Saçlarınız okşanmaz belki ama sırtınız sıvazlanır, maskülenlik ta o zamanlardan aşılanır. Zehir vücuda girmiştir bir kere, yoğurt yedirsen de fayda etmez. Tavuk yumurta hikayesi gibi; böyle seviliyorsunuz diye mi bilinçaltından erkek gibi olursunuz, yoksa zaten öylesinizdir de aileleriniz sizi o yüzden mi böyle severler bilinmez.
Barbie bebeklerin kol ve bacaklarını sökmek suretiyle, pembe olan her şeye arenadaki boğa gibi gıcık olmanızla bilinirsiniz. Bunun yanı sıra tıpkı küçüklüğünüzde olduğu gibi delicesine koşar, alt alta üst üste kavga eder, itiraf etmek gerekirse ara sıra da çocuk teri kokarsınız.
Kızların klasik 'Yaa ben kızlarla hiç anlaşamıyoruum arkadaşlarım hep erkek.' yakınmasından bahsetmiyoruz, onların bu yaptığı tamamen şov olsun ilgi çekmek olsun havalı olmaya çalışmak olsun, kısacası siz ne derseniz o olsun. Ama sizin durumunuz gerçekten bu; kızlardan kısa sürede bayıyor, dayanamıyorsunuz. Onlar saç örgüleriyle uğraşırken, siz dizlerinizdeki yara kabuklarını soymakla meşgulsünüz.
Gameboy, tetris dahil, playstation, Xbox olsun, tavla, bilardo olsun, tüm “erkek” oyunlarında efsanesinizdir. Genelde erkekler kendi aralarında sizin gibiler için, “abi kız beni yeniyo lan” şeklinde bir Alex muamelesi yaparlar size. Ama günün sonunda yine de sizin gıcık olduğunuz klasik kız tipleriyle çıkarlar. Gerçi siz, kendi eğlencenizde, yandan başka türlü yararlanmak aklınıza gelmeyecek kadar naifsinizdir, fakat 30’larınızdan sonra bu konu bir şekilde gündeme gelecektir, bizden söylemesi.
Enteresan şekilde en koşturmalı, en erkek popülasyonu yüksek, en eril işlere girip kendinizi heba eder, heder eder çalışır durursunuz. Gece yarılarına kadar mesai yapar, evlerinize gidemez olursunuz. Varsa ailede borç hemen kapatır, kredi çekerler, birikimlerinizi bozarsınız. Avukat olsun, iflas olsun, mahkeme olsun hep siz uğraşırsınız. Ayrıca kardeş, kuzen, yeğen ne varsa okutur, sevaba girersiniz. Fedakarsınızdır. Alttan alttan aferinleri duymak mazoşist kılıkta hoşunuza gider. Hep bir parçalanma hep bir yerlere yetişmekle geçer hayatınız. Tuvaletiniz gelir unutursunuz, açlık desen hissetmezsiniz, makine gibisiniz maşallah.
Hesabı tabi ki siz ödersiniz, tatile gidilecekse siz organize edersiniz, utanmasanız adamın valizlerini bile odasına kadar taşırsınız. Tüm ilişkilerinizi kontrol eder, ipleri elinizde tutarsınız, her şey garantili ve net olmalı sizin için.
Adamların ağzından çıkacak tek bir istek cümlesini emir telakki edip, anında talebi karşılama yolunda dağları delersiniz. Sevgiliniz eve çıkacak olsa apliklerden, perdelere, bulaşık makinesinden halısına kadar döşeyeceksiniz bıraksak. Maddi manevi kendinizi bir halı gibi ayaklar altına serersiniz. Hiçbir zaman bir oh diyemez, kendi hayatlarınız yetmez gibi bir de sevgililerinizin hayatlarını da yönetirsiniz. Çok şanslıdır sevgilileriniz kısacası.
Yumuşak, edilgen, sakin kadın figürü sizler için eziklerin eziğidir. “Ay ben yapamam kiiii”, “ay ben yürüyemem kiii”, “ay ben hazırlayamam kiiii” gibi triplilere tokatla değil, uçan tekmeyle girişmek isteğiyle yanıp, tutuşursunuz. Ama yine de kendinize mani olursunuz, otokontrolde üstünüze yoktur.
İçinize atarsınız çoğu şeyi, muhtemelen ya reflü, ya gastrit bir mide hastalığınız vardır, ya da boğazınızla ilgili mutlak bir alerjiniz olur. Bu raddeden sonra ”neden ben mutlu olamıyorum, her halta atlıyorum” diye ufaktan kendinizi sorgulamaya da başlarsınız.
Kendinizi sorgulama sürecinde ne aileden ne arkadaşlardan göremediğiniz faydayı reikiden, pozitif enerjiden, duru görüşlülerden, meleklerden almayı umarsınız. Fakat alışmamamış g*tte don durmayacağından bir türlü huzura eremezsiniz. Beklenti yüksek olunca hayal kırıklığı da tavan yapar, daha da karışırsınız. Bi' durup geldiğiniz yere bakıp, pek de bir değişiklik olmadığını gördüğünüzde sarmal şekilde yine labirente döner, kendinizi işinize gücünüze verirsiniz. Zaten eve gitmek için de bir sebep yoktur, yazık bir de boşuna kira verirsiniz.
Bu adamlar genelde iş güç sahibi, oldukça yakışıklı, zeki, iyi okumuş, maddi gücü yerinde adamlardır. Yani neredeyse sizin kadar erkektirler. Aslan kızımız artık yorulmuş, “bir sakin limanda dinlensem”, “sırtımı yaslasam”, “bi rahat etsem” kafalarına girmiştir.
Maalesef o kadar yüksek erkek enerjiniz vardır ki bu hetero erkekler siz kahramanımızı görmez bile, kanka yapar, yer içer, eğlenirler. Gün gelir dayanamaz yine girişken olup, aşk sandığınızı şeyi itiraf edersiniz fakat karşınızdaki malzeme error verir, mavi ekran çıkarır, ortadan kaybolur. Yalnızlık sizin için en iyi ihtimal olmaya başlamıştır.
Zamanla olayın kadın-erkek ve çeşitli dualiteler olmadığını kavrar, (şanslıysanız) etrafa dağılmış dengesiz halinizi toparlarsınız. Kendinizi için yaşamaya, sevdiğiniz şeyleri bulmaya, yapmaya, kendinizi merak edip, içinize dönmeye başlarsınız. Enteresan şekilde hızlı bir değişim geçirip, artık koşturmamayı denersiniz. Hayat aslında o kadar da çetrefilli değildir. Bu arada muhtemelen ruh ikizlerinizi bulursunuz.
Bir tür Gregor Samsa olan siz yavrucakların dönüşümleri çevrelerince garip karşılansa da artık çok da umurunuzda değildir.