Erotizm ve Gerilimin Başrolde Olduğu Kubrick'in Son Filmi "Eyes Wide Shut" Hakkında Bilmeniz Gereken Detaylar

Efsane yönetmen Stanley Kubrick'in hem son filmi olması hem de oldukça çarpıcı sahneler barındırması açısından Eyes Wide Shut (Gözü Tamamen Kapalı), sinema dünyasında ayrı bir yerde konumlanmıştır.

Senaryosunu Frederic Raphael ve Kubrick birlikte yazdığı film, kadın erkek ilişkilerine dair derinlerde yatan duyguları metaforik bir şekilde anlatır.

Bill Harford ve eşi Alice Harford, dışarıdan harika bir evlilikleri var gibi görünen mutlu bir çifttir. Bir gün bir davette Alice'in başka erkeklerle yakınlaşmasını gören Bill bu duruma bir yandan sinirlenirken bir yandan da dizginleyemediği garip duygular hissetmeye başlar.

İnsanın içindeki derin arzuların ortaya çıkışını erotizm ve gerilim unsurlarıyla anlatan Kubrick'in son işi Eyes Wide Shut  filmini yakından inceleyelim. Metaforlar ve gizli mesajlarla olağanüstü bir detaycılıkla ortaya konan bu filme dair öğrenecek çok şey var.

Stanley Kubrick, filmi teslim ettikten dört gün sonra vefat etmiştir.

Film, efsanevi yönetmen Kubrick'in son filmidir. Yönetmen, filmini beyazperdede göremeden 7 Mart 1999'da hayata gözlerini yummuştur.

Film, Schnitzler'ın 1926 yılında yayınlanan "Rüya Romanı" isimli eserinden uyarlanmıştır.

Arthur Schnitzler, Sigmund Freud'un yakın arkadaşıydı bu sebeple onun etkisi eserlerinde de kendini göstermiştir. Konuşmaların kesik kesik olması, hikâyenin sanki bir rüya içinde geçiyor olması bunun en büyük göstergeleridir.

Film kitapla birebir ilerlemiyor.

Kitap ile film arasındaki en büyük fark karakter isimlerinin değiştirilmesidir. Karakterlerin kitaptaki isimleri Albertina ve Fridolin iken filmde William 'Bill' ve Alice Harford olarak karşımıza çıkar. 

Bunun yanı sıra kitapta kadın erkek ilişkilerinin daha bireysel bir yerden ele alındığını görüyoruz. Film ise bu ilişkiyi gizli topluluklar ile ilişkilendirerek sunuyor.

Gizli topluluklar demişken Kubrick'in İlluminati ile olan ilişkisini duymuşsunuzdur.

Dr. Strangelove, A Clockwork Orange gibi filmlerinde de bu ilişkiye dair semboller yer almakla beraber bu iddialar Eyes Wide Shut ile tavan yapar.

Filmdeki her şey o meşhur ayin sahnesi ile ilişkilidir.

Burada yönetmen, bir Ortodoks bir de Hindu ilahisinin karıştırılmış halini izleyiciye sunar. Ancak bu melodi tersten okunmaktadır. Zaten satanist ayinlerde de Tanrı'ya karşı bir tavır koymak için ritüeller tersten başlayarak yapılır.

Filmin ilk sahnesinde iki kolon arasında görünen Nicole Kidman'ın hemen solunda raket dikkati çeker.

Masonluğu sembolize eden bu kolonların Hz. Süleyman’ın Tapınağı’ndan alındığına inanılmakta.

Çift, Noel partisine gittiklerinde de neredeyse her sahnede sekiz köşeli yıldız dikkatleri çeker.

Birçok farklı din ve inançta yer edinen bu yıldız da Kubrick'in bilinçli şekilde sahnelerine aldığı bir semboldür.

Kubrick, oyuncularla filmin ne kadar süreceğini belirtmeden anlaşmıştır.

Mükemmelliyetçi tutumu ile bilinen yönetmen için her sahne içine sindiği şekilde tamamlanmalıdır. Bu sebeple filmin kadrosundan çekim alanına yakın bir yerde ev tutmalarını bile istemiştir.

Hatta öyle ki bir sahnenin yüze yakın kez çekildiği iddia ediliyor.

Dr. William'ın bir kapıdan içeri girdiği sahne tam 95 kere çekilmiştir.

Sydney Pollack ve Tom Cruise'nin bilardo sahnesi de aynı şekilde üç hafta sürmüştür.

Toplam on üç dakika gösterilen sahne de 200 kere çekilmiştir.

Filmin iki ana karakterini canlandıran Tom Cruise ve Nicole Kidman o yıllarda gerçek hayatta da evlilerdi.

Days of Thunder filminin çekimlerinde tanışan çift 1990 yılında evlendikten sonra bir kız bir de erkek çocuk evlat edinmişler ancak 2001 yılında boşanmışlardı.

Filmde Bill Harford ve Alice Harford çiftinin arasındaki sıcak ilişkiler için Kubrick ayrı bir çaba sarf etmiştir.

İkili arasındaki arzuyu seyirciye daha iyi hissettirmek isteyen yönetmen, zaman zaman kapalı set şeklinde çalışmış ve ikilinin doğal anlarını yakalamaya çalışmıştır. Diğer yandan Alice'in başka bir erkekle seviştiği sahne için Tom Cruise setten uzaklaştırılmış ve yaşanan sahneler hakkında da bilgi alması engellenmiştir. Böylece kıskançlık duygusunun da en gerilimli şekilde hissedilmesini amaçlamıştır.

İnsanın cinsellik ve saldırganlık gibi dürtülerinin en çok rüyalarda kendini gösterdiğini düşünen Freud bakış açısıyla filmde de bu sembollere sıkça rastlanmaktadır.

