları sonucu, ortaya çıkan kararlara karşı çıkmak için, Pervin Buldan ve Sebahat Tuncelarkadaşlarımız kürsünün önüne geldiklerinde, arkadaşlarımıza karşı erkek milletvekillerinin darp ederek kendine yol açmaya çalışması, onu izleyen AKP’lilerin hücum etmeleri sonucunda arkadaşlarımızın yardımına gitmek zorunda kaldık' dedi.
'İÇ GÜVENLİK YASASI’NIN ONLAR İÇİN HAYAT MEMAT MESELESİ HALİNE GELDİĞİNE İNANIYORUM'
Ertuğrul Kürkcü, 'Arkadaşlarımızın itilip kakıldıklarını görerek nezaket uğruna bunu seyre katlanamazdım. Ben Sebahat Tuncel’e yönelen yumruğu savurmak için gittiğimde, yumruk benim kafama geldi ve devamı da geldi. Adının Oktay Saral olduğunu öğrendiğim bu milletvekilinin gece boyunca Meclis’teki saldırının, linçin devam ettiği bütün süre boyunca, bütün vekillere her yerde saldırdığına da tanık oldum. aykut erdoğdu’yu tokmakla yaralayan da oydu. Mahmut Tanal’a saldıran da oydu. AKP’nin saldırı kıtalarının başını çeken vekil oydu. Ancak bundan daha önemlisi, AKP’li vekillerin bunu yadırgamamaları bu saldırıya ortak olmaları, kadın vekillere karşı saygısızca saldıran davranışlarda herhangi bir beis görmemeleri, gün boyunca Özgecan ile ilgili sözlerinin de edebiyat olduğu duygusu uyandırdı. Evet ben birkaç sıyrıkla bu saldırıyı atlatmış olabilirim ama bu tür saldırılarda kime ne olacağını kimse önceden bilemez. Belki de Musa Çam daha ağır biçimde bu olayla yüzleşebilirdi. Aykut Erdoğdu’nun olmayacak bir yerine bu tokmak gelebilirdi. Ellerine geçirdikleri bütün vurucu, yaralayıcı nesnelerle Meclis’in içinde ne varsa onları muhalefet vekillerinin üstüne saldırtan güdüyü düşünmemiz gerekir. Ben İç Güvenlik Yasası’nın onlar için hayat memat meselesi haline geldiğine inanıyorum. Ya bu yasa geçecek ya da iktidarlarının güçleri tehdit altına girecek' diye konuştu.
'GÖRMÜŞ OLMANIZI HEM DİLERDİM, HEM DİLEMEZDİM'
Ertuğrul Kürkcü, 'Gözünüzün önüne getirmenizi diliyorum. Hepsi AKP’li vekiller gibi zihnen donanmış olan, ki bu yasa geçerse, polis güçleri öyle oluşturulacak. Sivil polisler jandarmalar öyle oluşturulacak. Cumhurbaşkanı’nın çağrısına bakacaksak, sivil yurttaşlar da onlar gibi davranacaklar. Böyle davranan güvenlik birimlerinin ellerine geçirdikleri insana darp etme, zor kullanma, silah kullanma yetkisini böyle kullandıkları takdirde, Türkiye’nin nasıl bir mezbahaya döneceğiyle ilgili bir ibret sahnesi olarak zihnimizde saklıyoruz. AKP’nin aldığı kapalı oturum kararı gereğince, bunlar sizin gözünüzün önünde olmayarak cereyan etti. Görmüş olmanızı hem dilerdim, hem dilemezdim. İnsan olarak görmemek isterdiniz bunları. Vekillerin böyle yaşayıp konuştuklarını, meslektaşlarına bu şekilde muamele ettiklerini gördükten sonra bu Meclis’te acaba ne olabilir diye bu Meclis’i terk etmiş olurdunuz. Ben burada açıkça söylemek istiyoruz. Gün boyunca kadınların haklarından ve varlıklarından söz ettikten sonra, onların kadın arkadaşlarımıza bu şekilde saldırmaları ve bizim de geleneksel rolü bir kez daha paylaşarak, onları korumak için ileriye doğru atılmamıza, kendimizi hem saldırıya uğramış, hem de talihsiz hissediyorum. Fakat yapılacak bir şey yok. Bir arkadaşınız zorbaların darbesi altındayken koşmadan edemezsiniz. Bunun bedeli varsa bu da ödenir ama burada asıl can acıtan Meclis’in giderek biz mezbahaya doğru dönüşüyor olmasıdır' dedi.
DHA