Türkiye topraklarında, bu coğrafyada kadın olmak ve toplum baskısına göğüs gererek yaşamaya çalışmak çok zor. Her gün kocalarımız ya da sevgililerimiz tarafından haklı(!) sebeplerle öldürülüyor, şiddete maruz kalıyor, kıyafetlerimiz ya da içtiklerimiz nedeniyle(!) cinsel istismara uğruyoruz. Bir de bunun üzerine erkeklerin tahakkümünde olduğu düşünülen(!) alanlara girince işler hepten değişiyor.
Sokakta yürümek, taksiye binmek, toplu taşıma kullanmak ya da bizzat araba sürmek ne kadar zor olabilir ki? İşte basından, sosyal medyadan ve internetin çeşitli mecralarından derlediğimiz, Türkiye'de kadın olmayı trafik ölçeğinde ele alan içeriğimiz... Bakın ne kadar zor olabilirmiş...
Seksist düşünen, düşünmekle kalmayıp bunu faaliyete geçen tüm erkekler siktirip gitsin şu dünyadan. Bu küfür de özellikle "küfür etmek kadınlara hiç yakışmaz cık cık" diyenlere gelsin. Çekin artık ellerinizi, laflarınızı, yargılarınızı üzerimizden.
Ben taksi bilmediğim bir adrese beni götürürken genellikle iş görüşmelerinde oluyor tenha ıssız bir yerden geçince ve buralarda yavaşlayınca geriliyorum ya da otobüste minibüste yalnız kalınca bize bu gerilimi yaşatmaya hakkınız yok
Çocuk olmak, kadın olmak, insan olmak... hangisi en büyük suç? Her kadın hayatında en az bir defa sözlü yada fiziksel tacize uğruyor, sürekli olarak cinsiyetçi baskıya maruz kalıyor istisnasız her kadın. Nasıl bunlara gösterilen tepkiye feminizm diyebiliyorsunuz anlayamıyorum bu bir çığlık. Bende fiziksel ve sözlü tacizlere maruz kaldım ve o kadar öfkeliyim ki... Bu insanlar ise dolmuşa bindikleri için, o anda katillerinin yanından geçtikleri için işkence edilerek öldürüldüler. Asla susmayacağım. Kimsenin 17 yaşına dokunmasınlar, kimsenin kadınlığına, erkekliğine insanlığına dokunmasınlar diye. Bu cinsiyet savaşı değil bu insanlık savaşı, sizde asla susmayın lütfen