Film aynı zamanda Freud'un öğrencisi olan Lacan'ın görüşleri çerçevesinde 'bilinçdışı, tekrarlama, aktarım, öteki' kavramları ile de okunmaya oldukça müsaittir.

Kubrick'in eşinin filme özel yaptığı tablo da fon olarak kullanılıyor.

Mand isimli kadının koltukta çıplak ve yarı baygın yattığı sahnede, arkada görünen resim tıpkı Mandy ile aynı pozdadır. Bu tablo Kubrick'in eşi Christiane Kubrick tarafından filme özel olarak yapılmıştır.

Yalnız bu tablonun değil filmdeki tüm resimlerin de özel olarak yapıldığı Kubrick'n detaycı yanını özetliyor.

Filmdeki cameo görüntüleri bir hayli fazladır.

Cameo görüntü, film, oyun, televizyon gibi sanatlarda insanlar tarafından bilinen birinin kamerada bilinçli olarak gösterilmesidir. Kubrick bu yöntem ile seyirci ve kurgu hikâye arasındaki görünmez duvarı kaldırarak inandırıcılığı arttırmayı amaçlamıştır.

Doktorun muayenehanesine gelen kadın ve oğlu, Kubrick'in kızı ve torunudur.

Filmdeki Lisa karakteri ise gerçekte set dekoratörüdür.

Filmdeki kitapçı ise Kubrick'in asistanı Emilio D’Alessandro'dur.

Sonata Cafe'de Bill'in karşı masasında görünen kişi ise Kubrick'in kendisidir.

Gerçek ve kurgu arasında yıkılan diğer bir duvar ise Mentmore Malikanesi'dir.

Mentmore Towers 1800'lü yıllarda Rothschild ailesi tarafından inşa edilmiştir. O dönem gizli yapılan maskeli partiler bir hayli gündemdeydi. Filmde de maskeli partilerin burada yapılıyor olmasının anlamı, yönetmenin gerçekliği daha iyi hissettirmeyi amaçlamasıdır.

Hikâye New York'ta geçse de çekimler orada yapılmadı.

Kubrick'in uçak korkusu olduğu için New York'a gidemedi ve bu yüzden New York'u andıran bir set hazırlanmıştır ve çekimler Londra'da tamamlanmıştır.

Filmdeki en güçlü mesajlardan biri "gökkuşağı" ile veriliyor.

Partide Bill'in nereye gidiyoruz sorusuna 'gökkuşağının bittiği yere' şeklinde bir cevap geliyor. Elbette gökkuşağının sonu ulaşılması imkansız bir yerdir. Benzer şekilde, Eyes Wide Shut, arzunun uçsuz bucaksız sahte vaadini ve imrendiğimiz şeyi elde ettiğimizde, belki de doldurmak istediğimiz gerçek boşluk ve açlığın tatmin edilememesi nedeniyle oluşan hayal kırıklığını ifade eder.

Bill'in kostüm almak için gittiği mekanın adının 'Rainbow' olması da bu fikri güçlendiren bir unsur. Buradaki satıcı kız da ayinde yer almaktadır.

Gökkuşağı gibi ayna da hipnoz metaforlarından biridir.

Filmin fragmanında tam 90 saniye gösterilen ancak filmde yalnızca 20 saniye yer alan ayna sahnesi, yine psikanaliz ile okunmaya müsaittir. Lacan'ın ayna teorisinde göre, aynadaki ben ile gerçek ben aynı değildir. Bu metafor ile aynadaki yansıma üzerine sanal bir benlik imgesi kurulur.

Partiye giriş kelimesi ise Kubrick'in klasik müzik aşkından geliyor.

Bu maskeli partiye girebilmek için parola 'Fidelio'dur. Nasıl ki Otomatik Portakal filminde Beethoven da adeta bir başroldür, bu filmde de sanatçının 1971 yılında bestelediği tek operası kendine yer bulur. Sadakat anlamına gelen kelime, ayin ve özel bir partide yaşananların orada kalmasını hatırlatmak amacıyla oldukça  manidardır. 

Aynı zamanda Mozart'ın Requiem parçası da Bill'in o gizemli kadının aşırı dozdan öldüğü sahnede çalar.

Kubrick'ten kalan son replik ise "fuck" olmuştur.

Erotizm ve gerilimin ilginç yolculuğundan geçen çift, son sahnede artık tüm arzularını ortaya çıkarmış durumdadırlar.

Alice'in 'bir an önce yapmamız gereken bir iş var', 'sevişmek' repliği filmin etkileyici bir şekilde sonlanmasını sağlamıştır.

Filmin Kubrick'in diğer yapıtlarıyla arasındaki ilişkiler de onun ne kadar detaycı biri olduğunun kanıtıdır.

Alice'in yatarken yanında duran maske, Barry Lyndon'daki maskenin ta kendisidir.

Diğer bir ilişki ise, ikilinin oteldeki oda numaraları C-Room 114 şeklindedir. Bu numara aynı zamanda Dr. Strangelove filminde bombanın üzerinde yazar. Yine aynı numara A Clockwork Orange'da Alex'in ilacını aldığı şişede de yazmaktadır.

Abigail Good tarafından canlandırılan gizemli kadın, Cate Blanchett tarafından seslendirilmiştir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Bunları Kaçırmayın! İşte Usta Yönetmen Stanley Kubrick'in En Beğendiği Gerilim Filmleri
Stanley Kubrick'in 17 Yaşındayken 1940'lar New York'unu Dahice Sergilediği 31 Kare
Stanley Kubrick'in Uzay Konulu Filmi 2001: A Space Odyssey'in Tutan Öngörüleri

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
YORUMLAR
23.04.2024

Gerçekten izlediğim en kaliteli filmlerden birisiydi.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