Medeniyet güzel şey, sevimli şey... Bakın artık konar göçer hayatlarımız yok, yerleşik yaşama geçtik. Hepimiz iyi ya da kötü apartman dairelerinde oturuyoruz, sıcak suyumuz musluğu açınca geliyor. Bir dolu nimetten faydalanıyoruz yani.
Ancak hepimizin külüne muhtaç olmadan yaşayabileceği, komşusuz müstakil evleri yok. Mecburiyetten hayatımıza kattığımız o insanlardan, komşularımızdan bende de var. Hele bir tanesi var ki, bu hayattaki en büyük sınavlarımdan biri. O sebepten bu mektubu yazmam zaruri olmuştu.
Saygılarımla...
Benim favorim Murat. Sene 2008. Kenedi Caddesi Best Western Hotel Ikibin-2000. Adam yan odaya kapıyı kıracasına girdikten sonra ben yatığım yatakta istemsizce bir ileri gittim. Peşinden baktım inilitler. Bir bacımız Murat, Murat diye inliyor. Artık Murat nasıl bir Muratsa baktım benim yatakta alçıpan duvarlar yüzünden ileir geri oynuyor. Bir ara Murat beni de dürtüyor, üzerime çullandı sandım ama Allah'tan yan taraftaki ablam "Muraaaaat" diye ikide bir ses verdiği için bu tasamın yersiz oluğuna kanaat getirdim. Tabi bir süre sonra diğer odalardan itirazlar yükselmiş olacak ki önce odanın telefonu, sonra kapısı çaldı. Şahsen ben asla o kapıyı çalmazdım. Basardım istifayı. Yan odadan doğru bana bu hisleri yaşatan Murat, kapıyı çalana neler yaşatır. Dayının biride kapıya çıkmış bağrınıyor. Oldu olacak bizide şaapsın diye. Dayı adam ciddiye alsa ne yapacaksın?
Benim KOMOL'im yapmaz :DD
hala gülüyorum , abicim türk dili ve edebiyatının içinden geçmişsin