Uğruna kitaplar yazılan, fakülteler kurulan meslek adı, nasıl A4 ile apartman kapısından adam kovmanın da adı oldu?
“Bizi Reklam Etme!” başlığı altında modern hikaye anlatıcıların büyülü reklam dünyasının yıllar içinde nasıl en halisinden bir “hizmet sektörüne”, her seviyede reklamcının da birer hizmet sektörü işçisine dönüştüğünü güncel ve tarihi örnekleri ile beraberce izlemeye niyet ettim. Güzel çalışmaların hakkını verip alkışlarken, sayıca ne yazık ki çoğunlukta kalan işlerden ibret alalım diyorum.
“Kamu spotları neden spot pazarından alınmış gibidir?”, “Ünlü kullanımındaki ünsüz neden marka oluverir?”, “Doğru şarkıda sözler değişince insanlar zombi gibi satın almaya mı koşarlar?”, yoksa hepimizin amacı güneyde pansiyon işletmeye başlamadan şu üç günlük kariyerlerimizde eğlenip hoşça vakit geçirmek mi?
Belli mi olur? Belki kafalardaki “reklamın iyisi, kötüsü olmaz” klişesini de böylece en azından bazı kafalarda değiştirebiliriz. Baksanıza berberler, mimarlar ya da taksi şoförleri için böyle bir klişe yok. Ense tıraşınız düz olmayınca “tıraşın iyisi kötüsü olmaz” demiyorsunuz sanırım?
Öyleyse (trampet) “Bizi Reklam Etme!” başlasın! (zil)
Twitter
Instagram
Facebook